‘Yüksek faiz’ yatırımdan caydırdı
Sıkı para esaslı ekonomik program uygulaması bir yıla ulaşırken, bu dönemde hızla artarak tarihi üst platoya ulaşan faizlerin genel ekonomik faaliyetler üzerindeki “fren” etkisi, teşvikli yatırımlarda da kendini gösterdi. Bu yıl ilk dört ayda alınan teşvik belgesi sayısında ve belgeye bağlanan yatırımların hacminde yaşanan sert düşüşler, yüksek faiz ortamının yatırımlar cephesindeki caydırıcı etkisini ortaya koydu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca yayımlanan verilere göre çeşitli sektörlerden yatırımcı kuruluşların ülke genelinde gerçekleştirecekleri yatırımları için Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen teşvik belgelerinin geçen yıl ilk dört ayda 5 bin 375 olan sayısı, bu yıl aynı dönemde 3 bin 882’de kaldı.Yatırımcıların yapacakları yatırımlar kapsamında Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, faiz ve sigorta prim destekleri gibi teşviklerden yararlandırıldığı söz konusu teşvik belgelerinin toplam sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27,8’lik bir azalış yaşandı.
Bu yıl düzenlenen teşvik belgelerinin 2 bin 381 adedi komple yeni yatırım, 1.178 adedi tevsi, 323 adedi de modernizasyon, entegrasyon, ürün çeşitlendirme ve benzeri diğer niteliklerdeki yatırımlar için alındı.
Yatırım hacmi yüzde 37 daraldı
Dört ayda alınan belgeler kapsamında gerçekleştirilecek yatırım hacmindeki daralma ise daha sert oldu. Belgelerin kapsadığı toplam sabit yatırım tutarı, geçen yıla göre yüzde 37,1 düşüşle 314,8 milyar liraya geriledi. Geçen yıl aynı dönemde 500,5 milyar liralık yatırım için teşvik belgesi alınmıştı.
Geçen yıl ilk dört ayda 93,2 milyar lira olan belge başına ortalama yatırım tutarı, bu yıl aynı dönemde 81 milyar liraya geriledi. Buna göre geçen yıla oranla hem daha az sayıda yatırım için teşvik başvurusu yapıldı hem de ihtiyaten daha düşük bütçeli yatırımlar öngörüldü.
2023’ün ilk dört ayında teşvik belgesine bağlanan yatırımlar kapsamında 112 bin 557 kişilik istihdam yaratılması öngörülürken, bu sayı bu yıl aynı dönemde yüzde 27,6 daha az olmak üzere 81 bin 448 düzeyinde kaldı.
Tüm ana sektörlerde sert düşüş
Dört aylık veriler, alınan teşvik belgesi sayısında tüm ana sektörlerde; sabit yatırım tutarı bazında ise enerji dışındaki sektörlerde sert düşüşler yaşandığını gösterdi.
İlk dört ayda 2 bin 522 imalat, 689 enerji, 478 hizmetler, 117 tarım, 76 madencilik yatırımı için teşvik belgesi düzenlendi. Düzenlenen teşvik belgesi sayısı geçen yıla göre enerjide yüzde 47, imalatta yüzde 22,8, tarımda yüzde 19,9 madencilikte yüzde 19,1 hizmetlerde yüzde 16 azaldı.
Belgeye bağlanan yatırım tutarında ise geçen yılın aynı dönemine göre en sert düşüş yüzde 53,1’le madencilik sektöründe yaşandı. Bu sektörde geçen yıl ilk dört ayda 11,9 milyar lira olan yatırım tutarı bu yıl aynı dönemde 5,6 milyar lirada kaldı.
Yatırım hacmindeki düşüşte madenciliği yüzde 50,5’le hizmetler sektörü izledi. Toplam istihdamda en büyük paya sahip sektör olan hizmetlerde geçen yılın eş döneminde 112,1 milyar liraya ulaşan yatırım tutarı, bu yıl ilk dört ayda 55,5 milyar lira oldu.
Çok sayıdaki alt sektörü ile en fazla istihdam yaratan, milli gelire katkısı ile en stratejik ana sektör olan ve en büyük yatırımların gerçekleştiği imalat sanayiinde ilk dört ayda alınan teşvik belgeleri kapsamındaki sabit yatırım tutarı da yüzde 48,7 düşüşle 284,7 milyar liradan 146 milyar liraya geriledi.
Enerjide yatırım patlaması hız kesti
Son yıllarda adeta yatırım patlaması yaşanan enerji, belge sayısının en fazla azaldığı sektör olurken, öngörülen sabit yatırım tutarı ise 101,7 milyar lira ile geçen yılın eş dönemindekinin yüzde 19,3 üzerinde gerçekleşti. Ancak bu artış oranı, büyük bütçeli teknoloji-yoğun yatırımların gerçekleştiği bu sektörde yatırım ivmesinin hız kestiğini gösterdi. Geçen yılın ilk dört ayında büyük bölümü “yenilenebilir” enerji alanında olmak üzere bu sektöre yönelik yatırım tutarı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 358,6 ile rekor bir artış göstermişti.
