Atıl kapasite yükselirken; üreten zarar ederken, yatırım yapılır mı?
Atıl kapasite varken yatırım yapılır mı?
***
“Ölçek ekonomisi”nin vazgeçilmez olduğu gelişmiş ülkeler, kanunlar ve bürokrasi ile bunu kontrol altında tutuyor…
Hatta atıl duruma düşebilecek yatırımlara izin vermiyor…
***
Üretici de bilinçli…
Arz fazlası olan/olacak yatırımlara yanaşmıyor…
***
Türkiye’de mi?
Maalesef, “serbest piyasa” kılıfıyla, arz fazlası olan alanlarda da yatırımlar yapılıyor…
Undan tütüne, makineden “kafe dükkanına” birçok alanda, furyaya kapılıp yatırım yapanlar, mevcut yatırımcıyı da, kendisinin geleceğini de zora sokuyor…
***
Ve, Kıt olan sermayenin etkin kullanılamamasının;
İsrafın önü açılıyor…
***
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu anlattı:
“Kapasite kullanımı makinede de yüzde 68.6’ya düştü…
Kârlılık da düştü…
İhracat fiyat olarak (teknoloji, pahalılaşan ürünler…) yükseldi ama miktar bazında düştü…”
***
Bakınca 6 aylık makine ihracat rakamlarına…
“İçten yanmalı motor” gibi, dünyada talebi olan ve teknoloji geliştirdiğimiz ürünlerimiz, ihracat rakamımızı yukarı taşımış…
Herkesin üretebildiği/üretebileceği, geleneksel yöntemlerle devam ettiğimiz ürünler ise sorun artırmış…
VELHASIL
Ölçek ekonomisi, tam kapasite önemli:
Maliyetleri düşürebilmenin de temeli…
***
Pazarın talep ettiği/ edeceği ürünü, kaliteli üretebilmek/geliştirebilmek ise:
Kalkınarak cari fazla verebilmenin önceliği…
***
Örneğin:
Yeni kurulacak Ankara Sanayi Odası Teknoloji Üstü… (Yarın ayrıntılarını yazacağım…)
20 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayacak 800 işletme kurulacak…
***
Kapasite kullanımı düşerken bu yatırımlar yapılır mı?
ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın, “Ankara’yı üretimin ötesine taşıyıp teknoloji geliştiren bir merkeze dönüştürmek için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışıyoruz.
Üretimi artırmak yeterli değil; Verimlilik eşliğinde ekonomik çeşitliliğimizi ve ürün sofistikasyonu yüksek ihracatımızı artıracağız…” cümlesi, yapmamız gereken yatırımların içeriğini özetliyor…