Shopsa Başkanı Demet Sabancı: Küçük girişimcilerden büyük ekosistem yaratmayı hedefliyoruz

Kadın üreticiler tarafından hazırlanan yerel ve özgün ürünleri dijital pazarla buluşturan Shopsa, e-ticarette bir dönüşüm yaratmayı hedefliyor. Bugüne kadar Türkiye’deki önemli zincir market raflarında yer almayı başaran kadın emeği ürünleri, şimdi e-ihracat yoluyla global tüketiciyle buluşacak.

2025 yılı hedefini “kadın emeğinin yurt dışına açılması” olarak açıklayan Shopsa, yerli üreticilerin dünya pazarında yer alabilmesi için teknolojik ve lojistik altyapısını büyütüyor.
Türkiye’nin önde gelen iş kadınlarından ve Sabancı Ailesi’nin köklü girişimcilik geleneğini sürdüren Demet Sabancı Çetindoğan, başkanlığını yürüttüğü e-ticaret platformu Shopsa ile kadın üreticilerin sesi oluyor. Moda, turizm, gayrimenkul ve medya gibi farklı sektörlerdeki deneyimlerini kadın girişimciliği ve sosyal etki alanına taşıyan Çetindoğan, DÜNYA’ya Shopsa’nın hedeflerini, diğer iş kollarındaki çalışmalarını ve toplumsal vizyonunu anlattı.

Tüm hedefimiz sosyal fayda üretmek değil

Shopsa’nın kuruluş amacını anlatan Demet Sabancı Çetindoğan, platformun yalnızca bir e-ticaret girişimi olmadığını, aynı zamanda kadının ekonomik yaşamda daha fazla yer bulmasını sağlayan bir sosyal kalkınma modeli olduğunu vurguluyor: “Shopsa, büyük bir boşluğu doldurmak, önemli bir trendi fırsata çevirmek amacıyla pandemi döneminde kuruldu. Üreten ve çalışan kadını merkezine alan bir yapı. Kadının ekonomiye katılması, aile içindeki rolünün geliştirilmesi gibi sosyal çıktılar için kuruldu. Ancak tüm hedefimiz yalnızca sosyal fayda üretmek değil.”

“Ben de varım, ben de üretiyorum, ben de kazanmak istiyorum’ diyen kadınlar için güçlü bir alternatif sunuyoruz” diyen Çetindoğan, hedeflerinin yalnızca satış yapmak değil, uzun vadeli bir kadın girişimcilik ekosistemi oluşturmak olduğunu belirtiyor:

"Tek tek küçük girişimcileri bularak, küçük girişimcilerden büyük bir ekosistem yaratmayı hedefliyoruz. Bu sadece ticaret değil; bir vizyon, bir toplumsal kalkınma modeli. Shopsa, kadın üreticilerin görünürlüğünü artırmak ve ürünlerini dijital dünyada kalıcı kılmak için var."

Shopsa Akademi ile il il geziyor

Demet Sabancı Çetindoğan, 81 ilden kadın üreticiye ulaşma hedefi doğrultusunda büyük bir organizasyonel başarıya imza attıklarını belirtti. Şu ana kadar 41 ilde 300 girişimci kadınla, 10 binden fazla ürüne ulaştıklarını ve bu sayıların her geçen gün arttığını dile getirdi. Bu süreçte kadınların yalnızca üretmekle kalmayıp, ürünlerini pazarlayabilmeleri için eğitime ihtiyaç duyduklarını fark ettiklerini söyledi.

Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı onaylı, sertifikalı eğitim programları sunan Shopsa Akademi'yi kurduklarını anlatan Çetindoğan, şunları söyledi: “Zor bir iş bizim için kolay oldu çünkü gittiğimiz her yerde yerel yönetimler ve mülki idare çok destek verdi. Niyet iyi olunca, devlet de kurumlarıyla destek verince tek tek bu kadınlara ulaştık. Dedik ki: Siz işinizi iyi yapın, biz sizi pazara ulaştıracağız. Eğitim kapsamında ben de il il geziyorum. Bugüne kadar 4 bin kadına eğitim verdik.”

Eğitim turları kapsamında pilot şehir Nevşehir başta olmak üzere Adana, Mardin, Diyarbakır, Bursa, Ordu, Isparta, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Denizli ve Kayseri'de eğitimler verdiklerini; her ilde yerel yönetimlerin ve mülki idarenin büyük destek sağladığını ekledi.