İlk dört ayda tarım sektörüne yönelik düzenlenen teşvik belgelerindeki sabit yatırım tutarı da yaklaşık 6 milyar lira olarak önceki yılın eş dönemindekinin yüzde 11,8 altında gerçekleşti.
İstihdama katkı azaldı
Teşvik belgesine bağlanan yatırımlarda öngörülen toplam istihdam geçen yıl ilk dört ayda 112 bin 557 kişi olurken, bu yıl aynı dönemde bu sayı 31 bin 109 daha az olmak üzere 81 bin 448 düzeyinde kaldı. Buna göre yeni teşvik belgesi düzenlenen yatırımlarla ülke genelinde yaratılacak ilave istihdam, ilk dört aylık dönemlere göre yüzde 27,6 azaldı.
Dört aylık verilere göre söz konusu sayı geçen yıla göre madencilikte yüzde 56,5 imalat sanayiinde yüzde 33,1, tarımda yüzde 28,6, hizmetlerde yüzde 2,9 oranında düşerken, enerji sektöründe ise yüzde 11,8 arttı.
Yabancı sermaye payı azaldı
Ocak-nisan döneminde düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin 3 bin 743 adedi yerli, 139’u yabancı sermayeli firmalar tarafından alındı. Yerli firmaların aldığı belge sayısı geçen yıla göre yüzde 28,1, yabancı sermayeli firmaların aldığı belge sayısı ise yüzde 18,7 azaldı. Yerli firmalar için düzenlenen belgelerde öngörülen toplam sabit yatırım tutarı yüzde 35,9‘luk düşüşle 291,1 milyar, yabancı sermayeli firmaların aldığı belgelerdeki tutar da yüzde 49,2’lik düşüşle 23,7 milyar TL oldu. İlk dört aylık dönemlere göre yatırım tutarında yabancı sermayeli firmaların payı yüzde 9,3’ten yüzde 7,5’e geriledi.
17 stratejik yatırım
İlk dört ayda düzenlenen belgelerin 3 bin 42 adedi “Bölgesel” sınıfında yer alırken, bunun da 71 adedi “Cazibe Merkezi Programı” kapsamında düzenlendi. Dört ayda verilen belgelerin, 823 adedinin “Genel” ve 17 adedinin ise “Stratejik” nitelikte olduğu belirlendi. Stratejik yatırımların ise 11 adedi “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi” kapsamında yer aldı. Dört ayda düzenlenen teşvik belgelerinde öngörülen toplam 314,8 milyar liralık sabit yatırım tutarının 179,3 milyar TL’si Bölgesel, 111 milyar TL’si Genel ve 24,4 milyar TL’si Stratejik yatırımlara ait bulunuyor.
Faiz-enflasyon ilişkisi
Bir ekonomideki faiz düzeyi, enflasyonu etkileyen faktörlerin başında geliyor. Bir yıldır görevde olan yeni ekonomi yönetiminin uyguladığı “parasal sıkılaştırma” esaslı ekonomik programın ana hedefini, enflasyonla mücadele oluşturuyor. Uygulanan programla yıllık enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 38’e, 2026’da ise tek haneli düzeylere indirilmesi hedefleniyor. Faizlerin baskılanmasına son verilerek Merkez Bankası politika faizinin kademeli artışlarla yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye çıkarıldığı son bir yılda, ekonomide genel faiz düzeyi aşırı yükselmiş bulunuyor. Yüksek faiz oranları, tüketimi baskılayarak enflasyonu düşürebiliyor.
Yüksek faizin yatırımlara etkisi
Faiz oranlarındaki artış; başta tüketim olmak üzere ekonomideki hareketliliği, bu kapsamda üretimi ve yatırımları da azaltabiliyor. Faizlerin aşırı yükselmesi mevduat, tahvil, bono gibi finansal yatırım araçlarına ilgiyi artırarak parasal kaynakları bu alanlara yöneltirken; üretim, istihdam yaratacak doğrudan yatırımların ise maliyetini artırıp, cazibesini azaltıyor. Faiz oranından kaynaklı yüksek maliyetler de yatırımcıyı bu tür yeni yatırımlardan vazgeçirebiliyor. Yatırımların azaldığı süreçlerde ise ekonomik büyümede ivme kaybı ve bu eğilimin giderek kronik hale gelmesi durumunda gayri safi yurt içi hasılada küçülme yaşanabiliyor. Bu süreçler, istihdam artışı yaratacak olan yatırımları azaltması dolayısıyla işsizliği artırıyor.
Faizin ekonomiye genel etkisi
Arttığında;
-Türk Lirasının, dolar ve Euro vb. karşısında değerlenme
-Mevduatın cazip hale gelmesi
-Tüketim, üretim ve üretime dayalı yatırımların azalması ile şirket değerlerinde düşüş
-Tahvil, bono gibi sabit gelirli menkul kıymetlerin değerlerinde azalma
Düştüğünde;
-Türk Lirasında, dolar ve Euro vb. karşısında değer kaybı,
-Mevduatın cazibesinin azalması, dövize yatırım tercihinde artış
-Tüketim, üretim ve üretime dayalı yatırımlarda artışla şirket değerlerine yükseliş
-Tahvil, bono gibi sabit gelirli menkul kıymetlerin değerlerinde artış.