Makro hafta
Bu hafta son derece önemli işlerin olacağı bir makro hafta, Fed ve Japonya Merkez Bankası toplantıları, birden fazla günde önemli ABD istihdam verileri, ABD büyüme ve PCE enflasyon verileri. Bu gelişme/haberlerin her biri tek başına ciddi fiyatlama değişikliklerine neden olabilecek potansiyelde. O yüzden hafta sonu şu anda olan bitenden çok farklı bir noktada olabiliriz.
İlk olarak en kolayını aradan çıkaralım; ABD’de istihdam son 3 senede yavaşlamaya başladıktan sonra aslında aylardır trend olarak görülebilecek bir değişim göstermiyor. Çok dikkatlice, böyle büyüteçle falan bakarsanız Amerikan ekonomisinin yarattığı istihdamın çok yavaşça, yavaşladığını görebilirsiniz. Bu haftaki verinin de trendden farklı olarak fazla yavaşlamasını beklememek gerekir. Büyüme verisi ise 2. çeyrekte ABD ekonomisinin her şeye rağmen büyük ihtimalle güçlü olduğunu gösterecek. Fed’in önemle takip ettiği PCE verisi de gümrük tarifelerinin etkisini bir miktar gösterir ve özellikle aylık enflasyonun arttığını, yıllık enflasyonun ise düştüğünü gösterirse Fed’in Eylül’de faiz indirmesi için ılımlı bir ortam oluşturur.
Buradan Fed toplantısına geçersek, her ne kadar PCE Fed’den sonra gelecek olsa da, her durumda bu toplantıda Powell’ın Eylül’e işaret edebileceğini düşünmek gerek. Aslında takip edenler bilir, bu toplantının boş geçeceğini ve Jackson Hole’da Eylül ayını öne çıkaracağını düşünüyordum ama şimdi Avrupa Birliği ile anlaşmaya varılması, diğer birçok ülke ile tarifelerin yeninden düzenlenmiş olması ileriye dönük belirsizliklerin önemli ölçüde azalmasına neden oldu. Bu yüzden artık Powell’ın belirsizlik masalının arkasına saklanması yersiz olacak. Sonuçta Eylül toplantısında bir faiz artırımı hafta başında %62 ihtimalle fiyatlanırken Çarşamba akşamı bu ihtimal %90’lara çıkarsa hiç şaşırmamak lazım.
Çöp tahviller kral oldu
Tahvil piyasasında indirim beklentisinin güçlendiğinin bir sürü göstergesi var. Ama size çok bilinmeyen bir göstergeden bahsedeceğim. ‘’Bond spread’’ denilen, yatırım yapılabilir seviyedeki tahvillerin getirisi ile çöp seviyedeki tahvillerin getirileri arasındaki fark son zamanların en düşük seviyesine geldi. Peki bu ne demek? Şu demek; piyasa faizin yakında düşmeye başlayacağını ve düşük faizin ekonomiyi stimüle edeceğini düşündüğü için yüksek riskli sayılan ve yatırım yapılabilir tahvillere göre önemli ölçüde yüksek getiri veren çöp tahvilleri portföylere doldurmaya başladı ve bu tahvillerin faizi düşmeye başladı. Böylece iki tahvil grubu arasındaki fark azaldı. Yani çöp tahviller, sabit getiri portföylerinin alfası oldu.
Sırf bu bile piyasanın faiz indirimi için farklı yönlerden portföyleri hazırladığını gösteriyor. Herkes bir yerlere sıkıca tutunsun, birkaç ay sonra şimdiden oldukça farklı bir ekonomik ortam olacak dünyada!
Gümrük vergisi vs Avrupa
Hafta sonu ABD ve Avrupa’nın gümrük vergileri konusunda bir anlaşmaya vardıklarını gördük. Anlaşmaya göre ABD, Avrupa mallarına %15 gümrük vergisi uygulayacak. Karşılığında Avrupa, Amerikan mallarına gümrük uygulamayacak. Burada önceki büyüklük %30’du. Avrupa ilerleyen 3 senede savunma sanayii ürünleri ve enerji olmak üzere $750 milyar’lık alım ve ekstra $600 milyar’lık yatırım yapacak. Verilen sözlerin daha önce tutulmadığını Çin ile yapılan anlaşmalarda gördük ve ABD buna karşı bir yaptırım uygula(ya)madı; şimdilik.
İnsan merak ediyor, Avrupa’nın bu kadar aleyhine olan koşullarla yapılan bir ticaret anlaşması acaba pratikte gerçekten ne kadar uygulanabilir? Bu konuyla ilgili memnuniyetsizliği sosyal medyada Avrupalı birçok bürokratın paylaşımlarında görebiliyorum. Avrupa için gerçek anlamda bir mağlubiyet oldu. Filmin sonunu merak ediyorum. Yine de piyasa bunu şimdi bir uzlaşma ve belirsizliklerin ortadan kalkması olarak görecek ve 3 sene sonra Trump koltuktan indiğinde ne olacağını hiç düşünmeyecek.