3 bin akademisyenli 779 bölüm hiç tercih edilmedi

Mesleksizliğe ve okullardaki niteliksiz­liğe vurgu yapınca, bir öğretmen oku­rum yazmış…

***

Özetle:

“…Sizi anlıyoruz…

Karar alıcılar da emin olun yazdıklarınıza katılıyordur…

Hatta öğrencilerimizin de sizin gibi dü­şündüğünü biliyorum…

Çünkü davranışlarına ve yaşadıklarına şa­hitlik ediyorum…”

***

Eklemiş:

“Çocuklar artık okula gelmiyor!…

Zaman kaybı olarak görüyor…

Kendiler de, aileleri de, mesleki açıdan okulların bir şey vermediğini, vermeyeceği­ni biliyor…”

***

Okula gelmeyip ne yapıyorlar?

Onu da anlatmış, özetle:

“Son sınıflar, artık, Mesem gibi yapılara kayıt yaptırıyor…

Lise diploması hakkını korumak için de haftanın 1 günü okula geliyor…

Kalan 4-5 günde de çalışıyor…

Hem meslek öğreniyor, hem de para kaza­nıyor…“

***

Üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim!

***

“Öğretmenler kime ders veriyor?”;

“Üniversitelerde kontenjanı doldurama­yan birçok bölümün yanısıra, hiç tercih edil­meyen 779 bölümün akademisyenleri ne ya­pıyor?” birçok soruyu da sormadan edeme­dim…

VELHASIL

Üniversite ve okul sayısına değinmeyece­ğim…

Ama…

Üniversitelerimizdeki “öğretim elemanı” sayısı 200 bine yaklaşırken;

Zorunlu eğitimde öğretmen sayısı 1.1 milyonu aşmışken;

Mesleksizlik oranındaki rekor artışı nasıl açıklayabiliriz?

***

Bilmediğim için soruyorum:

“36 bin 740 profesörün,

23 bin 933 doçentin,

44 bin 741 doktor öğretim üyesinin…

Ve

36 bin 341 öğretim görevlisinin;

42 bin 766’sı araştırma görevlisinin (ara­larında ekonomiye/gençlere/kültüre kat­kı sağladığını bildiklerim de var) çoğunlu­ğu neyi araştırıyor, buluyor, geliştiriyor?

Yazara Ait Diğer Yazılar