1 trenle yapacağımızı, 150-200 kamyonla yapmayı tercih edince…
Yük taşımacılığı için demiryolu yatırımı (Hızlı tren hariç; ve farklı bir yazı konusu) yapılmadığı;
Üreten şehirler tüketen şehirlere; sanayi ve tarım bölgeleri limanlara “ucuz taşımacılığın tek adresi olan demiryolu” ile bağlanmadığı;
Özel sektöre de “demiryolu yatırımı” için izin verilmediği için:
1 trenle yapılabilecek taşımayı, 150-200 kamyon ile yapmak zorunda kalıyoruz…
***
Sonra…
“Trafik yoğunlaştı/yoğunlaşıyor/yoğunlaşacak”;
“Kamyonlar, TIR’lar şehir trafiğini mahfediyor” diye dertleniyoruz…
Ve…
“Daha fazla otoyol/karayolu/tünel/köprü yapmamız gerekiyor” diyoruz…
***
Bu ve bunun gibi, verimsizliğimizi gösteren ve verimsizliğimizi artıran binlerce “kısır döngüden” kurtulamıyoruz…
***
Ne mi kaybediyoruz?
Karayolu örneğinde dahi:
Verimli arazilerimizden “karayolu” geçiriyoruz…
Akaryakıt/kamyon/lastik/yedek parça gibi kalemler ile ithalatı büyütüyoruz…
Farklı alanlarda değerlendirilebilecek işgücü/zamanı heba ediyoruz…
Farklı alanlarda değerlendirilebilecek sermayeyi israf ediyoruz…
***
Üretici rekabet avantajını yitiriyor…
Yabancı rakiplerine göre geride kalıyor…
Araştırmaya, geliştirmeye kaynak ayıramıyor…
Ve bu yapı:
Çoğunluğu üretimden vazgeçiriyor...
VELHASIL
Dörtyol-Hassa Demiryolu Projesi bu nedenle önemli…
Amanos Dağları’nın altından geçecek trenin;
Gaziantep gibi biri sanayi şehrini, İskenderun Limanı’na en kısa ve en ucuz şekilde bağlayacak olması;
Sanayi ve tarımda navlun maliyetini düşürecek olması;
Navlun maliyetinin düşmesi ile, Güneydoğu’da tarım üretiminin avantajlı hale gelecek olması nedeniyle önemli…
***
Aynı şekilde:
Güneyi kuzey, batıyı doğu, kısacası üreteni tüketen ile buluşturacak, navlun maliyetini düşürecek yeni demiryolu projelerine, otoyollardan önce, aciliyet ve öncelik verilmeli…