Taşınmaz vergilendirmesinde yeni dönem: Değer haritaları ve dijital emlak envanteri
Basında çıkan son haberlere göre, Çevre ve Şehircilik, İklim Bakanlığı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından bir süredir devam eden çalışmalarda sona gelindiği ve Değer Bilgi Merkezi’nin kurulmasında önemli bir aşama kaydedildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz değer haritalarının oluşturulması ve bu amaca yönelik bir merkez kurulması çalışmaları 2019-2023, 2024-2028 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Stratejik planlarında önemli bir öncelik olarak belirtilmiştir.
Değer Bilgi Merkezi'nin amacı
Değer Bilgi Merkezi uygulamasıyla taşınmazların piyasa değerinin dijital haritalarla tanımlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca toplu değerleme yolu ile emlak piyasasında ortaya çıkan spekülatif amaçlı fiyat artışlarının önlenmesi, vergi kaybının ortadan kaldırılması, şeffaflığın sağlanması hedeflenmektedir. Çok önemli ve çağdaş bir uygulama olan değer haritası yönteminin gerek kamu mali yönetimi gerekse özel hukuk ve ticari hayatın işleyişinde önemli etkileri olacağı tartışmasızdır. Oldukça eski bir mevzuata dayanan taşınmaz değerleme ve vergileme sorunları bakımından faydalı olacağı da açıktır.
Vergisel meseleler
Yeni sistemin faydalı yönleri ağır gelse ve esasında artık bir zorunluluk olsa da vergisel etki ve sonuçlarının iyi analiz edilerek sistemin mevcut sorunları artırıcı bir etki göstermeden kurulmasının yasal, idari ve teknik alt yapısının oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada, değerli meslektaşım Doç.Dr.Nuray Aşçı Akıncı tarafından kaleme alınan “Teori ve Uygulamada Emlak Vergisi” kitabı dünyada güncel durumu kapsamlı biçimde tartışarak konuyla ilgili olanlara önemli bir kaynak işlevi görüyor.
Emlak Vergisi uygulamasında, verginin matrahı Vergi Usul Kanununa (VUK) göre belirlenen vergi değeridir. Emlak Vergisi Kanunu (EVK), uygulanacak emlak vergisi değerlerinin dört yılda bir takdir komisyonlarınca belirlenmesini ve izleyen 3 yıl boyunca da yeniden değerleme oranın yarısı kadar artırılarak uygulanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle her dört yılda bir belirlenen nihai tutara ilişkin mükellefler ve yerel yönetimler arasında bitmeyen dava süreçleri yaşanmaktadır.
Burada temel konu, EVK’nda vergi değerinin rayiç değer olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamasıdır. Emlak Vergisi Tüzüğü’nde ise vergi değeri rayiç değer olarak ele alınmaktadır. Kanun ve Tüzük arasındaki uyumsuzluk önemli sorunlara neden olmaktadır. Değer haritalarıyla gerçek piyasa değerine yakın dijital değerler verginin adil hale gelmesini sağlayabilir görünmektedir.
Tapu harcı bakımından, bilindiği üzere beyan esas olmakla birlikte; gerçek satış bedelinin altında beyan yaygındır. Bu yol ile sistem üzerinden değer doğrulaması yapılabileceğinden, düşük beyanın tespiti daha da kolaylaşacaktır.
Değer artış kazancı bakımından satış bedeli ile iktisap bedeli arasındaki fark esas alınmaktadır. Bu bakımdan, piyasa değerine aykırı satışlar vergi incelemesine daha kolay konu edilebilecektir.
Değer haritalarının bağlayıcılığı
Değer haritalarının hukuki bağlayıcılığı ancak kanun ile düzenlenmesine bağlıdır. Aksi takdirde hukuken sadece “emsal” niteliği taşır. Değer Bilgi Merkezi verilerinin otomatik olarak matrah olarak kabul edilmesi için VUK, EVK ve Harçlar Kanunu, Emlak Vergisi Tüzüğü gibi temel mevzuatlarda açık düzenleme yapılmalıdır. Aksi takdirde, bu tür dijital verilerin emsal değer olarak kullanılabilmesi mümkün olsa da, tek başına bağlayıcı ve kesin matrah olamaz.
Hukuki güvence şartı
Taşınmaza biçilen değere karşı mükelleflerin itiraz hakkının açık şekilde tanımlanması gerekir (örneğin özel bir idari kurul, teknik değerleme komisyonu, bilirkişilik sistemi). Aksi takdirde bu durum Anayasa’nın vergilendirmede kanunilik ve hak arama hürriyeti ilkeleriyle çelişebilir.
Delil olarak dijital değerler
Değer Bilgi Merkezi kayıtları, vergi davalarında delil olarak kullanılabilecektir. Ancak bu verilerin objektif, güncel ve karşılaştırılabilir olduğu ispatlanmadıkça mahkemeler nezdinde tek başına bağlayıcı delil olmayabilir. Vergi mahkemeleri, bu tür verilerle desteklenen işlemlerde bilirkişi veya emsal karşılaştırması talep edebilir.
Mükellefler, beyan ettiği değer ile idarenin harita verileri arasında fark varsa, vergi yargılamasında bu farkı açıklamakla yükümlü olabilir. Ancak idare de dijital değerin doğru ve güvenilir olduğunu teknik raporlarla ispatlamak zorundadır. Aksi hâlde mahkeme işlemin sadece veri haritasından kaynaklandığı gerekçesiyle vergi tahakkukunu iptal edebilir.
Yetkili-görevli mahkeme ve süre sorunu
Değerli konut vergisi uyuşmazlıklarında olduğu üzere, Ankara ve diğer iller arasında yetki yönünden, vergi ve idare mahkemesi arasında ise görev yönünden tartışmalar yaşanması olasıdır. Görevli mahkemeye göre, 30-60 gün içinde dava açma yahut öğrenmeden itibaren dava açma gibi hukuk çevrelerinin aşina olduğu tartışmalar da yeniden gündeme gelebilir.