Vergi davalarında avukatlık ücreti tartışması

Vergi çevrelerinin zaman zaman tartıştığı vergi uyuşmazlıklarında maktu vekalet üc­reti konusu yeniden gündeme taşındı. Konuya yabancı olanlar için, herhangi bir hukuki uyuş­mazlıkta avukatlar bakımından iki tür vekalet ücreti söz konusudur.

Bunlardan biri vekil ve müvekkil arasında kararlaştırılan vekalet üc­reti, diğeri ise mahkemeler tarafından hükme­dilen karşı taraf vekalet ücretidir. Konuya iliş­kin temel hukuki düzenlemeler Avukatlık Kanu­nu’nda yer almaktadır.

Vekil ve müvekkil arasındaki vekalet ücreti, te­mel olarak baroların tavsiye niteliğindeki tarife­lerine göre belirlenirken mahkemeler tarafından hükmedilen karşı taraf vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre belirlen­mektedir. Karşı taraf vekâlet ücreti, doğrudan davanın kaybedeninden tahsil edilirken tavsiye tarifesine göre belirlenen ücret, doğrudan avu­katın kendi müvekkilinden talep edeceği ücreti göstermektedir.

Asgari ücret tarifesi, isminden anlaşılacağı üzere yalnızca en düşük sınırları belirler. Mahke­meler bu tarifeyi aşamamakta ve genellikle belir­li bir oranda, sabit veya kademeli ücret öngörül­mektedir. Tavsiye tarifesinde ise genellikle piyasa koşulları, işin zorluğu ve avukat emeği göz önüne alınarak daha yüksek ücretler belirlemektedir.

Anayasa Mahkemesi gündemi

Sakarya Vergi Mahkemesi’nin (E.2024/192), Avukatlık Kanunu’nun 168(2). maddesinde yer alan “…avukatlık ücreti tutarı maktu olarak be­lirlenir.” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğu ge­rekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı ka­nun maddesi 3 Haziran 2025 tarihinde Anayasa Mahkemesi gündeminde esastan tartışıldı. Vergi Mahkemesi’nin gerekçesi ve kararın sonucu he­nüz açıklanmadı.

Maddenin içeriği

Avukatlık asgari ücret tarifesinin belirlen­mesine ilişkin usul, 1136 sayılı Avukatlık Kanu­nu’nun 168. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, baro yönetim kurulları her yıl Eylül ayında, yargı mercilerindeki işlemler ile diğer hukuki iş­lemlerden alınacak avukatlık ücretlerinin asgari sınırlarını içeren bir tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine iletmektedir. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ise, bu teklifleri dikkate alarak o yıl uygulanacak tarifeyi Ekim ayı sonuna kadar oluşturmakta ve Adalet Bakanlığına sun­maktadır.

Ayrıca, ilgili düzenlemeye 2009 yılında ekle­nen hüküm uyarınca; vergi, resim, harç gibi ma­li yükümlülükler ile bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda ve 6183 sayılı Amme Alacakla­rının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamın­da açılan her türlü davada avukatlık ücreti, sabit (maktu) bir tutar olarak belirlenmektedir.

Nispi vekâlet ücreti sorunu

Kanunda yer alan maktu ücret ifadesi yönün­den daha önce yapılan tartışmada, Danıştay, vergi uyuşmazlıklarında dava konusu meblağların ge­nellikle yüksek olması nedeniyle, AAÜT’nin nis­pi esaslara göre uygulandığı durumlarda, davayı kaybeden taraf bakımından yüksek tutarda vekâ­let ücretiyle karşılaşılmasının mümkün olduğu­na dikkat çekerek, bu durumun, bazı mükellefler açısından hak arama özgürlüğünü kullanma ko­nusunda caydırıcı bir etki doğurabileceğini ifade etmiş, ülkenin ekonomik ve sosyal koşulları, avu­katların yargılama sürecinde harcadığı emek ve mesleki çaba ile bireylerin yargı yoluna erişimi­nin sağlanması birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu uygulamanın hukuka aykırı olmadığına karar vermiştir*.

Vergi davasının hukuki niteliğinden hareketle kararda yapılan değerlendirmeye katıldığımı be­lirtmem gerekir. Bununla birlikte, mevcut düzen­lemenin AAÜT’nin diğer sorunları yanında prob­lematik bir görünüm taşıdığını da göz ardı etmek mümkün değil. Esasında, katıldığımız yaklaşıma göre, vergi mahkemelerinde vekâlet ücretinin so­runa dönüşmesi, konusu itibariyle parasal açıdan yüksek tutarlı davalar için değil; maktu vekâlet ücretinin altında kalan düşük tutarlı davalar için söz konusudur.**

AYM’nin kararı açıklandığında sonucuna ve uyuşmazlığın maddi koşullarına göre ayrıntılı değerlendirme yapmak mümkün olacaktır ancak bu haliyle konunun düşük tutarlı uyuşmazlıklar için derece mahkemelerinde AY, m.36 (adil yar­gılanma hakkı) ve İHAS, m. 6 (mahkemeye erişim hakkı) ekseninde bir yargıç yorumuyla çözülme­si mümkündür. Buna göre, tarifede yer alan mak­tu vekâlet ücretinin altında kalan tutarlardaki uyuşmazlıklar bakımından, mahkemece hükme­dilecek vekâlet ücretinin uyuşmazlık konusu tu­tarı geçemeyeceği ve hükmedilecek vekâlet üc­retinin uyuşmazlık konusu tutarla sınırlı olması gerektiği görüşü ileri sürülebilir.

* İDDK., E. 2008/776 K. 2009/1605 T. 28.5.2009 (www.lexpera.com.tr)

** Osman Sarıaslan, “Düşük Tutarlı Vergi Da­valarında Yüksek Tutarlı Vekâlet Ücreti Sorunu: Anayasal Eksende Bir İnceleme”, Adalet Dergisi, 2024/2, s.241-270.

Yazara Ait Diğer Yazılar