Merkez Bankası’nın Z raporu

Yayınlandığında daha fazla gündem olmasını bekler­dim. Halbuki TCMB’nin geçen sene temmuz ve aralık ayla­rında zombi şirketler hakkın­da yayınladığı iki makale, hem Türkiye ekonomisinde verim­lilik artışı önündeki önemli bir engeli gündeme taşıyor, hem de bu konuda çok değerli veri ve analizler içeriyordu.

Parasal koşulların sıkılaştığı ve ekono­minin yavaşlama sürecine gir­diği son dönemde bu konunun gündeme gelmesini olumlu bu­luyorum.

Zombi şirket nedir?

Öncelikle tanımla başlaya­lım. Zombi şirket, elde ettiği kârla faiz giderlerini dahi kar­şılayamayan ve genellikle dış desteklerle (örneğin kredi er­telemesi veya yeniden yapılan­dırma) ayakta kalan finansal açıdan sürdürülemez firma­lar olarak tanımlanır. Ekono­mik çalışmalar, bu şirketlerin verimsiz oldukları halde kay­nak tüketmeye devam ederek ekonomide verimlilik kaybına, bankacılık sisteminde kredi tı­kanıklığına ve sağlıklı firmalar üzerinde haksız rekabete yol açtığını ortaya koymaktadır.

Türkiye’de pandemi döne­minden sonra uygulanan ge­nişlemeci politikalar, özellikle de 2022-2023 yıllarında reel faizin tarihte görülmediği ka­dar negatif bölgede tutulma­sı, bu tür verimsiz firmaların hayatta kalması, hatta artması için uygun ortamı sağlamıştır. Bunların görünür hale gelmesi için ise son dö­nemde olduğu gibi pa­rasal koşulların sıkılaş­ması gerekmektedir.

Bu firmaların sayısal verilerle tanımlanma­sında, uluslararası lite­ratürde çeşitli kriterler kullanılmaktadır. En ge­niş tanımda faiz karşıla­ma oranı üç yıldır birin altında olan ve 10 yılın üzerin­de süredir var olan şirketleri içermektedir.

İkinci tanımda, art arda iki yıl faiz karşılama oranı ve satış büyümesi negatif olan ve yük­sek finansal kaldıraca sahip firmalar zombi olarak tanım­lanmıştır. Üçüncü tanım ise, önceki tanım biraz daha daral­tılarak, iki yıl yerine üç yıl şartı aranmıştır. (Grafik)

Zombi şirketlerin oranı nedir?

TCMB’nin Aralık 2024’te yayınlanan çalışmasına gö­re (Ağ Bağlantılarında Zombi Firmalar: Tıkanıklık ve Kredi Yenileme), en geniş kapsamlı birinci tanıma göre zombi fir­ma oranı 2012’de %6.47 iken, 2020’de %10.41’e kadar çık­mış, 2022’de ise %8.32 olarak gerçekleşmiştir.

IMF’nin 2023 tarihli bir ça­lışmasında (The Rise of the Walking Dead: Zombie Firms Around the World) da bu ge­niş tanım kullanılmış ve 1997– 2000 döneminde özel şirket­lerde zombi oranı yaklaşık %13 olarak bulunmuştur. Ancak bu­rada, TCMB çalışmasına göre daha dar kapsamlı bir veri se­ti kullanıldığına dikkat etmek gerekmektedir.

İkinci tanıma göre, Türki­ye’de zombi firmaların toplam firmalara oranı 2012 yılında %2.03 iken, 2020’de %3.95 ile zirveye ulaşmış, 2022 yılında ise %1.44’e gerilemiştir. Üçün­cü ve en dar kapsamlı tanıma göre oranlar genellikle daha düşük kalmıştır; 2012’de %1.70 olan oran, 2020’de %3.44’e çık­mış, 2022’de %1.38 olmuştur.

2020 sonrasındaki zombi şirket sayısındaki düşüş, ger­çek bir iyileşmeden zi­yade, bu dönemde uygu­lanan genişlemeci po­litikalar ve negatif faiz politikası nedeniyle zom­bi şirketlerin görünürlü­ğünün azalmasından kay­naklanmaktadır.

Ancak, sonraki dönem­de faiz oranlarının artma­sıyla birlikte firmalara yö­nelik ekonomik stres gös­tergelerinde (batık kredi oranı, protestolu senet, ödenmeyen çek oranı ve açılan-kapanan şirket sayısı) bozulmalar ya­şanmıştır. Bu doğrultuda, zom­bi firma oranında da artış ya­şandığını söylemek yanlış ol­mayacaktır.

Neden önemli?

Bulgular, bankaların zom­bi firmaları destekleme eğili­minde olduğunu ve bu firmala­ra, gelecekte toparlanacakları ve yatırımlarını geri alabile­cekleri umuduyla elverişli kre­di koşulları sunduklarını gös­termektedir. Bu durum sadece kredi tahsisinin yanlış yönlen­dirilmesine neden olmakla kal­mayıp, zombi firmaların varlı­ğını uzatarak sağlıklı firmalar üzerinde olumsuz bir "tıkanık­lık etkisi" yaratmaktadır.

Bu olumsuz etkiler yalnız­ca finansal yapıyla sınırlı kal­mamakta, daha geniş ekono­mik sonuçlar da doğurmakta­dır. Zombi firmaların yoğun olduğu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, daha düşük satış, istihdam, ihracat ve ve­rimlilik artışı göstermektedir. Ayrıca üretim ağlarındaki yu­karı ve aşağı bağlantılar nede­niyle, zombi etkisi firmaların üretkenliklerini, kâr marjları­nı, katma değerlerini ve girdi maliyetlerini de olumsuz et­kilemektedir. Yapılan analiz­ler, zombi firmalarla bağlan­tılı üretim ağlarında yer alan firmaların, hiçbir zombi bağ­lantısı olmayan firmalara göre daha zayıf performans sergile­diğini göstermektedir.

Peki bu konuda ne yapılabi­lir? Çalışmalar, iflas ve yeni­den yapılandırma süreçlerinin etkin ve hızlı işlemesini sağla­yacak yapısal reformların ya­pılmasını önerilmektedir. Ay­rıca, bankaların kredi tahsis süreçlerinin verimlilik ve sür­dürülebilirlik ilkelerine göre yeniden yapılandırılması ge­rekmektedir. Bunların yanın­da, firma düzeyinde veri şef­faflığının artırılması, bu firma­ların tespiti ve izlenebilirliği açısından faydalı olacaktır.

Merkez Bankası’nın Z raporu - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar