Otomotiv değer zincirinin geleceği: Dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve küreselleşmeye uyum
Küresel adımlar, değişimler, gümrük vergileri, tarifeler, yarı iletkenler, çipler, mıknatıslar ve bataryalar, günümüz otomotiv değer zincirini köklü bir şekilde dönüştürüyor.
Bu çerçevede, söz konusu değer zincirlerinin geçmişini, bugününü ve olası geleceğini şekillendiren eğilimleri incelemek, bunların bölgesel, ulusal ve ulusüstü düzeydeki hükümetler için doğurduğu politika çıkarımlarını detaylandırmak ve gelecek stratejilerini oluşturmak açısından önem taşıyor. Ülkeler, değişen küresel adımlar doğrultusunda otomotivde doğrudan yabancı yatırımları tedarikçi ekosistemleriyle birlikte çekebilmek için politikaları analiz ederek mevcut ve gelecekteki yatırımlara zemin hazırlıyor.
Aynı zamanda otomotiv değer zincirine yönelik olası uzun vadeli senaryoları ve bunların politika çıkarımlarını sektör temsilcileri ve uzmanlarla birlikte geliştirip stratejilere dönüştürerek uygulamaya koyuyor. Otomotiv değer zinciri, katma değer, istihdam, inovasyon ve ihracat açısından ülke ekonomilerinde kilit bir sektör. Farklı endüstriyel yapılar, ülkelerin genellikle belirli alt sektörlerde uzmanlaştığı anlamına gelir: “Üst sektörler” (örneğin, hammadde rafine etme, bileşen, modül ve sistem üretimi), “orta sektörler” (örneğin, otomobil montajı) veya “alt sektörler” (örneğin, otomotiv perakendeciliği, servis ve bakım).
Otomotivin geleceği: Önümüzdeki 10 yılda hızlı şekillenme stratejileri
Otomotivin geleceği, 10 yıllık süreçte hızlı şekillenme stratejilerini oluştururken, bu stratejiler, üç ana eğilimi ve bunların etkileşimini baz alıyor. “Sürdürülebilirlik”, “Dijitalleşme” ve “Küresel değer zincirlerinde değişim ve uyum”. Bu eğilimlerin her biri üzerine ülkeler ve otomotiv şirketleri tarafından yapılan değerlendirmenin ve atılan adımların temelinde, olası küreselleşme senaryolarının, yani “küreselleşmenin tersine dönmesi” (kritik hammaddelere yönelik ihracat yasakları, yatırım taramaları ve sınırlamaları, yeniden yerelleştirme teşvikleri ve küresel değer zincirlerinden bölgesel ve alt bölgesel değer zincirlerine geçişle karakterize edilir) ve “yeniden küreselleşme” (yani sürekli uluslararasılaşmaya dönüş ve küresel değer zincirlerinde üretimin parçalanması) senaryolarının değerlendirilmesi yatmaktadır.
Otomotivde gelecek: “Sürdürülebilir gelecek”
Sürdürülebilirlik alanında alternatif senaryolar, çevresel sürdürülebilirlik açısından ilerleme veya gerilemeyi ele alıyor. Gelecek ya ‘sürdürülebilir’ olacak; döngüsel iş modelleri, kurumsal sürdürülebilirlik girişimleri, tedarik zinciri durum tespiti, gerekliliklere uyum ve sürdürülebilir ticaret ile yatırımı teşvik eden yeni nesil ticaret anlaşmalarıyla şekillenecek. Ya da ‘sürdürülemez’ olacak; ülkelerin iklim nötrlüğüne ulaşamaması ve yeşil dönüşüm için kritik malzemeler de dâhil olmak üzere doğal kaynakların hızla tükenmesiyle belirlenecek. Benzer şekilde, dijitalleşmeyle ilgili olarak, gelecek senaryoları da gelişmiş bağlantı ve otonom sürüş hızı etrafında değerlendiriliyor.
Tedarik zinciri artık daha da önemli
Otomotiv sektöründe, üreticilerin ve tedarikçilerin yurt dışındaki bağlı kuruluşları aracılığıyla daha büyük çokuluslu şirketlerin değer zincirlerine dâhil edilmesi, bu zincirlere entegrasyon, istihdam ve gelir açısından önemli bir itici güç oluşturuyor. Aynı zamanda bu süreç, otomotivde inovasyonu, verimliliği, üretkenliği ve rekabet gücünü artıran; uzmanlık, bilgi, teknoloji ve sermaye kaynağı açısından da gelecekte daha önemli bir rol üstlenecek.
Ülkelere yabancı sermaye akışı, ileri teknolojilere ve genişletilmiş ağlara erişim sağlayarak fayda sunacak; doğrudan yabancı yatırımların bu bölgelere yoğunlaşmasını beraberinde getirecek. Otomotiv sektöründe ise doğrudan yabancı yatırımlar, güçlü altyapıya, yerleşik iş ekosistemlerine ve kalifiye iş gücü havuzlarına sahip bölgelere yönelmeye devam edecek. Bu özellikler doğal olarak verimlilik, bağlantı ve nitelikli bir iş gücüne erişim arayan yeni yatırımcıları da cezbedecek.
Otomotiv değer zinciri
Otomotiv değer zincirinde malzeme tedarikçileri hammadde sağlarken, üreticiler çeşitli otomobil parçaları üretir. Tedarikçiler ise yazılım da dâhil olmak üzere araç montaj süreci için gerekli ana sistemleri doğrudan sağlar. Otomotiv üreticileri de araçları tasarlar, üretir ve montajını yapar. Bayilik ve son kullanıcılara yönelik satış sonrası hizmetleri içerir. Sürdürülebilir ve döngüsel iş modellerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, geri dönüşüm tesisleri hammaddeleri geri kazanarak yeniden üretim, onarım ve yenileme süreçlerinde rol alır.
Son dönemdeki şoklar ve artan jeopolitik gerilim, küresel tedarik zincirleri üzerinde derin etkiler yaratarak otomotiv sektöründe tedarik zincirinde yeniden yapılanmaya yol açtı. COVID-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin-ABD arasındaki jeopolitik gerilimler gibi son krizler, otomotiv firmalarının tedarikten üretime, üretimden tüketime kadar tüm iş süreçlerinde tedarik zincirlerini yeniden değerlendirmelerine yol açtı.
Hammaddelerin üretiminden ürünlerin ticarileştirilmesine kadar olan süreçteki son dönemdeki aksaklıklar, değişen küresel piyasa koşulları, ticaret anlaşmazlıkları ve çevresel kaygılar, değer zincirindeki halihazırda devam eden değişimleri hızlandırdı ve dönüştürdü. Teknolojik değişim ve dijitalleşme, üretim süreçlerini optimize etmek ve verimliliği artırmak için fırsatlar sunarken, üretim faaliyetlerinde hizmetlerin artan önemi ve döngüsel modellerin yaygınlaşması, otomotivde yazılım ve diğer dijital hizmetler aracılığıyla yeni şirketler ve pazar olanakları yaratıyor.