Netlik, işverenin yeni rekabet gücü
İş dünyasında son beş yılda yaşanan dönüşüm, sadece teknolojiyi ya da iş modellerini değil temel yönetim reflekslerini de değiştirdi. Artık iyi liderlik, büyük cümlelerle değil sade bir soruyla ölçülüyor: “Karşındakine kendini anlatabiliyor musun?” Günümüzde stratejiden önce güven, bütçeden önce şeffaflık, vizyondan önce netlik gerekiyor. Çalışanlar artık yalnızca bir rol ya da maaş değil netlik, yön ve anlam arıyor. Bu eğilim, içgörüye dayalı bir gözlem değil, geçtiğimiz günlerde açıklanan 2025 Yetenek Trendleri Raporu’nun verileriyle teyit ediliyor.
Page Group’un 50 binden fazla profesyonelle gerçekleştirdiği araştırma, iş dünyasının geleceğine dair ezberleri bozan bulgular sunuyor. Türkiye’de yaklaşık bin çalışanın katılımıyla elde edilen sonuçlar, işverenler için yeni bir rekabet alanını işaret ediyor: Netlik. Ve bu sadece iş tanımlarında değil, liderlik yaklaşımında, iletişim dilinde ve stratejik duruşta kendini gösteriyor.
Çalışanlar ‘bekle ve gör’ yaklaşımını benimsiyor
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PageGroup Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, günümüzde birçok profesyonelin yeni iş fırsatlarına açık olduğunu ancak ekonomik ve siyasi belirsizlikler nedeniyle ‘bekle ve gör’ yaklaşımını benimsediğini belirtiyor. Cömert “Bu durum, işverenler için en iyi yetenekleri bünyelerine katma sürecini daha karmaşık hale getiriyor. Ancak araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, çalışanların ortak ihtiyacı maaş, esneklik, teknoloji, kültür ve değer gibi konularda netlik isteği” diyor.
Net olmanın doğru kişilerin çekilmesinde, şirket değerlerine uyumlu ve şeffaflığa değer veren bir iş gücü yaratılmasında önemli rol oynadığını vurgulayan Cömert, işverenlerin bu beklentiyi karşılamakta ne kadar başarılı olduklarının, artık rekabette belirleyici bir unsur haline geldiğini ifade ediyor. Veriler de bu yorumu destekliyor. Türkiye’de profesyonellerin yüzde 94’ü yeni pozisyonlara açık olsa da sadece yüzde 57’si aktif olarak yeni iş arayışında. Bu fark, işverenlerin ne sunduğu kadar nasıl sunduğunun da önemli olduğunu gösteriyor. Açık, anlaşılır ve güven telkin eden bir pozisyonlama, kararsız profesyonelleri harekete geçirebiliyor.
İşte bu konuda işverenler için birkaç öneri:
-Zorlukları stratejiye dönüştürün: Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 77'si artık haftada en az bir kez yapay zekâdan yararlandıklarını söylerken, çoğunluğu üretkenlik ve iş kalitesi üzerinde olumlu etkilerini bildiriyor. Yapay zekâ entegrasyonu, iş yeri esnekliği ve güven gibi kritik konularda açık ve sürdürülebilir stratejiler geliştirmek; işe alım ve bağlılık süreçlerinin temelini oluşturabilir.
-Şeffaflık yoluyla güven inşa edin: Araştırmaya katılan her beş kişiden biri, iş ihtiyaçları ile çalışan refahı arasında denge kurma konusunda liderliklerine çok az güvendiklerini veya hatta hiç güvenmediklerini, her on kişiden birinden azı ise tam bir güvene sahip olduklarını söyledi. Açık iletişim ve şeffaf karar alma süreçleri, çalışanların bağlılığını ve üretkenliğini artırır. Bu da sürdürülebilir başarıyı destekler.
-Kararlı ve net liderlik sergileyin: Türkiye'deki profesyonellerin yüzde 94'ü gerçekten de yeni pozisyonlara açık, ancak sadece yarısı aktif olarak bakıyor, birçoğu bir sonraki hamlelerine temkinli yaklaşıyor. Belirsizlik dönemlerinde dahi istikrarlı, özgüvenli ve net bir liderlik duruşu, yetenekleri elde tutmanın ve yeni yetenekleri çekmenin anahtarıdır.
Sözlere değil yönlere bakılıyor
Bu raporun en çarpıcı tarafı, değişen iş dünyasında artık netliğin bir ‘soft skill’ değil, stratejik bir rekabet aracı olduğuna işaret etmesi. Daha da önemlisi, netliğin teknoloji, esneklik, maaş gibi konuların önüne geçerek insanları karar vermeye iten ana etken haline gelmesi. Belki de yıllardır aradığımız sadelik burada gizli: Daha az jargon, daha çok açıklık. Daha az kontrol, daha çok güven. Ve en önemlisi: Daha az vaat, daha çok netlik. Günümüz liderleri için karizmatik olmak, vizyoner olmak kadar anlaşılır olmak da gerekiyor. Çünkü artık insanlar sözlere değil, yönlere bakıyor.