Zengezur Koridoru’nun Paşinyan’ın sünnetiyle ne ilgisi var?
Bugünlerde herkes Azerbaycan ile Ermenistan arasında 8 Ağustos’ta Beyaz Saray’da imzalanan tarihi barış anlaşmasını konuşuyor. Nasıl konuşmasın ki? Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş 35 yıl sonra resmen sona erdi ve Azerbaycan’ı Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye bağlayacak ve Ermenistan’ın güneyinden geçecek 43.5 kilometrelik Zengezur Koridoru’nun ABD kontrolünde açılmasına karar verildi.
Nobel Barış Ödülü almayı çok isteyen ABD Başkanı Donald Trump’ı, bu ödülü almaya bir adım daha yaklaştıran ve “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu” adıyla hayata geçirilecek olan Zengezur Koridoru’nun açılması, kuşkusuz bölgedeki dengeleri çok büyük oranda değiştirecek ticari, fiziki, siyasi ve ideolojik sonuçlara gebe.
Koridorun tüm altyapı ve işletilmesi haklarının ABD’ye verilmesiyle birlikte Rusya’nın Trans Kafkasya bölgesindeki etkisinin azalacağı, İran’ın kuzeyden tamamen kuşatılacağı, Türkiye’nin bölgedeki öneminin artacağı, Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor’un, Gürcistan veya Rusya’ya uğramadan Azerbaycan ve Türkiye üzerinden bağlantısının sağlanacağı birçok önemli sonuç ortaya çıkıyor.
“Gayrı meşru çocuk” iddiası
Ancak olayın bir de “siyasi magazin” boyutu var. Pragmatist bir siyasetçi olarak bilinen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı, 35 yıldır kavgalı olduğu Azerbaycan ile barış yapmaya ve Ermenistan topraklarında yer alan Zengezur Koridoru’nu ABD kontrolüne bırakmaya iten sebeplerden birinin de Ermeni Kilisesi ile arasındaki açıktan yaşanan düşmanlık olduğu söyleniyor.
Tüm dünya Ermenileri ruhani lideri ve Ermeni Apostolik Kilisesi’nin başı II. Karekin ile Paşinyan arasındaki kavga, Ermenistan ve Azerbaycan arasında 10 yıllardır süren ‘donmuş çatışma’yı sona erdiren 2020’deki Dağlık Karabağ Savaşı’na dayanıyor.
2023 yılında, Azerbaycan’ın savaşı kazanıp Karabağ’ı geri almasının ardından II. Karekin, yenilgiden Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ı sorumlu tuttu.
Buna çok sinirlenen Paşinyan ise boş durmadı ve 1999’dan beri Ermeni Apostolik Kilisesi’nin başında olan Karekin’in bekarlık yeminini bozarak “gayrı meşru çocuk sahibi olduğunu” iddia etti. Ermenistan medyası, Karekin’in kızı olduğu iddia edilen kişinin Erivan’da doktorluk yaptığını öne sürdü!
Paşinyan, Facebook sayfasına “II. Karekin bu gerçeği yalanlamaya çalışırsa, gerekli tüm yollara başvurarak bunu kanıtlayacağım” diye yazdı.
Kilise boş durur mu, onlar da atağa geçti. Ermenistan’ın Masis kasabasından bir rahip, Facebook’ta Paşinyan’ın “sünnetli” olduğunu ve “Hıristiyan olmadığını” iddia etti. Ermenistan’da olaylar daha ne kadar “Sulukule kıvamı”na gelebilir derken Başbakan Paşinyan bunun karşılığında “sünnetsiz olduğunu” ispat etmek için Ermeni Kilisesi’ne “özel bölgelerini göstermeyi” teklif etti!
Paşinyan, İstanbul’da Patrikhane’ye giremedi
Bu arada Paşinyan 20 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye’ye geldi ancak Paşinyan’ın Ermeni Apostolik Kilisesi’nin İstanbul’daki mekezi olan Ermeni Patrikhanesi’ni ziyaret etmek istemesi üzerine Patrikhane, çalışanlarına izin vererek Paşinyan’a kapılarını kapadı!
Anlaşmazlık Haziran ayının sonlarında tırmandı ve 27 Haziran’da Erivan’ın 20 km batısında bulunan Ermeni Apostolik Kilisesi’nin merkezi Eçmiadzin’in üzerinde alarm zilleri çalmaya başladı. Paşinyan’a bağlı özel polis birimleri Başpiskopos Mikael Ajapahyan’ı gözaltına almak için harekete geçti. Paşinyan, Ajapahyan’ı ve diğer bazı din adamlarını “terörizme karışmakla” ve “darbe planlamakla” itham etti. Paşinyan, “darbe organizatörleri” arasında, Ermenilerin ruhani lideri II. Karekin’in de olduğunu söyledi.
Paşinyan yine klavyenin başına oturdu ve Facebook’taki köşesinde (!) Ermenistan Apostolik Kilisesi’nin merkezi olan Eçmiadzin için “Hıristiyanlık karşıtı, ahlaksız, milliyetçi ve devlet karşıtı bir grup tarafından ele geçirildi ve kurtarılması gerekiyor” diye yazdı. Paşinyan yazının sonuna şunu ekledi: “Bu kurtarma operasyonuna ben liderlik edeceğim.”
Ermenistan’da 2026 yazında yapılacak olan önemli parlamento seçimlerine hazırlanan Paşinyan, Ermenistan dış politikasında tarihi bir dönüm noktasında bulunurken perde arkasında işte bunlar yaşanıyor. Öte yandan Paşinyan’ın önümüzdeki yılki seçimlere kadar bu süreci tamamlaması durumunda seçimleri kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor.