Mukimlik belgesine yargısal yaklaşım

Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ
Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ info@dunyaeko.com

Vergi anlaşmaları iki akit ülke arasında paylaşmalı yetki temelinde imzalanmakta ve çeşitli gelir türlerinin hangi ülkede vergilendirileceği hususu, lehe vergi oranları (temettü, faiz, gayri maddi hak) anlaşmayla belirlenmektedir.

Vergi anlaşmaları, anlaşmaya taraf ülkelerde mukim olanlara uygulandığından anlaşma faydasından yararlanmak isteyenlerin, mukim oldukları ülkenin yetkili makamlarından bu ülkede tam mükellef olduklarına dair mukimlik belgesi almaları gerekmektedir.

Mukim ne demek?

 "Mukim" terimi vergi anlaşmalarının 4’üncü maddesinde hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler yönünden ayrıntılı olarak tanımlanmakta, bir kişinin iki Devlette birden mukim olması halinde hangi Devletin mukimi sayılacağına ilişkin kurallar maddede belirtilmektedir.

Buna göre, genel ifadesiyle "Devletlerden birinin mukimi" terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.”

Türkiye’de mukimlik

 Türkiye'de yerleşmiş olanlar veya merkezi Türkiye'de bulunan teşebbüslere bağlı olup yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları; Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirilirler (GVK, m.3).İkametgâhı Türkiye'de bulunanlar ve bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmemektedir) Türkiye'de mukim kabul edilmektedir.

Yargı kararlarında mukimlik ve mükellefiyet

 Serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen danışmanlık, destek, teknik destek hizmetlerinin, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde, bir veya birkaç seferde, toplam 6 ay/183 gün veya daha fazla sürede gerçekleştiği somut bir biçimde tespit edilmediğinden tarhiyat hukuka aykırıdır (Danıştay 4.D, K. 2021/3519).

Yurtdışında çalışma izni bulunan ancak Medeni Kanun çerçevesinde ikametgâhı Türkiye’de bulunan davacının ayrıca Türkiye’de altı aydan fazla oturduğu tespit edildiğinden tam mükelleftir (Danıştay 4. Daire, K.2000/5300) Oturma esasına getirilen istisnalara ilişkin 3. Daire’nin K.1985/195 sayılı kararında ise Fransa’da mukim bir haber ajansı adına çalışan ve bir iş sözleşmesi çerçevesinde yedi yıldır Türkiye’de yerleşmiş olan muhabirin Türkiye’ye belli ve geçici bir görevli olarak gelmiş sayılmayacağına hükmedilmiştir.

Anlaşmadan faydalanmak için mukimlik belgesi alınması yeterli mi?

 Tek başına yeterli olmayabilir. Alınan hizmetin niteliği ve mükellefiyet koşullarının tüm yönleriyle ispat edilmesi gerekmektedir. Nitekim anlaşmalarla ilgili olmayan bir ÖTV uyuşmazlığında Danıştay 7.Dairesi, ABD mukimliği iddiasıyla ilgili olarak şirketlerin federal vergi kimlik numaralarının bulunmadığı, gelir vergisi beyannamesi vermedikleri, eyalet mühür ve apostilli şirket kaydı olmasına rağmen eyalet sertifikalarının ve apostillerin tek başına vergi amaçları bakımından Amerika mukimliği teşkil etmeyeceği, şirket yöneticilerinin, yetkililerinin veya temsilcilerinin fiziksel olarak Amerika'da kayıtlı bir adreste konuşlandıklarına ilişkin herhangi bir gösterge bulunmadığı, şirketlerin Amerika'da ticari işlemler yürüttüklerini ortaya koyan bir göstergeye ulaşılamadığı tespitini yapmıştır.

(Danıştay 7. Daire, K. 2020/4857). Küresel gündemde Hindistan’da verilen Azadi Bachao ve Blackstone kararları da mukimlik belgesinin anlaşma uygulaması bakımından belirleyici olup olmadığını tartışmaya açmıştır.

Mukimlik belgesi sonradan ibraz edilebilir mi?

 Mukimlik belgesinin ilgili vergilendirme döneminde alınması tartışmaları önlemek açısından önemli ve faydalıdır. Ancak bazen çeşitli operasyonel zorunluluk ve koşullar nedeniyle inceleme sırasında mukimlik belgesinin ibrazı mümkün olmayabilir. Bu durumda, inceleme sırasında mukimlik belgesi sunulamadıysa da Danıştay, katıldığımız yaklaşımıyla inceleme sırasında ibraz edilmeyen mukimlik belgesinin mahkemeye ibrazına olumlu yaklaşmış ve tarhiyatı kaldırmıştır.

(Danıştay 9. Daire, K.2019/5237)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar