TCMB’nin güçlü yönü: Beklentilerin çıpalanması
TCMB, Eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında, ekonomik büyümeyi teşvik etme ve enflasyonu kontrol altında tutma gibi iki temel ve çoğu zaman çelişen hedefe aynı anda ulaşmaya çalışıldığı kritik bir döneme girerken politika faizini piyasa beklentilerinin üzerinde düşürdü. Toplantı öncesi genel beklentinin 200 baz puan olarak şekillendiği ortamda Kurul, politika faizinde 250 baz puanlık bir indirim gerçekleştirdi.
Alınan karar ne şekilde olursa olsun, uygulanan politikaların etkinliği, günümüzde özellikle para politikasında beklentilerin yönetiminden geçmektedir. Beklentilerin yönetimi, bir merkez bankasının gelecekteki faiz oranları ve enflasyon hedefleri gibi konularda piyasalara ve halka net bir şekilde iletişim kurmasını ifade eder. Bu süreç, aynı zamanda beklentilerin çıpalanması olarak da bilinir.
Merkez bankası, kamuoyunun gelecekteki ekonomik koşullar hakkındaki tahminlerini etkilemeye çalışarak kendi politika hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırır. Makroekonomik teoriye göre, eğer firmalar ve hane halkları gelecekte enflasyonun düşük kalacağına inanırsa, bu inanç kendi kendine gerçekleşerek ücret ve fiyat ayarlamalarını ılımlı tutar ve enflasyonla mücadeleyi kolaylaştırır. Bu durum, beklentilerin yönetimini modern para politikasının en kritik unsurlarından biri haline getirir.
Yeni ekonomi yönetimi ve politika değişimi
Son iki yılda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), para politikası duruşunda ve iletişim stratejisinde önemli bir dönüşüm yaşadı. 2023 yılının ilk yarısında, para politikası iletişiminde "liralaşma stratejisi" ön plandaydı. Bu dönemde faiz oranları düşük tutulurken, piyasaların beklentileri üzerinde etkili olmak için farklı makro ihtiyati tedbirler ve iletişim araçları kullanılıyordu.
Bu politikalar, enflasyonla mücadele konusunda piyasa beklentilerini çıpalamakta zorluk yaşıyordu ve belirsiz bir tabloya yol açıyordu. Özellikle 2023 yılının ikinci yarısından itibaren uygulanan yeni ekonomi yönetimiyle birlikte, TCMB rasyonel ve öngörülebilir bir para politikasına geri döndüğünü güçlü bir şekilde ifade etti. Bu yaklaşım, faiz artırımlarının yanı sıra iletişim kanallarını da aktif bir şekilde kullanarak piyasaların enflasyonla mücadele inancını güçlendirmeyi hedefledi.
-Faiz Artırımları ve Güçlü Sözel Yönlendirme: Merkez Bankası, Mayıs 2023'ten itibaren politika faizini agresif bir şekilde artırarak enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını gösterdi. Her faiz kararı sonrasında yapılan açıklamalar, "gerekli görülmesi halinde ek sıkılaştırma" gibi ifadelerle gelecekteki politika duruşuna dair net mesajlar verdi. Bu, sözel yönlendirme (forward guidance) aracıyla piyasa aktörlerinin gelecekteki para politikası adımlarını daha doğru tahmin etmesini sağladı.
-Şeffaf İletişim ve Veri Kullanımı: Politika kararlarının yanı sıra, TCMB Başkanı tarafından düzenlenen Enflasyon Raporu sunumları ve diğer toplantılarda enflasyonun gidişatına dair detaylı analizler sunuldu. Enflasyon tahminlerinin ve bu tahminlere ulaşmak için izlenecek yol haritasının açıkça paylaşılması, politika yapım sürecinin öngörülebilirliğini artırdı. Ayrıca, aylık yayımlanan Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına daha fazla vurgu yapılarak, merkez bankasının kendi tahminlerini piyasa beklentileriyle karşılaştırdığı ve iletişimi buna göre şekillendirdiği gösterildi.
Sonuç olarak, TCMB son iki yılda, özellikle 2023 ortasından itibaren, belirsiz ve dolaylı bir iletişimden, güçlü ve rasyonel bir para politikası duruşuna geçiş yaparak beklentileri yönetmeye odaklanmıştır. Bu yeni yaklaşımın temel amacı, enflasyonla mücadele konusunda kredibilite kazanmak ve finansal istikrarı sağlamaktır. Zira makroekonomik istikrar, ancak politika yapıcıların piyasa güvenini kazanmasıyla mümkün olabilir.