Altın eski altın değil
Aslına bakarsanız bu başlık da pek doğru değil. Çünkü gelinen noktada altın aslında en eski altın ama 1950 sonrası doğanlar olan biteni sadece yazılardan okumuş olmalılar. Çünkü o zaman Bretton Woods anlaşması hayattaydı basılan her USD’nin altın olarak karşılığı olmalıydı.
1970’lere kadar yaşayan bu sistem daha sonra geçerliliğini yitirdi ve altın sadece takı ve yatırım aracı statüsüne geçti. Ondan beridir de benim jenerasyonum, benden biraz büyükler ve benden sonrakilerin hepsi altını sadece bu iki konseptte görmeye başladı. Bir de süper iletkenlik konusu var, minimal düzeyde de olsa bu şekilde kullanımı var.
Senelerdir süs ve yatırım olan altın son birkaç senedir bu özelliklerinin üstüne yeniden bir güvence olarak literatürde yerini aldı. Rusya – Ukrayna savaşı sırasında Rusların dünyanın çeşitli yerlerindeki varlıklarının dondurulması, diğer herkesin konuya uyanmasına ve günün birinde kendisine de böyle bir işin yapılabileceğini değerlendirmesine yol açtı.
Bunun sonuncunda ülkeler hem daha çok altın alarak kâğıt para yerine geçecek efektif bir emtiadaki rezervlerini artırmaya başladılar hem de altınlarını kendi uhdelerinde muhafaza etmek için kendi saklama bankalarına çağırmaya başladılar. Çin bu ülkelerin başında geliyor. Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre Çin aslında ilan ettiğinden 3 kat daha fazla altın almış bugüne dek. Yine benzer durumlar birçok ülkede de olmuş.
Adı savaş olmayan savaşa girildi
Bu noktada bir parantez açayım ve Rusya’nın Ukrayna’ya girmeden önce bütçe hesaplarken petrol fiyatının piyasanın yarısından hesapladığını ve buna göre gelir/gider hesabı yaptığını hatırlatayım. Sonrasında da adı savaş olmayan savaşa girdi. Demek ki neymiş? Ekstra önlemlerin alındığı, hesapların yapıldığı zamanların ardından riskli ve zor zamanlar gelebilir. Dünyanın altın toplama yarışına girdiği bir durumda ise kim bilir bundan sonrasında nelerin ihtimalleri artmış ki böyle bir durum var.
Buna karşılık çok konuşulan bir konu olan USD rezervlerinin azaltılması var. Doğrusunu isterseniz rezerv paralar içinde ABD’nin payı hala en yüksek ve kısa zamanda azaldığına dair bir veri yok. Ancak yıllara sair bakıldığında bir miktar azalış var. Ancak hiçbir koşulda, sadece bu veriye bakarak USD rezerv para olma gücünü yitiriyor denemez. Diğer yandan konjonktüre bakarsak da USD’nin azalan payının kısmen Euro, kısmen de Yuan ile doldurulduğu görülüyor. Büyük ihtimalle Yuan’ın payı giderek artacak. Bu noktada şunu da ifade edeyim, RAND Europe’un yazısına göre savaştan hemen önce Rusya, Ulusal Varlık Fonu’nun %60’ını Yuan’a çevirirken geri kalan %40’ını da altına çevirdi. Ne kadar ilginç değil mi? Hem ilerleyen dönemlerde rezervlerde beklenen Yuan artışını hem de kötü zamanlar için ülkelerin altın alışını açıklayan gerçek bir durum.
Ama yukarıda bahsettiğim gibi rezervlerde en fazla pay artışı olan kıymet altın. Burada bir spekülasyon yapayım ve kendi yorumumu katayım; altının payı artıyor çünkü ilerleyen zamanlarda öyle koşullar bekleniyor ki kâğıt para hükümsüz kalabilir ve elinde sadece altın olan bununla ticaret yapabilir. Ne yazık ki hikâye biraz bunu anlatıyor.
Altın para yerine geçecek gibi duruyor
O yüzden demem o ki, altın eski altın değil, artık yine bir çeşit para yerine geçecek gibi duruyor. Yoksa neden 3 senedir üst üste merkez bankaları piyasadaki en büyük altın alıcısı olsun ve toplam altın talebinin %20’den fazlasını oluştursun? Bu konuyla ilgili bir anekdot aktarayım, Dünya Altın Konseyi’nin bir anketinde gelişmekte olan ülkelerdeki rezerv yöneticisi olan merkez bankacılarına altın almanın/tutmanın arkasındaki mantık nedir diye sorduklarında %20 kadarı ‘’uluslararası parasal sistemde değişiklikler olacağı beklentisi’’ demişler. Bundan daha fazla oy alan faktörler de var ama onlar üç aşağı, beş yukarı bilinen konular. Önemli olan daha önce hiç var olmayan bu tür bir beklentinin şimdi ortaya çıkması ve kurumların bu beklentilerle aksiyon almaya başlaması.
Bu çerçevede bakıldığında, aslında içsel verimi sıfır olan, yeni hisse gibi temettü vermeyen, tahvil gibi getirisi olmayan bir varlığın bu kadar talep görmesi aslında mantık dışı. Ne var ki ne büyük ve öngörülebilir fiyat hareketi de altında oluyor. Doğrusu, altının kâğıt paranın yerini alabilmesini sağlayacak olan koşulların gerçekleşmesine henüz yıllar olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle şimdilik altın madencileri hisseleri, etfler gibi kâğıt altın üzerinden yatırım yapmakta bir sakınca görmüyorum. Ama ilerleyen zamanlar neler getirir, bunu göreceğiz.