Yılın ilk yarısında üretim muhasebesi
2025 yılının ilk yarısını bitirdik. Bu bağlamda, ekonominin yılın ilk yarısındaki üretim performansını değerlendirebiliriz.
Ekonomik büyüme açısından elimizde çeşitli öncü göstergeler var. Son açıklanan sanayi üretim rakamları gösteriyor ki yıllık bazda sanayi üretimi sadece Şubat ayında gerilemiş. Mayıs ayında kayda değer %4.9’luk artış gözlemleniyor. İmalat sanayi yıllık %4.6 büyürken, enerji üretimi %8.8, sermaye malı üretimi %12, madencilik %10 büyümüş durumda. Dayanıklı tüketim malları üretimi %1.7 daralırken giyim eşyaları imalatı %8.2, tekstil %4.1, deri imalatı %0.9 azalmış. Büyük resme baktığımızda yüksek teknoloji ürünleri imalatı %30.6 artmış görünüyor. Mayıs ayı aylık artışı %25.3. Bu kadar yüksek artışlar daha ziyade savunma sanayi üretimindeki artıştan kaynaklanıyor. Savunma sanayinde üretimin artması bağlı sektörleri de olumlu etkiliyor. Diğer taraftan, bu durum Türkiye’ye özgü bir durum değil.
Savunma sanayiinde durum
Küresel olarak savunma sanayi harcamalarının arttığı bir döneme giriyoruz. Bu harcamaların diğerlerinden farkı, uygulanan politikalara göre zorunlu harcama niteliğinde olup güncel ekonomi politikalarından etkilenmiyor olması. Bir başka deyişle, merkez bankaları sıkı para politikası uygulasa dahi savunma sanayi harcamaları artmaya devam edebilir. Bu durum sektör içerisinde ve ona bağlı sektörlerde canlılığın sürmesine yardımcı olacaktır. Savunma sanayi kavramı artık sadece metale dayalı silah ve araç üretimini içermiyor. İnsansız hava araçları ve bunlara bağlı kameralar, yazılımlar, sensörler yüksek teknoloji gerektiriyor. Bu bağlamda, savunma sanayi harcamalarındaki artışın etkilerini çok boyutlu düşünmek gerekiyor.
Yıllık sanayi üretimi rakamlarına bakarak sanayide durumun fena gitmediğine dair bir izlenim oluşturduk. Fakat 2025 yılı aylık rakamları aynı şeyi söylemiyor. Yılın ilk beş ayının üçünde sanayi üretimi daralmış. 2024 yılının ilk beş ayında sermaye malları üretimi %3.2 büyümüştü; 2025 yılının ilk beş ayında ise %4.6 artmış. Aramalı üretiminde ise 2025 yılında artış gözlenmiyor aynı dönemde. İmalat sanayi büyüme oranı 2024 yılı ilk beş ayında %2.3 iken bu yıl %1.7 olmuş. Dayanıklı tüketim malları imalatı yine 2024 yılı ilk beş ayında %4.4 büyürken 2025 yılında %1.4 daralmış. Dayanıklı tüketim malları sektörü küresel rekabet ve yurt içi talepteki daralmanın en fazla hissedildiği sektörlerden birisi olarak duruyor. Motorlu kara taşıtları imalatındaki düşüş de dikkate değer. Bu sektör 2024 yılının ilk beş ayında %2.5 büyürken 2025 yılı aynı döneminde %4.2 küçülmüş durumda. Bu sektörde yurt içi talep daralmasından ziyade ithal araçların rekabeti üretim üzerinde olumsuz etki yaratıyor.
Üretimde kullanılan teknoloji açısından bakarsak, düşük teknoloji malların üretiminde yılın ilk beş ayında %1’lik artış kaydedilmiş. Bu oran geçen yıl %0.2 seviyesindeymiş. Orta-düşük teknoloji seviyesinde üretim artışı 2024 yılında %3.7 iken 2025 yılında %3’e gerilemiş. Orta-yüksek teknoloji seviyesinde 2025 yılında ancak %0.6 büyüyebilmişiz. Oysa 2024 yılında büyüme oranı %2.2 seviyesindeymiş. Asıl büyümek istediğimiz yüksek teknoloji ürünlerinde 2025 yılı büyüme oranı %2.5 seviyesinde. 2024 yılında bu oran %9.2 olarak kaydedilmişti.
Önümüzdeki dönem için öngörüler
Gelecek döneme dair öngörü yapmak için İstanbul Sanayi Odası Haziran ayı Sektörel PMI verilerini kullanacağız. Dış talep açısından yeni ihracat siparişleri görünümüne baktığımızda makine ve metal ürünler, elektrikli ve elektronik ürünler ve gıda sektörlerinde umut ışığı var. Diğer sektörlerde henüz ihracat performansı açısından umut ışığı görünmüyor. Yurt içi talep açısından faizler ve yurt içi siyasi gelişmeler önemli olacak. Para politikası açısından faiz indirimi için alan açılan bir döneme giriyoruz. Ülke risk priminin ve dezenflasyon sürecinin hızının elverdiği ölçüde faiz indirimi yapılacaktır. Fakat bu bir “erken bahar havası” anlamına gelmiyor. Dolayısıyla, yurt içinde de yılın geri kalanında kayda değer bir talep artışı öngörmüyoruz. Talebin ötelendiği 2026 için öngörüde bulunmak şimdilik zor. Yurt içi siyasi gelişmeler ve yurt dışı belirsizlikler üretimde yol haritasını belirleyecek.