Online evrensel bir ‘kadın mührü’ oluşturmak istiyorum

“Bu konuda hedeflerimdeki öncelik; akıllı, güçlü, vatansever, dayanıklı, duygusal Türk kadınının ve tüm kadınların hak ettiği noktada olmasıdır” diyen Demet Sabancı Çetindoğan, kadının ekonomi içindeki yerinin, aile birlikteliğinin sigortası haline geldiğine vurgu yapıyor ve ekliyor: “Dünyadaki kadın girişimcilerin gerek üretim gerek kıymetli tecrübelerini paylaşarak, iş birliği fırsatlarını değerlendirerek online evrensel bir “kadın mührü” oluşturmak istiyorum. Kurdukları hayalleri hayata geçiren, kendi deneyimleriyle her yaştan kadına ilham veren kadınlar iyi ki var. Girişimci ruhları ve keşfetme arzuları bitmeyen üretici kadınların, yeni nesillere umut olmasını çok istiyorum.”

Özellikle Tekirdağ Akademisi'ndeki Dokuyan Eller Atölyesi’nde kadınların hazırladığı keçiboynuzu motifli heybe çantaların Budapeşte’de bir mağazaya satılmasının, kadınlar için büyük bir heyecan ve mutluluk kaynağı olduğunu paylaştı.

Kadınlar sadece reçel yapmıyor, hikâye üretiyor

Türkiye’nin dört bir yanından üretim yapan kadın girişimciler, Shopsa aracılığıyla ürünlerini önce kendi çevrelerine, sonra şehirlerine, ardından tüm Türkiye’ye ulaştırıyor. Yeni hedef ise bu ürünlerin uluslararası pazarlara taşınması.

"Türkiye’de zincir market raflarında yer bulan ürünlerin artık dijital raflarda ve yurt dışı pazarlarında olması gerekiyor. Biz bunu hedefliyoruz. Kadın üreticilerimiz artık sadece yerel kahvaltılık, reçel ya da tekstil ürünü üretmiyor; hikâye üretiyor, kültür taşıyor."

Sabancı Ailesi’nin köklü girişimcilik mirasını sürdüren Demet Sabancı Çetindoğan, farklı sektörlerde edindiği deneyimi bu projeye aktarıyor. Shopsa’nın yalnızca ticari değil, sosyal fayda ve kadın istihdamını hedefleyen bir girişim olduğunu ifade eden Çetindoğan, bu yaklaşımı şöyle özetliyor:

"Kadınların ister köyde ister büyükşehirde olsun, ekonomik hayata katılması Türkiye’nin kalkınması için stratejik önemdedir. Biz Shopsa ile bu değişimin hem dijital hem toplumsal tarafını yönetmeye talibiz."

“Herkesten, özellikle kadınlarımızdan alışveriş desteği bekliyoruz” diyerek çağrıda bulunan Çetindoğan, “Birlikte daha güçlü, daha adil bir geleceğe adım atmak için alışverişlerimizi Shopsa’daki kadın üreticilerden yapalım” diyerek kadınlara destek verilmesini istedi.

Ürünlerimiz yurtdışında daha çok ilgi görecek

Shopsa’nın küresel açılım hedefleri olduğunu belirten Çetindoğan, "Bizim pazarımız dijital. Ürünlerimizi ister İstanbul’dan, ister Londra’dan alın. Hatta doğrusunu isterseniz, sattığımız organik ve yerel ürünlerin yurtdışında daha çok ilgi göreceğini bile düşünüyoruz" dedi.

Karakılçık buğdayı, siyez unu gibi ata tohumu ürünlerinin yanı sıra; emek ve sevgi tabanlı üretim anlayışının, en güçlü rekabet araçları olduğunu vurguladı. Shopsa’nın bu yılki ana hedefinin, zincir marketlerdeki kadın emeği ürünlerinin e-ticaret aracılığıyla yurt dışına satılmasını sağlayarak ihracatta önemli bir başarı elde etmek olduğunu açıkladı.

Çetindoğan, Shopsa'nın bir tür "kadınlar arası dijital dayanışma ağı" olduğunu ve platformun tamamen kadın merkezli bir oluşum olduğunu belirtti. "Ekip arkadaşlarım kadın. Kadının kadına desteği Shopsa" diyerek, kadın gücünün doğru yönetilmesi ve potansiyelin açığa çıkarılmasında önemli rol oynadıklarını vurguladı.

