Putin’in iki ordusu

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI burak.kuntay@dunya.com

Seçim telaşından, sıcak dış politika ha­berleri ister istemez gündemin dışında kaldı. Ancak geçtiğimiz günlerde, Ukray­na ve Rusya savaşına dair iki önemli gelişme gündeme geldi. Bunlardan ilki; başta İngilte­re ve Fransa olmak üzere, Avrupa’nın yaklaşık üç milyar dolarlık bir savunma paketi ile Uk­rayna’ya destek hazırlığında olmasıydı. Uzun zamandır ABD’den gelen milyarlarca dolarlık desteği de düşündüğümüzde, hava savunma sis­temleri ve kara güçleri ile Rusya’nın karşısında bir direnç oluşturmaktan öte itici bir güç olma yolunda ilerliyor. Ukrayna, Batı desteği ile git­gide güçlenirken, Rusya tarafında ise hem aske­ri hem siyasi hem de ekonomik olarak belirgin sıkıntılar var. Bir kere şunu kabul etmek gere­kir ki; 2022 yılının başlarında Ukrayna’ya giren Rus ordusu, Stalingrad direnişini gösteren, Ber­lin’e kadar giren, bütün Doğu Avrupa’yı Nazi­lerden temizleyen İkinci Dünya Harbi sonrası Kızıl Ordu’su değil. Herkesin algısında var olan o büyük Rus kara gücü, algılardaki yerinden çok uzaklarda bugün. Bunu savaşın ilk günlerinden beri görüyoruz. Rusya’nın söylem ve hedefleri ile sahadaki kazanımları baştan beri örtüşmü­yordu. Rusya zorlanıyordu, hem de çok. Bunu sadece askeri ve ekonomik güce ya da Batı’nın Ukrayna’ya yaptığı yardıma bağlayamayız.

Ukrayna savaşı başladığından beri, ordunun yönetiminde dört kez büyük değişiklik oldu. Öncelikle Alexander Dvornikov ile başlayan ko­muta süreci 2022’nin mayıs ayında Gennady Zhidko’ya devredildi. Dört ay bu görevde kal­mayı zorlukla başarabilen Zhidko’nun ardından ekim ayında göreve Sergey Surovikin getirildi. Ukrayna’nın Kharkiv ve Kherson’deki başarılı operasyonlarından sonra, ocak ayında Surovi­kin’in yerine Valery Gerasimov getirildi. Kısa­cası sürecin başından beri komuta kademesi­nin en tepesinde dört ayrı komutan ile çalışıl­dı. İşin enteresan tarafı; Ukrayna tarafı savaşın basından beri bütün süreci Valery Zaluzhny ile götürdü. Gördüğümüz gibi dışa çok yansımasa da bu savaşta Rusya’nın sıkıntısı sadece Ukray­na’ya yapılan batı desteği değil, uzun zamandır adı konulmayan bir iç karışıklıkta Rus ordu­sunda mevcut. İşte tam bu noktada geçtiğimiz hafta yaşanan gelişmelerden ikincisini söyle­me zamanı. Wagner Grubu’nun lideri Yevgeni Prigojin’nin basına düşen açıklaması oldu. Pri­gojin’in Ukraynalılara belli bir fiyat karşılığın­da, Rus askerlerinin konumları, sayıları ve da­ha birçok istihbaratı verebileceğini ve böyle bir teklifi Ukraynalılara yaptığı iddia edildi. Tabii bu haberlerin hemen ardından Prigojin bu iddi­aları tamamen yalanladı.

Belki de en önemlisi; Wagner grubu ile Pri­gojin’in kim oldukları, ne amaçla kuruldukları, nasıl işlediği meselesidir. Bilhassa da Ukrayna savaşı sürecinde yaşanan askeri istikrarsızlık­ların ve karar alma sıkıntılarının temelini bu­rada görebileceğimiz gerçeğidir. Prigojin zen­gin bir Rus iş adamı; son yıllardaki ünlü tabir ile Rus oligark. Her sektörde çalışıyor, Putin’e çok yakın bir isim. 2014'te kurduğu Wagner Grubu basit anlamı ile paralı asker şirketi. İstihbarat topluyorlar, operasyon yapıyorlar, savaşıyor­lar. Birçok kişiye göre Putin’in özel ordusu. Su­riye’den Libya’ya, Orta Afrika Cumhuriyeti’n­den Mali’ye ve Mozambik’e kadar birçok ülkede faaliyet gösteriyorlar. Bu grubun askeri gücünü binlerle, iki binlerle, üç binlerle ölçüldüğü gün­lerden bugüne geldiğimizde, elli binin üzerin­de bir asker sayısına sahip olduğu düşünülüyor. Bir çoğunuz şahit olmuştur bazı haberlere, Rus­ya’da hapishaneler boşaltılıyor ve mahkumlar savaşa yollanıyor diye. İşte mahkumları devle­tin izni ile alıp, askeri eğitim veren, Ukrayna sa­vaşında kullanan Wagner Grubu. Ukrayna sava­şına kadar Wagner’in aktif olduğu bölgelerdeki operasyonları hep destekleyici ya da belli hedef­ler odaklı oldu. Oysa ki Ukrayna Savaşı’nda Rus ordusu kendi topraklarından başka bir toprağa hava ve kara gücüyle taarruza kalktı. Rusya, Ge­nelkurmay, Savunma Bakanı ve üst düzey gene­raller ile resmi bir savaşın içerisinde artık.

İşte bu noktada Wagner grubu ile ordunun resmi kanadının arasındaki gerginlik, yöntem farklılıkları ve emir komutaya sirayet eden problemler iyice ortaya çıkmaya başladı. Son olarak ordunun başına atanan Valery Gerasi­mov’un tavrını netleştirmesi ile Wagner çatlağı kamuoyunda da konuşulmaya başlayan bir ko­nu haline geldi. Özellikle geçen hafta gündeme gelen, bahsettiğim haber bazı hareketlerin ve Wagner’e karşı muhtemel bir operasyonun baş­ladığının bir göstergesi. Putin sonu belli olma­yan bu savaşa, Wagner sorununun üstü örtüle­rek devam edilemeyeceğinin farkında. Bundan dolayı Rusya-Ukrayna Savaşı’nı konuşurken asıl belirleyici etkenin, Rusya’nın daha da doğ­rusu Putin’in bundan sonraki süreçte bu gerili­me dair alacağı kararı görmek ve buna göre sava­şın şekilleneceğini bilmek gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G20’nin diğer yüzü 14 Eylül 2023
Soçi zirvesi 07 Eylül 2023
Bu kış sert geçecek 31 Ağustos 2023
Uydu savaşları 24 Ağustos 2023
NATO ve İsveç   13 Temmuz 2023
Fransa'da neler oluyor? 06 Temmuz 2023
Blinken’in Çin ziyareti 22 Haziran 2023
Trump, Mar-a-Lago 20 Haziran 2023