Türkmen gazı

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI burak.kuntay@dunya.com

Geçtiğimiz hafta Türkmenistan-Türkiye ve Azerbaycan, liderler seviyesinde önemli bir görüşme yaptı. Bu zirvede en önemli konu şüphesiz Türkmen gazının Azerbaycan ve Türkiye üzerinden dünyaya açılmasıydı.

Bu konu yeni değil 1990’lardan beri zaten Avrupa’nın gündeminde olan bir konu. Trans-Caspian Gas Pipeline 1990’lardan itibaren Avrupa’nın önemli bir hedefi. Bugünlerde Avrupa yaklaşık gaz tüketiminin (155 bcm) Rusya’dan tedarik ediyor. Bu rakam Avrupa gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 39,2’sine denk geliyor. Ukrayna krizi ve sonrasında yaşanan olaylar gaz meselesinin Avrupa için stratejik önemini artırdı. Daha da önemlisi Avrupa’nın ekonomik değil güvenlik stratejisi haline geldi.

2030 senesinde Avrupa’nın en büyük hedefi Rus gazına bağlı olmadan bir enerji portföyüne sahip olmak. Bu stratejik hedef Avrupa için çok önemli, ancak maliyetli ve sancılı. Bu yüzden Trans-Caspian Gas Pipeline Avrupa’nın Türkmen gazına, Rusya harici başka bir destinasyondan ulaşması çok önemli.

Dünyada en fazla gaz rezervi Rusya’da

Rusya 37.4 tcm ile dünyada en fazla gaz rezervi olan ülke, İran’ın ise 32.1 tcm rezervi var. Türkmenistan 13.6 ile dördüncü sırada bazı kaynaklarda ise Türkmen gaz rezervinin 19 tcm olduğu belirtiliyor. Türkmenlerin bu gazı Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırma isteği yok değil. Bu Türkmenistan’ın pazarının yanında çehresini de değiştirir ve çok farklı bir noktaya taşır. Azerbaycan ve Türkiye ise bu enerji yolunun en önemli parçaları olarak süreçten en kazançlı çıkacak ülkeler olur. Stratejik ekonomik ve politik muazzam kazanımları olacaktır.

Buraya kadar her şey iyi güzel ancak bir de olumsuz tarafından bakalım. Burada kilit ülke Rusya. Rusya’nın kendisine ambargo uygulayan ülkelere karşı en büyük kozu enerji daralması ve fiyat artışları ile Avrupa’yı köşeye sıkıştırmak. Böyle bir süreçte Rusya güle oynaya gelin gözümün önünde bu işi yapın diyecek mi bakalım?

Bir kere, Türkmenistan Avrupa’ya gazını satmak istese de hâlâ her açıdan Rusya’ya bağlı ve entegre. Sadece kültürel ekonomik olarak değil. Putin ile Serdar Bey’in arası da iyi. İlk yurt dışı ziyaretini Rusya ve İran’a yaptı. Rusya’dan anavatana bağlılık onur madalyası aldı. İran’la önemli stratejik ilişkileri var. Bu sürecin iki ülkenin aleyhine olması halini Türkmenistan’ın çokta isteyeceğini düşünmüyorum. Ancak tam kontrol Gazprom’a verilirse ve Rusya açısından garanti şartlar doğarsa belki.

Avrupa ve Amerika gazdan bağımsız bir sanayi hedefliyor

İkinci önemli nokta, Hazar Denizi’ne dair yapılan yakın tarihteki anlaşma, İran’ın ve Rusya’nın Hazar’da alınacak çevre ve ekoloji temelli tüm kararlara müdahil olabilme haklarını doğuruyor. Bu da Hazar’da, İran ve Rusya’dan münferit oyun kurmanın zorluğunu gösteriyor . Üçüncü ve en önemli nokta ise Avrupa ve Amerika en geç 2040’larda gazdan bağımsız bir sanayi ve sistem hedefliyor. Gaza yapılacak olan yatırımların bir müddet sonra işlevsiz kalması veya alıcı bulamaması, finansal olarak hesaplanması gereken bir risk.

Özetle, ben Türkiye’nin bu süreçte olmasını çok arzu ederim. Önemli, faydalı ve kazançlı olacağını düşünürüm. Ama bugün karar aldık, haftaya inşaata başlar, iki yıla da gazı kullanırız demek hayalcilik olur. Bahsettiğim temel üç sebep, süreçte doğru hesaplanıp irdelenmesi gereken noktalar. Çalışmak, uğraşmak ve oyunu doğru kurmak lazım. Olursa ne ala. Ama olmazsa? Her şeyi oraya bağlamamak şart.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G20’nin diğer yüzü 14 Eylül 2023
Soçi zirvesi 07 Eylül 2023
Bu kış sert geçecek 31 Ağustos 2023
Uydu savaşları 24 Ağustos 2023
NATO ve İsveç   13 Temmuz 2023
Fransa'da neler oluyor? 06 Temmuz 2023
Blinken’in Çin ziyareti 22 Haziran 2023
Trump, Mar-a-Lago 20 Haziran 2023