Afeti durduramayız; ama kayıpları…
Marmara Bölgesi’ndeki İstanbul ve Kocaeli:
Olası depremde yüksek riskli…
Yani:
Türkiye ihracatının yüzde 62.5’i…
Finans ve sigorta faaliyetlerinin yüzde 68’i…
Bilgi ve iletişim ağının yüzde 70’i…
GSMH’nin yüzde 55’i…
***
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran anlattı ve uyardı:
“En büyük sanayi kuruluşlarının bulunduğu İstanbul’da yaşanacak olası bir deprem, sosyal ve ekonomik açıdan ciddi riskler barındırıyor…
Üretimi güvenli alana çekmeliyiz; deprem riski bulunmayan bölgelerde yatırımları yoğunlaştırmalıyız, desteklemeliyiz, arazi tahsis etmeliyiz…”
***
Ekledi:
“Tabi ki deprem, sel gibi doğal afetleri durdurmak mümkün değil…
Ama alınacak önlemlerle etkilerini azaltmak mümkün…”
***
Afetlerin etkisini azaltmak için olmazsa olmazlar:
Mühendislik hizmetleri, bilimsel risk analizleri ve “ticari olmayan, bilimsel denetim...”
“Bu olmazsa olmazların verimliliği için” olmazsa olmaz ise:
Eğitimden bilime, kanunlardan uygulamalara tüm paydaşların yakalayacağı “ortak ritim”
VELHASIL
Doğal afetlerin etkisini azaltmak için, öncelikle, “iyi mühendis yetiştirmek” ve “mühendisleri dinlemek” gerekiyor…
***
İnşaat/makine/jeodezi mühendisleri ne diyor?
Öne çıkan örnekler:
İmar aflarının yasaklanmasının altını çiziyor…
Kamusal denetimi dışlayan piyasacı/rantçı yaklaşımlardan kaçınmamız gerekliliğini vurguluyor…
Afetlerle ilgili tüm kurumların, bilim çevreleriyle ilişkilendirilerek liyakat/uzmanlık temelinde yapılandırılması gerekliliğine dikkat çekiyor…
Yapı Denetim Kanunu’nun “ticari yapı denetim şirketi” modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini artıracak şekilde yenilenmesini talep ediyor…
***
6 Şubat gibi, hepimizi derinden yaralayan afetleri bir daha yaşamamamız; “afet yaşansa” da, bir tek can kaybı dahi vermememiz tek dileğim…