Mektup

Sevgili kızım; Üniversitede aldığın ders­ler arasında en çok keyif aldığın Oyun Teorisi dersinin sende yepyeni bir bakış açı­sı yarattığını görmek beni çok mutlu ediyor. Geçtiğimiz ay, öğretmenin dönem ödevi ola­rak verdiği konuyu benimle paylaşman ve ülkemizdeki siyasi çalkantıları oyun teorisi perspektifinden ele alarak yorumlaman ger­çekten gurur vericiydi.

İktidar ve muhalefet kanadındaki aktörle­rin stratejilerini karşılaştırmalı üstünlükler üzerinden analiz edip matematiksel bir mo­delle desteklemen ise büyük bir alkışı hak ediyor. Keşke bu oyunun yapısını ve olası so­nuçlarını senin kadar net görebilen yöneti­cilerimiz olsa… Anayasa değişikliği için ge­liştirilen stratejiler, erken seçim ihtimali, bu seçimin istenen adayla yapılıp yapılmayaca­ğı, hatta yargının bu süreçte bir araç olarak kullanılması gibi birçok karmaşık unsuru modellemen oldukça etkileyici.

Simülasyonun sonuçlarına göre, kısa va­dede hiçbir tarafın kazanamadığı bir oyu­nun içinde olduğumuz gerçeği, Oyun Teori­si’ni bilen biri olarak beni hiç şaşırtmadı. Ve sen bu ödevi teslim ettikten yalnızca iki haf­ta sonra, iktidar kanadının senin öngördü­ğün adımları birer birer uygulamaya başla­dığını gözlemlemek, analizinin ne kadar isa­betli olduğunu ortaya koyuyor.

Modelinin işaret ettiği gibi, bu oyunun so­nunda ekonomik olarak toplumun tüm ke­simlerinin zarar gördüğü bir sürece hızla sü­rükleniyoruz. Adeta sonucu belli bir tren ka­zasının ağır çekimini izliyor gibiyim. Bilim bu kadar açık öngörüler sunabiliyorken, ka­rar alıcıların bunları neden göremediğini ya da gördükleri hâlde neden görmezden gel­diklerini anlamak çok zor.

Birkaç örnekle bu öngörülerinin ne kadar isabetli olduğunu paylaşmak isterim: Büyük bedeller ödeyerek zar zor biriktirdiğimiz 100 milyar dolarlık rezervin 25 milyar doları sadece üç gün içinde eridi. Güven ortamının zedelenmesiyle devlet tahvillerinin faizleri 7 ila 10 puan arasında yükseldi. Bu artış, ge­lecek nesillere taşınacak büyük bir faiz yükü anlamına geliyor. Türkiye’nin risk primi an­lamına gelen CDS oranı da 250 baz puandan 320’nin üzerine çıktı. Yani ülke, dış borçlan­ma için daha yüksek maliyetlerle karşı kar­şıya. Gerçekten çok üzgünüm.

Bu süreç bana Yunan mitolojisindeki Sis­yphus’un hikâyesini hatırlatıyor. Hilekârlığı ve kibri yüzünden cezalandırılan Sisyphus, sonsuza dek bir kayayı tepeye yuvarlamakla görevlendirilmişti; ancak kaya her seferinde aşağı yuvarlanır ve Sisyphus yeniden başla­mak zorunda kalırdı. Biz ne yaptık da böyle­sine yorucu, bitmek bilmeyen bir döngünün içinde cezalandırılıyoruz, bilmiyorum.

Henüz tam olarak gözlemleyemesem de, bu belirsizlik ortamında TL yerine dövizi tercih edenlerin sayısının artması kuvvetle muhtemel. Enflasyonun seyri hakkında ke­sin konuşmak için erken olabilir; ancak gi­dişat, enflasyonun yeniden yükseleceğini ve bu durumun geniş halk kesimlerini olumsuz etkileyeceğini gösteriyor.

Sevgili kızım, ödevinde ulaştığın temel so­nucu – bu oyunun sonunda kazananın olma­ması ve tüm toplumun ekonomik olarak kay­betmesi – şimdiden yaşayarak deneyimliyo­ruz. Umarım, bu oyunun aktörleri çok geç olmadan sağduyuyla hareket etmeye başlar ve daha büyük yıkımların önüne geçilebilir.

Seninle gurur duyuyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar