Riskle dans etmek mümkün mü?
İş dünyasında risk kavramı içerik değiştirdi. Artık tablolar, finansal rakamlar ve öngörüler yeterli değil. Bugün ekrana: jeopolitik gerilimler, iklim kaynaklı arz şokları, yapay zekânın yarattığı hem fırsat hem maliyet dalgaları, siber saldırıların zincirleme etkileri gibi birbiriyle etkileşen kırılganlıklar yansıyor. Bu başlıkların ortak özelliği, tek tek yönetilememeleri.
Hepsi birbirini tetikliyor ve şirketleri yalnız ‘zararı azaltma’ refleksinin ötesine ‘dönüşerek ayakta kalma’ zorunluluğuna itiyor. Yönetim kurulları da soruyu değiştiriyor: ‘Bu riski nasıl bertaraf ederiz?’ değil, ‘Bu riskle nasıl değer üretiriz?’ Cevap, artık tek bir fonksiyonda değil strateji, kültür ve teknoloji kesişiminde saklı.
Korn Ferry’nin son değerlendirmeleri bu dönüşümü net tarif ediyor: Kurumsal risk eskisi gibi değil; karmaşık, akışkan ve öngörülemez. Bu yüzden şirketler, tıpkı bir maç planı gibi ‘risk playbook’ları (risk oyun planları) hazırlıyor. Gümrük tarifesinden enerji kesintisine, kritik tedarikçinin çöküşünden yapay zekâ kaynaklı veri sapmalarına kadar onlarca senaryo masada deneniyor. Amaç, kriz anında kahramanlık yapmak değil kriz gelmeden refleks kazanmak.
Bu yaklaşımın farkı şu: Playbook yalnızca acil durum talimatı değil aynı zamanda fırsat kılavuzu. Örneğin bir ülkede regülasyon sıkılaştığında geri çekilmek tek seçenek olmak zorunda değil, yerel ortaklıkla pazarın başka bir segmentine hızla yönelmek de playbook’un bir sayfası olabilir. Yani risk, yalnız tehdit değil niş alanlara atılan birer işaret fişeği. Bu da klasik ‘uyum’ tanımını değiştiriyor: Artık uyum, yavaşlamak değil; yön değiştirirken hızını korumak.
Kurul sınavı
Riskin doğası değişirken yönetim kurullarının yapısı da tartışmasız şekilde güncelleniyor. Aktivist yatırımcıların odağı yalnız finansal sonuçlar değil kurulun yetkinlik haritası. Teknoloji, siber güvenlik, tedarik zinciri, sürdürülebilirlik ve itibar yönetimi gibi alanlarda derin uzmanlıklar bir lüks değil, kurumsal sigorta poliçesi. Pek çok şirket, farklı disiplinlerden gelen bağımsız üyelerle adeta ‘çok yönlü kriz takımları’ kuruyor.
Kurul gündemleri de değişiyor: Yıllık strateji toplantısına eklenen ‘senaryo günü’ ile iş birimleri, “varsayalım ki…” diye başlayan zorlayıcı sorularla terletiliyor; finans, insan, hukuk ve teknoloji birimleri aynı masada ortak refleksler geliştiriyor. Bu süreç yalnız üst düzeyde kalmıyor; yönetici havuzları da gözden geçiriliyor. Riskle dans edebilecek lider profili, tek alanda parlayan yıldızlardan değil belirsizlikte karar verebilen, veriyi hızla anlamlandıran ve farklı ekipleri bir amaç etrafında toplayabilen isimlerden oluşuyor. Kurulun en kritik gündemi “kim” sorusu: Doğru kişileri sahaya süremeyen hiçbir strateji, risk temposuna ayak uyduramıyor.
Çevik dönüşüm
Riskle dans etmek, ezber bozan üç pratikle mümkün oluyor. Birincisi, karar döngülerini kısaltmak. Aylık komite bekleyen projelerle rekabet edilmez; haftalık -hatta günlük- nabız tutan, veriyi anında aksiyona çeviren mekanizmalara ihtiyaç var. Bu noktada ‘hızlı ama kontrollü’ ilerleyişi sağlayan hafif onay zincirleri belirleyici. İkincisi, veriyle sezgiyi birleştirmek. En iyi kurumlar, analitik çıktıyı sahadan gelen zayıf sinyallerle birleştirip erken uyarı üretir. Üçüncüsü, tedarik zincirini ve insan kaynağını esnetmek.
Alternatif tedarikçiler, modüler üretim, esnek vardiya ve beceri dönüşüm programları kurumsal yaylanmayı sağlar. Bu yaylanma yalnız operasyonu değil, itibarı da korur; çünkü müşteri, aksaklığın nedenini çoğu zaman bilmez ama kurumun hızını ve şeffaflığını hisseder. Türkiye’de de tablo farklı değil: Regülasyonların hızla güncellendiği, enerji ve lojistik maliyetlerinin dalgalandığı bir zeminde kazananlar, “bekleyip görelim” diyenler değil “deneyip öğrenelim” diyenler olacak.
Risk, gecikeni cezalandırıyor, hazırlıklıyı ödüllendiriyor. Playbook’u olan, kurulunu çok disiplinli hale getiren, karar döngülerini kısaltan ve insan kaynağını esneten şirketler, dalgayı tehdit değil ivme olarak kullanıyor. Yönetim kurulları için yeni kural basit ama zor: Kriz gelmeden hazırlan, riskle dans etmeyi öğren.