Onkim’de hedef yeni hücresel tedaviler geliştirmek

Demet Sabancı Çetindoğan, Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Onkim’in bu yıl 20. yılını kutladığını ve özel sektördeki en büyük kök hücre şirketlerinden biri haline geldiğini belirtti. 1998 yılında babasını kaybettikten sonra kök hücre araştırmalarına başladığını ve 2005 yılında ilk faaliyetlerine başladıklarını anlatan Çetindoğan, Onkim’in, kordon kanı ve doku bankacılığı alanında öncü olduğunu; kalp kapakçığı ve damar gibi dokuları da sakladıklarını belirtti.

“Özellikle kanser ile ilgili çalışmalarda işin parçası olmak istiyoruz” diyen Çetindoğan, Onkim’in 2025 yılı hedefleri arasında, klinik kullanımda yer alabilecek yeni hücresel tedavileri geliştirmek ve ruhsatlandırmak olduğunu açıkladı: “Aynı zamanda, kişiye özel tedavilerin önünü açacak yeni analizlerin altyapısını güçlendirmek ve uluslararası bir marka olma yolunda ilerlemek istiyoruz. Son dönemde hücresel tedaviye yönelik yeni ürünleri portföyümüze ekledik. Bunlar arasında özellikle, doku bankacılığı ürünleri ve eksozom bazlı ürünler dikkat çekiyor. Hedefimiz, sadece hücre bankacılığı yapan bir kurum olmaktan öteye geçerek, hastaya doğrudan ulaşabilen, klinik tedavilere çözüm sunabilen bir biyoteknoloji şirketi haline gelmek. Bu ürünler, hem nörolojik hem ortopedik hem de immünolojik hastalıkların tedavisinde umut verici çalışmalar sunuyor.”

Ürün geliştirmeyi kozmetiğe taşıdı

Onkim, hücresel ürün geliştirme konusundaki uzun yıllara dayanan uzmanlığını kozmetik alanına da taşıyarak, The Stem Cell Lab 101 markasıyla iki yenilikçi cilt bakım ürününün geliştirme sürecinde bilimsel danışmanlık sundu.

Yakın zamanda piyasaya sürülen eksozom bazlı yüz nemlendirici krem ve saç serumu gibi kozmetik ürünlerle, The Stem Cell Lab 101 markası altında biyoteknoloji alanındaki uzmanlıklarını genişlettiklerini söyledi. “Tavuk karası, ALS ve omurilik felci gibi hastalıklarda hücre temelli tedaviler oldukça umut verici sonuçlar veriyor. Biz de Onkim olarak, klinik araştırma bazlı projelerde bu hastalıklara yönelik öncül çalışmalar yürütüyoruz” diyen Çetindoğan, Türkiye'de biyoteknoloji alanında daha hızlı yol alınabilmesi için regülasyonların esnekleştirilmesi, AR-GE fonlarının artırılması, üniversite-sanayi iş birliklerinin güçlendirilmesi ve nitelikli bilim insanlarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Kordon bağı büyük güvence, saklama bedeli yıllık 100 dolar

Demet Sabancı Çetindoğan, Onkim’in kordon kanı bankasında yaklaşık 50.000’den fazla kordon kanı ve doku örneği bulunduğunu belirterek, "Göbek bağı aslında çocuğun geleceği için büyük bir biyolojik güvence. Çünkü içeriğinde bulunan kök hücreler; lösemi, anemi, bağışıklık sistemi hastalıkları ve bazı metabolik hastalıkların tedavisinde kullanılabiliyor.

Toprağa gömmek geleneksel bir ritüel olabilir; ancak bilimsel olarak çok daha büyük bir potansiyele sahip bu biyolojik materyalin korunması, ileride yaşam kurtarıcı olabilir" mesajını verdi.
Saklama maliyetinin ilk yıl için işlem ve dondurma süreçlerini kapsayan bir başlangıç bedeli, sonraki yıllarda ise yıllık 100 dolar olduğunu söyledi.

