Tarifeler ve vergiler: Otomotivde marka, müşterilerin satın alma tercihleri ve algılarında değişim
1 Ağustos tarihi yaklaşırken, Avrupa Konseyi'ne göre, AB ile ABD arasındaki toplam ticaret 2024 yılında 1,68 trilyon euro (1,96 trilyon ABD doları) olarak gerçekleşti. AB, mal ticaretinde fazla verirken, ABD ile hizmetlerde açık verdi. AB, geçen yıl hem mal hem de hizmetler hesaba katıldığında yaklaşık 50 milyar euro fazla verdi.
AB-ABD dış ticareti otomotiv alanında elektrikli araçla da büyüyor
2024 yılında AB'den ABD'ye ihraç edilen araçların 111.584 adedi elektrikli araçlardan oluştu. Bu rakam toplam otomotiv ihracatının %14,9’unu oluştururken, değeri 5,9 milyar euro oldu. Diğer taraftan baktığımızda ise 18.841 adet elektrikli ABD yapımı araç AB’ye ihraç edildi. Bu toplam otomotiv satışının %11,4’ünü oluşturdu ve değeri 1,4 milyar euro olarak gerçekleşti.
Bütün bunların ötesinde uygulanacak gümrük vergisi, Avrupa ihracatını oldukça zorlayacak. Euro'nun güçlenmesini de eklediğimizde, Avrupa ihracatı için maliyetli ve otomotiv için zor bir dönem olacak.
Gümrük vergileri ve tüketici beklentileri etkisinde otomotiv
Dünya genelinde, Y kuşağı %65 ve Z kuşağı %61, X kuşağı %51 ve Baby Boomers %38 ile Çin’in elektrikli araç markalarına en açık olanlar olarak öne çıkarken, tüketicilerin %55'i, köklü otomobil markalarından bazılarının otomotivde yeni ekosistem, elektrikli araçlar ve değişim nedeniyle ortadan kalkacağına inanıyor. Küresel ölçekte, mevcut otomotiv sektörünün köklü markaları, bu değişime ayak uyduramadıkları takdirde ortadan kalkma riski en yüksek markalar arasında görülüyor.
Otomotivde yeni strateji: Gelişen marka durumuna uyum sağlamak
Küresel adımlarda, ülkelerdeki yerli üreticiler, köklü markalar ve Çinli yeni oyuncular; değişen otomotiv ekosistemine ve tüketici beklentilerine uyum sağlayarak tüketicinin ilgisini çekmek için rekabet ediyor. Global köklü markalar geçmiş miraslarından yararlanırken, yükselen yeni üreticilerin ürün Ar-Ge, model etkisinin de rekabeti ve cazibesini de göz önünde bulundurma durumundalar. Bütün bunların ötesinde köklü markalar markayla ilgili endişeleri gidermek için en güçlü kasları olan kalite ve güvenilirliği öne çıkarıyorlar.
Satın alma yolculuğunu kişiselleştirme satışta önemli bir adım olarak öne çıkıyor
Otomotiv üreticilerinin tüketici kuşaklarındaki değişime paralel olarak, tüketici tercihlerini analiz etmesi, pazarlama, satış ve satış sonrası hizmetlerini buna göre uyarlamak için adımlar atması gerekiyor. Tüketici memnuniyetini artırmak için kişiselleştirilmiş öneriler, pazarlama faaliyetleri ve şeffaf fiyatlandırma politikalarının önemi giderek artarken, bu unsurlar markaların tüketici gözünde öne çıkmasında kritik rol oynuyor.
Araçta kusursuz bir kullanıcı deneyimi, yeni nesil tüketicinin tercihi olacak
Araç üreticileri, mevcut ve gelecekteki modellerinde telefon uygulamalarıyla entegrasyona öncelik vermek durumunda kalacak, genç müşterilere hitap edebilmek için araç içi sistemlerde benzer dijital özellikler sunmaya çalışacaklar. Önümüzdeki dönemde araçların daha otonom ve bağlantılı hale gelmesiyle birlikte, kullanıcı deneyimini iyileştirme çalışmaları ve veri gizliliği konuları çok daha kritik bir önem kazanacak.
Tüketiciler için, her dönemde olduğu gibi fiyat en belirleyici satın alma kriteri olmaya devam ederken, toplam sahip olma maliyeti ve fiyat-kazanç algısı öne çıkacak; tüketiciler bu dengeyi sağlayan özellik ve avantajlara odaklanacak. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemlerde bağlantılı araçlar ve markaların araç içinde sunduğu uygulama ve olanaklar çok daha önemli hale gelecek.
Elektrikli araçlara olan ilgi, özellikle genç nesiller arasında güçlü olmaya devam ederken, otomotiv üreticileri menzil kaygısını ve elektrikli araçların geleceğiyle ilgili endişeleri gidermek için sürdürülebilirlik çalışmalarını ve altyapı iyileştirmelerini vurgulayacak.
2025 yılının ikinci yarısındaki temel otomotiv trendleri, otomobil üreticileri, bayiler ve ilgili paydaşlar için uzun vadeli büyüme açısından potansiyel büyüme fırsatlarını öne çıkarıyor. Global araştırmalar, Çin markalarına yönelik satın alma eğiliminin geçen yıla göre 6 puan artarak ortalama %39’a ulaştığını ortaya koyuyor. Tüketicilerin %68’i test sürüşünü bir zorunluluk olarak görürken, bu durum fiziksel bayilere çevrimiçi kanallara kıyasla avantaj sağlayabilir. Bu nedenle, hem çevrimiçi hem de fiziksel satışın bir arada sunulduğu hibrit modellerin etkisinin önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.