Araba devrildikten sonra - MEGAP
Borsa yatırımcısı geçtiğimiz hafta yeni bir durumla karşılaştı. Hisseleri ana pazarda işlem gören şirketlerden biri konkordato ilan etti. Evet, Mega Polietilen’den (MEGAP) bahsediyorum.
Ana pazarda işlem görmek için şirketin halka arz edilen paylarının piyasa değerinin 250 milyon TL’nin üstünde olması gerekiyor. Yani oldukça büyük bir şirketten bahsediyoruz. Tabii hal böyle olunca da bilançolar açıldı, geriye dönük analizler yapıldı. “Bu şirketin batacağı zaten belliymiş abi, siz buna neden yatırım yaptınız ki?” minvalinde üst perdeden analizler etrafa saçıldı.
Daha önce yüzüne bakılmayan bilanço didik didik edildi. Yüzüne bakılmayan diyorum çünkü hisse senedi piyasasında analizler genel olarak gelir tablosu üzerinden yapılıyor, hatta bunun yanına bir de hisse fiyatının etkilediği piyasa değeri konuyor ve buradan bir ucuzluk-pahalılık çıkarımı yapılmaya çalışılıyor. Nakit akış tablosunu söylemiyorum bile, herhangi bir analizde onun esamesi bile okunmuyor.
Bilanço şirketin varlıklarını ve yükümlülüklerini gösterirken gelir tablosu bir dönem için şirketin satışlarını, maliyetlerini, kârlılığını vs gösterir. Yani şirketin finansal sağlığını anlamak için bilanço daha kritik önemdedir. Hisse senedi fiyatlarını teorik olarak belirleyen şey; şirketlerin gelecek dönemde elde edecekleri serbest nakit akışlarının uygun iskonto oranlarıyla bugüne indirgenmesidir.
Serbest nakit akışı yaratmak için de haliyle kâr etmek gerekir. Bunun için de hisse fiyatlaması yapılırken kısa yoldan gelir tablosuna bakılıp geçilir çoğu zaman. Kâr marjları iyiyse, satışlar arttıysa, Fiyat/Kazanç ve Piyasa Değeri/Defter Değeri gibi oranlar çok yüksek fiyatlamaya işaret etmiyorsa bu hisse alınır deniyor, geçiliyor.
Bazen özellikle Youtube yayınlarında, şirketin ismini ilk defa duydukları her hallerinden belli olan bazı analistler hemen oracıkta finansal tabloları açıp; “Bu hisse alınır, bu hisse alınmaz!” şeklinde yargıda bulunabiliyorlar. Bu analizler yapılırken bilançoya hiç bakılmıyor tabii. Şirketin borçluluğu ne durumda, nakit oranları nasıl seyrediyor, nakit döngüsüne göre kaç günlük finansmana ihtiyacı var gibi sorular hiç sorulmuyor. Bu sorular daha ziyade bir şirkete borç verecek olan bankalar gibi kreditörlerin daha fazla ilgi alanına giriyor.
Aaa bilanço diye bir şey varmış
Halbuki bu sorular önemli. Hem şirketin finansal sağlığı açısından hem de kârlılığı ve hisse fiyatlaması açısından önemli. Faizlerin düşük ve finansmana erişimin kolay olduğu dönemlerde bu soruların çok bir önemi yoktu. Hem şirketler hem de yatırımcılar o düşük faiz döneminin her hatayı örten büyüsüne alıştılar. Bu alandaki her türlü başarıyı kendilerine atfettiler. Şimdi dalgalar çekildi, kimin mayosuz yüzdüğü yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Finansal sağlık darken dengeli bir borç-özkaynak yapısından, kârlılıkla karşılaştırıldığında çok yüksek olmayan bir borç miktarından, alacak tahsilatı-borç ödeme-stok tutma sürelerinin şirketi çok zorlamayacak bir düzeyde olmasından, alacak tahsilatlarının yapılabiliyor olmasından, finansman giderlerinin satışlara ya da operasyonel kâra oranın yüksek olmamasından vs bahsediyorum. Bunlar sağlanmazsa şirketler iflas ya da konkordato ilan etmese bile kârlılıklar baskılanır. Bu da finansal tablolara ve haliyle hisse fiyatlarına yansır. Yansıyor da.
Ne kadar risk o kadar getiri
Bir diğer konu da konkordatonun bir iflas demek olmaması ve MEGAP hissesi tutanların bu konuya böyle yaklaşmaları meselesi. Bu teorik olarak doğru olabilir ve bazı olumlu örnekler de olabilir ama pratikte bu hissenin yatırımcısının işi hayli zor. Fiyatlamadan da belli oluyor. Şirkete iki şekilde kaynak sağlarsınız. Ya borç verirsiniz ya da ortak olursunuz. Şirket tasfiye olacak olursa önce borçlar ödenir sonra para kalırsa ortaklara dağıtılır. Onun için hisse senedi yatırımcısının bir şirkete ortak olurken hisseden getiri beklentisi, şirketin borçlanma faizinden yüksek olmalıdır. Ne kadar risk o kadar getiri beklentisi kuralından hareketle. Bu acı deneyimle hisse yatırımı yaparken hangi beklentiyle olaya yaklaşılması gerektiği bir kez daha görülmüş oldu.