Yeni yılda artan finansman ihtiyacı

Yeni yılın ilk aylarında yoğun­laşan iç borç itfalarına, kamu ve özel sektörün yüksek dış borç ödemeleri ile mevsimsel olarak artan cari açığın eşlik etmesi, yı­lın başında finansman gereksini­minin belirgin biçimde artması­na yol açacak.

Buna karşılık, Hazine’nin yük­sek TL ve döviz likiditesi, banka­ların güçlü yurt dışı döviz pozis­yonu, TCMB’nin tahvil alımla­rı, yabancı yatırımcıların iç borç stokundaki tarihsel olarak düşük sahiplik payı ve küresel finansal koşullardaki iyileşme, söz konu­su finansman ihtiyacının piyasa­lar üzerinde oluşabilecek baskıyı hafifletebilir.

İç borç ödemeleri ilk aylarda yüksek

İç borç ödemelerinden başlar­sak, Hazine ve Maliye Bakanlı­ğı’nın (HMB) ocak ve şubat ay­larında toplam iç borç itfasının 600 milyar TL seviyesinde ol­duğu görülmektedir (Grafik 1). Ocak ayındaki itfanın 409 milyar TL’lik ağırlıklı kısmı faiz ödeme­lerinden oluşurken, bu yüksek tutarda TÜFE’ye endeksli tahvil itfasına ilişkin birikmiş enflas­yon farkları belirleyici olacak.

Ayrıca ocak ayındaki ödeme­nin 3.8 milyar dolarlık (yakla­şık 165 milyar TL) bölümü dö­viz cinsinden iç borç itfaların­dan oluşmaktadır. Şubat ayında da 6.6 milyar dolarlık döviz cinsinden iç borç ödemesi bulunmakta­dır; bu tutar söz konusu ayda yapılacak ödeme­lerin neredeyse yarısına karşılık geliyor. Bu kı­sım, yine döviz cinsin­den borçlanma ile karşı­lanacağı için TL faizler üzerinde baskı yarat­ması beklenmez.

Sonraki aylarda iç borç ödeme­lerinin nispeten azalacağı gözle­niyor.

Dış finansman ihtiyacı yaza kadar yüksek

Dış finansman ihtiyacı tarafın­da da yılın ilk aylarında finans­man gereksinimi yüksek görünü­yor. Bu çerçevede, HMB’nin açık­ladığı merkezi yönetim dış borç itfa tutarlarına ek olarak, TCM­B’nin yayımladığı özel sektör dış borç itfaları ile cari açığı da dik­kate alıyoruz.

Merkezi yönetimin Ocak ayın­da 3.0 milyar dolar, Şubat ayında ise 2.6 milyar dolarlık borç öde­mesi bulunmaktadır. Buna ek olarak, finans sektörünün bu ay­lardaki borç ödemeleri 3 milyar dolara yakın seyretmektedir. Şir­ketlerin Ocak ve Şubat aylarında 0.7’şer milyar dolarlık sınırlı öde­meleri bulunurken, finansman ihtiyacına önemli bir katkının da mevsimsel olarak artan cari açık­tan gelmesi beklenmektedir.

Yurt içi talebin güçlü görünü­münü koruması ve yükselen fi­yatlarla birlikte altın ithalatının dolar karşılığını artırması ne­deniyle, cari açığın Mayıs ayına kadar 5 milyar dolar civarında, hatta çoğu ayda bu seviyenin bir miktar üzerinde gerçekleşmesi­ni bekliyoruz. Bu çerçevede, dış finansman ihtiyacının yılın ilk dört ayında 11 milyar dolar ve üzerinde oluşacağını hesaplıyo­ruz (Grafik 2).

Destekleyici faktörler var

Artan finansman ihtiyacı görü­nümüne karşın, Hazine’nin na­kit imkânı güçlü seviyelerdedir. 26 Aralık itibarıyla TCMB nez­dindeki kamu TL mevduatı 508 milyar TL, döviz mevduatı ise 11.4 milyar dolar seviyesinde­dir. Önümüzdeki aylarda yüksek borç itfaları bulunan bankaların yurt dışı muhabir hesaplarında­ki döviz tutarı da 24 Aralık itiba­rıyla 24.1 milyar dolar ile oldukça yüksek bir düzeyde.

Güçlü nakit görünümünün ya­nında, Fed’in faiz indirimleri ve ticaret savaşlarına yönelik endi­şelerin azalmasıyla birlikte küre­sel risk iştahı son dönemde belir­gin şekilde güçlenmiş, bu durum hem Türkiye’nin hem de küresel şirketlerin risk primlerine düşüş olarak yansımıştır.

Yurt içi finansman tarafında TCMB’nin tahvil alımları da bir miktar destek sağlayabilir. TC­MB, 2026 Para Politikası Rapo­ru’nda, mevcut durumda 262.3 milyar TL olan tahvil portföyünü 2026 sonunda 450 milyar TL’ye kadar artırabileceğini açıkladı. 3 Aralık tarihli DÜNYA gazetesi yazımda bu konuyu incelemiş ve benzer bir büyüklük hesaplamış­tım. Bu seviyeye ulaşılabilmesi için günlük ortalama yaklaşık 1 milyar TL’lik tahvil alım ihalesi açılması gerekecektir. Bu yıl için toplam alım tutarı da Hazine’nin 2026 yılı finansman programın­da öngördüğü 5,344 milyar TL’lik borçlanmanın yaklaşık yüzde 5’ine denk gelmektedir.

Bunun yanında, iç borç stokun­da yabancı yatırımcıların sahip­lik payının Kasım ayında yüzde 7.5 ile hem Şubat ayındaki yüzde 10.4’ün hem de uzun vadeli orta­laması olan yüzde 12.3’ün altında kalması, yabancı yatırımcı pozis­yonlanmasının düşük olduğunu göstermektedir. Özellikle küresel risk iştahı güçlü kalmaya devam ederse, yabancı yatırımcı talebi­nin en azından endeksli fonlar kanalıyla artması beklenebilir.

Tüm bu nedenlerle, önümüz­deki aylarda artması beklenen iç ve dış finansman ihtiyacının pi­yasalar üzerinde belirgin bir bas­kı yaratmasını beklemiyorum. Ancak finansman tarafındaki bu görünüm, makro politikalar cep­hesinde yatırımcı algısını bozma potansiyeli taşıyan adımlar ko­nusunda temkinli kalınması ge­rektiğine işaret eden bir başka gösterge olmuştur.

Yeni yılda artan finansman ihtiyacı - Resim : 1

Yeni yılda artan finansman ihtiyacı - Resim : 2

Yazara Ait Diğer Yazılar
Piyasa Özeti
Borsa 11.220,17 0,62 %
Dolar 42,9575 0,05 %
Euro 50,4680 0,00 %
Euro/Dolar 1,1749 0,04 %
Altın (GR) 5.989,33 -0,07 %
Altın (ONS) 4.338,61 -0,07 %
Brent 61,3100 0,00 %