Sürdürülebilirlikten çalışan hayranlığına

Prof. Dr. Çisil SOHODOL
Prof. Dr. Çisil SOHODOL cisil.sohodol@dunya.com

Sürdürülebilirlik, genellikle fosil yakıt şirketleri ya da üretim yapan kurumlar ile ilgili tartışılıyor ama gerçek anlamda daha iyi bir sosyal, ekonomik ve çevresel bir geleceğe kavuşmak istiyorsak konuyu sadece sözü çok geçen sektörler bazında değil tüm iş-ekosistemi bazında ele almamız gerekiyor. Yani, sadece üretim değil hizmet sektöründeki kurum ve markaların da sürdürülebilirlik yolculuğunda ciddi adımlar atması çok önemli.

Bu sektörlerden biri de dev bir endüstri olan turizm sektörü. Turizm, müthiş bir ekonomik girdi ve istihdam yaratmasının yanı sıra sosyal ve çevresel anlamda da ciddi etkilere sahip. Bu nedenle de sektördeki oyuncuların, attıkları her adımda sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe nasıl bir etkide bulunduklarını gözden geçirmesi ve daha iyisi için emek harcamaları büyük önem taşıyor. Zaten uluslararası regülasyonlar katılaşıp müşteri bilinci geliştikçe bu adımları atmayan turizm işletmelerini zor günler bekleyecek.

Turizm sektörümüzü genel olarak değerlendirdiğimizde konuyla ilgili farkındalığın arttığı ve özellikle dünya standartlarının çok üzerindeki pek çok otel ve tatil köyümüzün de üzerine düşenleri yapmaya başladığını görmek bana umut veriyor.

Çalışanlar bir müşteriyi nasıl etkiler?

Sürdürülebilirlik felsefesini odağına alan tesisler, konuya ilginliği yüksek kişiler açısından önemli bir tercih nedeni haline de geliyor. Ben de bayramda oğlumla İstanbul’dan uzaklaşma fikri cazip gelince gitmek istediğim otellerin web sayfalarını bu gözle incelemeye başladım. Gloria Hotels & Resorts’un sayfasında bakarken elimin gittiği ilk sekmelerden bir tanesi “sürdürülebilirlik” oldu. İtiraf edeyim sayfanın açılmasını beklerken ne ile karşılaşacağımdan emin değildim ama bulduğum şeyler beni hem şaşırttı hem de çok mutlu etti.

Ne mi buldum?

Gloria Hotels &Resorts 2022 sürdürülebilirlik raporunu buldum. Beklentimi çok yükseltmeden rapora tıkladım ve birden asıl amacım olan tatil planlarını unutup raporu okumaya daldım. Gloria Hotels &Resorts’un BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bazında eşlemelerle ve kanıtlarla hem çevresel hem de sosyal sürdürülebilirlik bazında ortaya koyduğu performansı görünce gönül rahatlığıyla rezervasyon sekmesine yöneldim.

Ben sürdürülebilirlik süreci için harcadıkları emekten etkilenip tercih yaptım ve tatilimi oğlumla birlikte Gloria Golf Resort’ta geçirdim, ama otelden sürdürülebilirlik dışında başka bir konunun daha turizm sektörü için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha fark ederek ayrıldım. O hayati olan şey neymiş diye soracak olursanız hemen söyleyeyim: Hizmet kalitesi ve çalışanlar... Gloria Golf Resort’un doğası, tesisisin konforu ve yemeklerin başarısına zaten sözüm yok, hepsi çok ama çok iyiydi. Ama ah o çalışanlar var ya işte onlar beni çok etkiledi. Bir tek çalışanın bile bir an “enerjisiz-negatif ” olduğunu görmedim. Hizmet sektöründe bu zaten beklenen bir durum diyebilirsiniz ama işte her zaman öyle olmuyor. Bir yapaylık ya da olumsuzluk varsa insan bunu hemen hissediyor. Benim deneyimlediğim şey, gerçekten işlerine sahip çıkan ve orada olan bizlere değer veren çalışanlardı

Diz ağrısı ile gittiğim otelde bunu fark eden her çalışan, o an ne yapıyorsa bırakıp yardımıma koştu, yürümekte sıkıntı çektiğim için koşa koşa ihtiyacım olan ne ise onu getirmekten, elimden tutup yürümeme yardım etmeye kadar pervane oldu. Plaj görevlileri ayağa kalmakta zorlandığımı gördükleri için oğlumun peşinde dolandı; lokantadaki görevliler, tabakları elimden alıp taşımak için yarışa girdi.

Ben, o oteldeki belki binden fazla müşteriden sadece biriydim ve özverileri beni derinden etkiledi. Bu, zorla olacak bir şey değil belli ki hem işlerini hem kurumlarını seviyorlar ve bunu da böyle içtenlikle yansıtıyorlar, çözüm üretiyorlar.

Hem sürdürülebilirlik odaklı hem de böylesi bir hizmet kalitesi ve şahane çalışanlarla hizmet veren işletmeler, Türk turizminin yıldızının daha da parlamasında rol oynayacak. Bu yüzden, teşekkürler Gloria Golf Resort.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gaf mı gaflet mi? 24 Nisan 2024