Powell’ın ikilemi, gaz pazarlıkları ve Ortadoğu gölgesi

ABD’den gelen son enflasyon verile­ri, Fed Başkanı Jerome Powell’ı kri­tik bir tercih noktasına sürükledi. Tüketici fiyatları (TÜFE) beklentiler dahilinde ge­lirken, üretici fiyatlarında (ÜFE) görülen sert artış, enflasyonun önümüzdeki aylar­da yeniden tırmanabileceğinin güçlü bir işareti oldu. İşin bir diğer yüzü ise istih­damın giderek zayıflaması. Yani bir yanda kırılgan iş gücü piyasası, diğer yanda yeni­den canlanan fiyat baskısı…

Şirketler şimdilik tarifelerin maliyetini kendi bilançolarında eritiyor. Kâr marjları azalıyor, fakat fiyatlara yansıtmıyorlar. Eğer bu eğilim sürerse bilançolarda küçülen kâr rakamlarıyla karşılaşacağız. Eğer maliyetler fiyatlara aktarılırsa, bu defa enflasyon tara­fında yeni bir dalga göreceğiz. İki ucu keskin bıçak… İşte Powell, Jackson Hole’da bu ikile­min ortasında konuşacak.

Fed kolay çözümsüz bir sınavda

Geçen yıl Temmuz 2024’de işsizlik %4,2’ye çıkmış, TÜFE %2,9’a gerilemişti. Powell, bu tabloya faiz indirimi mesajıyla yanıt vermişti. Bu yıl şartlar neredeyse ay­nı: işsizlik yine %4,2, manşet enflasyon ise %2,7. Ancak tabloyu bozan nokta ÜFE. Ge­çen yıl manşet %2,6 iken bu yıl %3,5, çekir­dek ÜFE ise %2,3’ten %3,7 ile belirgin bir yükseliş sergiliyor. İstihdam rakamlarında da üç aylık ortalamalarda belirgin bir düşüş görülmekte. Powell bu kez güvercin olursa artan maliyet baskısına rağmen işsizliği ön­celediği, şahin olursa zayıflayan istihdamı görmezden geldiği eleştirilerini alacak. Kı­sacası Fed, kolay çözümsüz bir sınavda.

Dünyanın diğer ucunda ise farklı bir dip­lomasi trafiği yaşanıyor. Cuma günü ger­çekleşen Putin-Trump zirvesi sonrasında, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna lideri Ze­lenskiy ile görüşmesinde gözler. Bu geliş­me sonrasında doğal gaz fiyatları 2025’in en düşük seviyesine geriledi. Piyasa, barış ihtimalini fiyatlıyor. Fakat barışın gerçek­çiliği tartışmalı. Putin, savaşta elde ettiği toprakları bırakmak istemiyor. Ayrıca Uk­rayna’nın NATO dışında kalmasını garan­ti altına almak istiyor.

Zelenskiy’nin böyle bir anlaşmayı kabul etmesi, ancak ABD’nin güçlü bir güvence vermesi ya da desteğini çekme tehdidinde bulunmasıyla mümkün olabilir. NATO üyesi olmadan 5’inci madde kapsamına alınması planlanyor. Bu noktada Avrupa liderlerinin de masada olması, süre­cin çok taraflı bir pazarlık olacağını gösteri­yor. Eğer uzlaşma sağlanırsa enerji riskleri azalacak, gaz fiyatları daha da düşecek. Bu Türkiye için de enflasyon ve cari açık açı­sından ciddi bir rahatlama demek. Ancak başarısızlık halinde, enerji fiyatlarında ye­ni bir artış dalgası kaçınılmaz olur.

Ankara’dan denge siyaseti

Ortadoğu’da ise tansiyon yükseliyor. İran lideri Ali Hamaney’in danışmanı Safevi, İs­rail ile her an yeni bir savaş çıkabileceğini açıkladı. Bu tür söylemler, sadece bölge­sel güvenlik risklerini değil, aynı zamanda petrol fiyatlarını da yukarı iter. Türkiye gi­bi enerji ithalatçısı ülkeler için bu, doğru­dan enflasyon ve dış denge üzerinde baskı demek. Bölgesel istikrarsızlık, yatırımcıla­rın risk algısını da bozarak sermaye girişle­rini sınırlayabilir.

Türkiye açısından tüm bu gelişmeler üç kanaldan yakından izlenmeli:

-Para politikası: Fed’in güvercinleşmesi kısa vadeli sermaye girişlerini artırabilir, TL ve borsa rahatlar. Ancak enflasyonun yeniden hızlanmasıyla Fed’in şahinleşme ihtimali yıl­sonuna doğru baskı yaratabilir.

-Enerji fiyatları: Avrupa’da olası barış senaryosu, Türkiye’nin ithalat faturasını ha­fifletir. Tersi durumda ise enflasyon yeniden yükselişe geçebilir.

-Jeopolitik riskler: İran-İsrail hattın­da çıkabilecek bir savaş, enerji maliyetlerini artırmakla kalmaz; Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın risk primini de yükseltir.

Sonuçta Ankara’nın önündeki tablo, küre­sel dalgalanmaların gölgesinde dikkatli bir denge siyaseti gerektiriyor. Enerji maliyet­lerini hedge eden adımların güçlendirilmesi, finansal tampon mekanizmaların hazırlan­ması ve sermaye hareketlerindeki oynaklığa karşı proaktif önlemler şart. Çünkü Washin­gton’da Powell’ın ağzından çıkacak cümleler, Brüksel’de imzalanacak olası bir anlaşma ya da Tahran’dan gelecek tek bir açıklama, Bor­sa İstanbul’da da yankı bulması beklenmeli.

Yazara Ait Diğer Yazılar