Demsa’da stratejimiz ayrıl ve görün

Demsa Group olarak turizm, moda ve gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösterdiklerini belirten Demet Sabancı Çetindoğan, ölçek rekabeti yerine niş bir rekabet stratejisi izlediklerini ifade etti. Sabancı, “Sonuçta genel ekonominin bir parçasıyız ama her attığımız adımda nasıl farklılaşırız diye bakıyoruz. Bizim stratejimiz ‘ayrıl ve görün.’ Bu durum ilk anda büyük hacim üretmez ama dalgalara karşı korunaklıdır” diyor.

Lüks tüketimin geleceğine yönelik olarak Çetindoğan şunları söylüyor: “İstanbul küresel bir merkez. Biz lüks modasında buna güveniyoruz. Yabancı firmalar ve onların çalışanları burada; iş seyahati ve turizm için gelenler de var. Lüks markaların müşteri portföyü, geniş halk kitlelerinden değil, daha çok varlıklı ve döviz gelirine sahip sınırlı bir gruptan oluşuyor. Özellikle Arap, Rus ve Uzak Doğulu turistlerin lüks tüketimi, Türkiye’deki lüks markaların satışlarında önemli bir pay almaya başladı.”
Sabancı,

Longchamp gibi sevilen markaları Türkiye’ye getirdiklerini ve genç jenerasyonun artık marka meraklısı olmak yerine, popüler, modaya uygun ve erişilebilir fiyatlı ürünlere yöneldiğini gözlemlediklerini aktardı.

Eğitim kanalını çok hızlıca kapattığım için pişmanım

Geçmişte medya yatırımları olduğunu, ancak o dönemin şartlarında başarılı olamadıklarını belirten Demet Sabancı Çetindoğan, şu anda mevcut projelere odaklandıklarını söyledi. Özellikle turizm ve eğitim temalı kanallar kurduğunu ancak beklentilerin altında kaldığını dile getirdi.

Buna rağmen, halen turizm kanalının Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu düşündüğünü ifade etti. Eğitim kanalının ise, çocuklara tablet dağıtılacağı düşüncesiyle hızlıca durdurulduğunu, bu kararın içinde bir ukde olarak kaldığını söyledi.

“Türk sanatçıların yurtdışında tanıtılması için çalışma başlatıyoruz”

Demet Sabancı Çetindoğan’ın kurucusu olduğu Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu (T-ONE) Derneği, UNESCO başta olmak üzere ulusal ve uluslararası kurumlarla tarih, kültür ve sanat alanlarında yürüttüğü projelerle dikkat çekiyor.

2014 yılında kurulan T-ONE çatısı altında faaliyet gösteren Mozaik Yolu, Gastronomi, Sanat, Puduhepa Tanıtım ve Ceneviz Ticaret Yolu Komiteleri, Türkiye’nin kültürel zenginliklerini yaşatmak ve uluslararası platformlara taşımak için özel projeler üretiyor.

Öne çıkan çalışmalardan biri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan “Ceneviz Ticaret Yolunda Kale ve Surlu Yerleşimler” projesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzalanan iş birliği protokolü kapsamında kalelerin yerinde ziyaret edildiği, farkındalık konferansları düzenlendiği ve yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da tanıtım faaliyetlerinin sürdüğü belirtiliyor.

Sabancı, “Önümüzdeki süreçte Ceneviz Ticaret Yolu’nu, UNESCO Paris’te gastronomimizin de yer aldığı bir etkinlik ile tanıtmak üzere çalışmalarımıza başladık” dedi. Bir diğer önemli projelerinin, Türk sanatçılarının yurt dışında tanıtılması ve Türk çağdaş sanatının farkındalığını önemli ölçüde artırmayı amaçlayan Residency Projesi olduğunu da açıkladı.

Kadın girişimcilere tavsiye

“Kendin olmaktan korkma, ezberlere saplanma. Sana anlatılanlara değil, kendi yaptıklarına güven. Sabırlı ol ve elde ettiğinle yetinmesini bil derdim. Sürekli başarı, sonsuz mutluluk, hep kazanmak diye bir şey yoktur. Yaptığın şey seni yansıtıyor mu, kendini var edebiliyor musun? Değerli olan bu.”

Ülke ekonomisi

“Veriler ortada. Faiz yüksek, enflasyon yüksek. Ama potansiyel de yüksek. İlgi de yüksek. Nüfus da yüksek. Riskler ve fırsatlar bir biçimde birbirini dengeliyor. Sonsuza kadar böyle kalmayacak. İyimseriz.”

Yazara Ait Diğer Yazılar