TCMB riskler karşısında temkinli davrandı
Para Politikası Kurulu politika faizinde beklendiği gibi değişiklik yapmayarak %46’da bırakırken gecelik borç alma ve borç verme faizinde de değişiklik yapmadı. Karar metninde enflasyonun ana eğiliminde Mayıs ayında yavaşlama gözlendiği ve Haziran ayında da yavaşlamanın devam ettiği vurgulanmış.
Yurt içi talebin ikinci çeyrekte yavaşladığına işaret edilmiş, jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine etkilerinin yakından takip edildiği dile getirilmiş.
Karar ne anlama geliyor?
TCMB’nin politika faizini (haftalık repo) sabit tutması zaten bekleniyordu. Dolayısıyla bu kararın sürpriz olduğunu söyleyemeyiz. Diğer taraftan, TCMB eğer uygun görseydi gecelik borç verme faizi 150bp indirilerek koridorda tekrar simetri sağlanabilir ve normalleşme sağlandığı yönünde iletişim yapılabilirdi.
Fakat, görüldüğü gibi TCMB normalleşme için gerekli koşulların henüz oluşmadığını düşünüyor. Bu konuda da gayet haklı sebepleri olduğunu söyleyebiliriz. Bir yanda ABD kaynaklı küresel ticarete dair tehditler, diğer yanda İran-İsrail savaşı ve bu savaşa ABD’nin de dahil olması ihtimali var. ABD’nin savaşa dahil olması ve sürecin uzaması durumunda Türkiye ekonomisi için önemli olumsuz etkileri olabilir. Bu yazıda konunun insani boyutlarını aklımızda tutarak iktisadi sonuçlarına odaklanacağız.
Bu bağlamda, ilk olumsuz etki artan risk primi kanalı üzerinden olacaktır. ABD’nin Irak’ı işgal ettiği dönemi hatırlamakta fayda var. Bu dönemde hem Irak ile ticari ilişkiler sekteye uğramış hem de Irak’tan gelen göç dalgası ile karşı karşıya kalınmıştı. Risk primindeki artışın döviz talebi yaratmaması için TL getirilerin makul seviyelerde olması beklenir. Bu nedenle, TCMB’nin TL’nin cazibesini korumak adına bu adımı atması makul kabul edilebilir.
Petrol fiyatlarında artış risk
Ekonomimiz için diğer önemli risk ise ortadoğudaki jeopolitik risklere son derece duyarlı olan petrol fiyatlarındaki artışlar. Mayıs ayında 60 dolara kadar gerileyen petrol fiyatları son zamanda 77 dolara tırmandı. Artış oranı %29 seviyesinde. Petrol fiyatlarındaki artış sadece dezenflasyon sürecini olumsuz etkilemeyecek. Artan petrol faturası üzerinden cari açığın daha da artmasına ve ek finansman ihtiyacına neden olacak.
Ocak-Nisan 2024 döneminde 14.5 milyar dolar olan cari açık 2025 yılının aynı döneminde 20.3 milyar dolara yükseldi. Cari açıktaki artışın ana sebepleri artan ithalat ve azalan ithalat. TL’nin reel olarak değerleniyor olması ve nisan ayında öne çekilen talep nedeniyle ithalatın arttığını söyleyebiliriz. Böyle bir ortamda kalıcı olarak artan petrol fiyatları cari işlemler tarafında dengeleri daha da bozabilir.
Diğer önemli bir kanal ise gıda arz güvenliği ve fiyatları. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın vurguladığı üzere İran-İsrail savaşı gübre sektörü üzerinde olumsuz etkilere sahip. Gübre arzında yaşanacak problemler ve gübre fiyatlarındaki artışlar gıda arzı ve fiyatlarını da etkileyecektir.
Türkiye’nin 2024 yılında İran’a ihracatı 3 milyar dolar civarında. İran’dan ithalatı ise 2.5 milyar dolar. Mevcut koşulların sürmesi durumunda ihracatımızın azalması kaçınılmaz olur.
Tüm bu etkileri bir araya getirince TCMB’nin politika faizinde ve koridorda değişikliğe gitmemesi anlaşılabilir. Bu karar Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın son Enflasyon Raporu toplantısında verdiği cevap ile de uyumlu. Sayın Akçay krediye ulaşım konusundaki yakınmalara karşılık faizleri düşürmenin değil seçici kredi tahsisi uygulamalarının daha iyi bir yol olacağını söylemişti. Son açıklanan Kredi Garanti Fonu paketi ve Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan TCMB’nin yatırım taahhütlü avans kredilerinin 300 milyar TL’den 500 milyar TL’ye çıkartılması bu amaca hizmet ediyor. Kredilerin ekonominin geneline yayılması yerine ihtiyacın en fazla olduğu yerlere yönlendirilmesi amaçlanıyor.
Temmuz ayında faiz indirimi gelebilir mi?
TCMB riskler karşısında temkinli davranarak faizleri değiştirmezken Temmuz ayında politika faizinde indirim için kapıyı araladı. “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” cümlesi “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” şeklinde değiştirilmiş. Bu değişiklik uygun koşullarda Temmuz ayında bir faiz indiriminin masada olduğunu gösteriyor.