'Mermaiding' trendi dünyayı sarıyor

Dünyanın bir kısmında insanlar savaşlar ve çatışmalarda hayatını kaybederken, diğer kısmında ise “stresten uzaklaşmak isteyen” yetişkinler “mermaiding” gibi sürreal akımlarla gündelik hayatın endişelerinden uzaklaşmaya çalışıyor.

Dünyanın Gazze ve Ukray­na gibi bölgelerinde savaş­lar ve çatışmalardaki sivil katliamları sürerken, dünyanın “gelişmiş ülkeler” diye nitelendi­rilen bazı bölgelerinde de yaşayan­lar da akıl ve ruh sağlıklarını koru­mak için ne yapacağını şaşırmış durumda.

İçinde bulunduğumuz vahşi ka­pitalizm çağında genellikle yüksek tempolu, rekabetçi, sürekli üre­tim ve tüketim döngüsünde yaşa­yan modern insanın, uzun çalışma saatleri, performans baskısı ve sü­rekli “daha fazlasını başarma” zo­runluluğunun getirdiği yoğun stres nedeniyle rahatlamak için dene­mediği kalmadı. Bu uğurda ABD’de başlayıp dünyaya yayılan son trend ise “Mermaiding”, yani “Deniz kızı kılığına girip yüzme” trendi.

Denizkızı kuyruğu giyerek de­nizkızı olmak, 2015 yılında Ame­rika'da popüler hale geldi ve yıl­lar içinde İngiltere'de başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de bu konuda sertifikalar ve gruplar ortaya çıktı.

“Deniz kızı olmak” sanıldığı ka­dar kolay değil. Birçok farklı türde kostüm ve kuyruk bulunuyor, an­cak hepsinin ortak noktası yüzü­cünün bacaklarını birbirine bağ­laması ve suda ilerlemesine yar­dımcı olacak yekpare bir palet içermesi. Bu iş o kadar ilerlemiş vaziyette ki dünyada “Mermai­ding” yapanlar kendi aralarında Facebook grupları kurup oradan bir birleriyle “kuyruk modelleri” paylaşıyorlar.

“Denizkızı olmak”, tamamen ha­yal gücü ve oyun dünyasına adım atmak anlamına geldiğinden dola­yı, kapitalist düzenin dayattığı ras­yonel ve “gerçekçi” dünyadan bir kaçış anlamına da geliyor.

Kendi masalında yaşamak

İngiltere’de yaşayan ve gerçek isminin yayınlanmasını isteme­yen “Birgit” kod adlı bir arkadaşım da kendisini bu akıma kaptıranlar arasında yer alıyor.

İngiltere’de Kuzey Galler böl­gesinde denizkızı kılığına giren kişilerden oluşan “Dŵr Tails” grubuna üye olan Birgit, “Mer­maiding” akımına neden girdiği­ni şöyle anlatıyor:

“İş hayatında rollerimiz katı ve kurallarla belirli; deniz kızı kılığı, bana bu kimliklerden sıyrılıp “ken­di masalında” yaşama özgürlüğü veriyor. Ayrıca yüzmek hem medi­tatif hem de bedensel olarak beni rahatlatıyor.”

“Peki denizkızı kostümü giyme­den yüzdüğünde aynı etki olmuyor mu?” diye sorduğumda Birgit şöyle yanıt veriyor:

“Ben küçüklüğümden beri ken­dimi deniz kızı olarak hayal eder­dim. Şimdi bunu gerçekten yap­ma imkanım varsa neden yapma­yayım? Suyun içindeyken kendimi kutsal ve sağlıklı bir alanda gibi hissediyorum.”

Yine kapitalizm kazanıyor

Ancak çok ilginçtir ki bu hobi de kapitalist sistemin sunduğu (ve pa­zarladığı) ürünlerden besleniyor: Özel kostümler, su altı fotoğrafçılı­ğı paketleri, “mermaid retreat” ta­tilleri… Yani sistem, stresi yaratan aynı mekanizmalarla stresi gider­meyi de satıyor.

Kapitalist sistem stresi doğuru­yor, insanlar kaçış arıyor, deniz kı­zı kılığına girip yüzmek bu kaçışı hem sembolik hem fiziksel olarak sağlıyor; fakat ironik biçimde bu kaçış da kapitalizmin içinde bir niş pazar hâline geliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar