Savaşlar, ekonomik krizler, dünyada ve otomotivde değişen dengeler

En son İran-İsrail savaşı, enerji kri­zi, Ukrayna-Rus­ya savaşı, Çin-Tayvan gerginliği, dış ticaret sa­vaşları, çip krizi, mıkna­tıs ve kritik hammadde sıkıntıları, arz ve lojis­tik sıkıntıları ile koru­macılık adımları son dö­nemde en çok konuştu­ğumuz konular arasında yer aldı.

Savaş sonrası artan petrol fiyatları ve elektrikli araçlar

Elektrikli araçlara olan ilgi­nin artmasına yol açabilecek bir dizi faktör var ve bunların çoğu İran-İsrail ve Ukrayna’da yaşa­nan savaş ile daha da hızlanacak gibi gözüküyor. Elbette bu kont­rol edilemeyen faktörler, özellik­le araç emisyonlarının ve hükü­metlerin belirli pazarlarda içten yanmalı motorlu araçların yasak­laması ya da vergilerinin artırıl­ması gibi unsurlar üzerinden oto­motiv ekosistemini değiştirecek.

Yükselen yakıt fiyatları, Or­tadoğu’da yaşanan son savaş ile hızlanırken ve öncesinde Ukray­na’da devam eden savaş ile baş­lamış olsa da, e-mobiliteye ge­çişte kesinlikle bir katalizör gö­revi görüyor. Yine de savaş farklı coğrafyalarda devam ettikçe, bu­nun elektrikli araçlara yönelimi artıracağı düşüncesi hâkim olu­yor.

Bu aynı zamanda elektrik­li araçlar için toplam sahip olma maliyetinin de teknolojik geliş­melerle gerilemesi ile elektrik maliyetlerinin fosil yakıtlar ka­dar hızlı artmadığını düşündü­ğümüzde, fayda sağlayabilir. Tü­keticiler, savaşın gelişimi, enerji maliyetleri ve ekonomik etki et­rafındaki belirsizliklerin artma­sı sebebiyle her ne kadar bunlar ortadan kalkana kadar bir araba satın almayı/değiştirmeyi tama­men erteleyebileceği düşünülse de, elektrikli araçları satın alma konusunda daha olumlular.

Yükselen petrol fiyatları, elekt­rikli araç teknolojisinin fark­lı pazarlarda daha yaygın kabul görmesine yardımcı olacak. Ge­lecekte tüketicilerin büyük ço­ğunluğu fosil yakıtlardan elekt­rikli araçlara dönecek ve araç­ların büyük bölümü elektrikli olacak.

Ancak savaş uzun sürer­se, bunun daha büyük bir ekono­mik etkisi olabilir ve genel olarak otomobillere olan talep baskıla­nabilir. 2030 yılına kadar da dün­yada elektrikli araç sayısının 80,7 milyona ulaşması öngörülüyor. Yine aynı dönem için dünyada bağlantılı ve elektrikli araçların gelişimi, kablosuz iletişim yatı­rım ve imkânlarının da artmasıy­la toplam pazarın 198,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Elektrikli araçların yükselişi

Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporlarına göre, 2024’ün so­nunda, küresel elektrikli araç filosu yaklaşık 58 milyona ula­şırken, elektrikli araçlar global binek araç filosunun yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturdu. Çin’de 10 araçtan 1’i elektrikli iken, Av­rupa’da bu oran 20’de 1 seviye­sinde gerçekleşti. Avrupa’nın ikinci büyük otomobil pazarı olan İngiltere’de, elektrikli araç­lar 2024’te yeni araç satışları­nın yaklaşık yüzde 30’unu oluş­turdu.

2024 yılında dünya çapın­da toplam 17,3 milyon elektrik­li otomobil üretildi. Çin’deki üretim 12,4 milyona ulaştı. Çin, 2024 yılında küresel elektrikli araç üretiminin yüzde 70’inden fazlasını oluşturarak dünyanın elektrikli otomobil üretim mer­kezi oldu.

Bu performansını da sürdü­rüyor. Çin’deki üretim giderek daha fazla yerli üreticilerin ge­nişlemesiyle şekilleniyor. Ulus­lararası Enerji Ajansı’na göre, Çin’de özellikle stratejiye bağ­lı değişim gözlenirken, 2024 yı­lında Çinli otomotiv şirketleri­nin üretimleri, 2021’deki yakla­şık üçte iki seviyesinden artarak yerli üretimin yüzde 80’inden fazlasını oluşturdu. Çin dışında faaliyet gösteren Çinli üreticile­rin elektrikli otomobil üretimi, 2024 yılında küresel üretimle­rinin yüzde 2’sinden daha azını oluşturuyordu.

Dünyanın ikinci büyük elekt­rikli otomobil üretim bölgesi olan Avrupa Birliği’nde üretim, 2024’te 2,4 milyon araçta ka­lırken, iç satışları yüzde 5 sevi­yelerinde oldu. Yerli otomobil üreticileri bölgenin toplam üre­timinin yaklaşık yüzde 80’inin gerisinde kaldı. Alman üretici­ler, AB üretimlerinde yıllık yüz­de 5 artış kaydederken, Fransız üreticiler bölgesel üretimlerin­de yüzde 15’in üzerinde düşüş gördü ve yaklaşık 420 bin elekt­rikli otomobil üretti.

Birleşik Krallık’ın elektrik­li otomobil üretimi 2024 yılın­da yıllık bazda yüzde 30 düşerek yaklaşık 80 bin elektrikli oto­mobile gerilerken, Türkiye’nin üretimi 45 bine çıktı ve üçte iki­si yerli elektrikli araç üreticimiz tarafından üretildi.

Son gelişmeler hem yan sana­yi hem de otomotiv üreticileri­ni hammadde ve ürün tedariğin­deki sorunlardan ötürü üretimi durdurma noktasına getirirken, otomotiv üreticilerinin lojistik­te yaşadıkları aksamaların de­vamında kârlılıkları ve gelecek­teki stratejik harcama kararları üzerinde de orta ve uzun vadeli etkiler ortaya çıkacak gibi gözü­küyor.

Yaşanan lojistik sıkıntıla­rı ve bunların yarattığı ek mali­yetlerle birlikte ürün donanım eksikliği, sektörde beklenen hızlanmayı da sekteye uğratı­yor. Asya’dan deniz yoluyla taşı­nan elektrikli araçlar, alternatif olarak hava, demiryolu ve kara­yoluyla nakliye edilmeye çalışı­lıyor. Ancak son raporlara göre demiryolu, 2023 yılında AB’nin Asya’dan yaptığı otomobil parça ithalatının yüzde 5’ine yakını­nı oluşturuyor. Daha uzun rota­lar üretici ve tedarikçi şirketler için nakliye maliyetlerini fazla­sıyla artırıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar