Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası
Avrupa Birliği’nin yeni Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası, geçtiğimiz cuma günü yürürlüğe girdi. Basına ve basın mensuplarına daha iyi koruma sağlamak ve basın özgürlüğünü daha şeffaf hale getirmek amacıyla çıkartılan Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası, AB ve gazetecilik açısında bir dönüm noktası olarak nitelendirildi.
Basın özgürlüğünü “demokrasinin temel taşı” olarak kabul eden AB, tüm üye ülkelerden “basın özgürlüğü korunması gereken en temel haklardan biri” olarak titizlikle korunmasını istedi.
AB Komisyonu tarafından 2023 yılında hazırlanan ve 2024 yılında Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası (The European Media Freedom Act - EMFA), basınla ilgili ilk AB düzenlemesi olarak da tarihe geçti. Avrupa Medya Hizmetleri Kurulu adı verilen yeni bir AB organı yeni yasanın uygulanmasını denetleyecek.
AB Komisyonu Demokrasi, Adalet ve Hukukun Üstünlüğünden Sorumlu Üyesi Michael McGrath, “Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’nın uygulamaya girmesiyle birlikte AB genelinde medya ve gazeteciler daha önce benzeri görülmemiş güvencelere kavuşurken, vatandaşlar da aldıkları haberlerin ticari ya da siyasi gündemle değil gerçeklerle yönlendirildiğine güvenebilecekler” dedi.
Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’nın uygulamaya girmesinin AB’de basın özgürlüğü açısından bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken McGrath, “Bu yasanın gerçek değeri sözlerle değil eylemle ölçülecektir. Şimdi asıl iş başlıyor her üye devletin EMFA’yı tam olarak ve sadakatle uygulamasını sağlamak. Medya özgürlüğü pazarlık konusu değil demokrasimizin belkemiğidir” diye konuştu.
Yeni uygulamaya giren Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası, gazetecilere karşı casus yazılım kullanımını sınırlandırmayı, devlet reklamlarının şeffaflığını arttırmayı ve kamu medyasının bağımsızlığını güçlendirmeyi amaçlıyor. Yeni kurallar gazeteciler ve kaynakları için korumayı da artırıyor. Sosyal medya platformlarının da yeni yasa kapsamında bağımsız medyadan gelen içeriği keyfi olarak silmekten veya kısıtlamaktan kaçınması gerekiyor.
Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’nın içinden…
Avrupa Parlamentosu’nda üçte iki çoğunlukla kabül edilen Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’nda, basın özgürlüğüne ve sektörün yaşayabilirliğine yönelik artan tehditlere karşı, AB medyasının şeffaflığını ve bağımsızlığını güçlendirme öngörülüyor.
AB üyesi ülkelerde, medyanın her müdahaleye karşı korunma sağlayan yasa, medya kuruluşlarının editoryal kararlarına her türlü müdahaleyi yasaklıyor ve üye ülkeleri, bu konuda medyayı korumakla yükümlü kılıyor.
Gazetecilere karşı casus yazılım kullanımının yasaklayan yasadaki yeni düzenleme ile gazetecilerin kaynaklarını açıklamaya zorlanamayacağı vurgulanıyor. Gazetecilerin cihazlarındaki şifreli içeriğe erişim sağlamak veya casus yazılımlarla hedeflemek gibi dış baskıların gazetecilere uygulanmasını yasaklanıyor. Casus yazılımın yalnızca son çare önlemi olarak, duruma göre ve bağımsız bir adli makam tarafından terör veya insan kaçakçılığı gibi ciddi bir suçun soruşturulması yönünde talimat verilmesi halinde kullanılabileceği belirtiliyor.
Tüm medya organlarının mülkiyet ve fon konusunda şeffaf olması öngörülen yasada, medya bağımsızlığı kapsamında, tüm medya kuruluşlarının, sahipleri hakkında bilgi yayınlamasını zorunlu hale getiriyor. İnternet siteleri ve arama motorları da dahil olmak üzere medyanın devlet yardımı, devlet kuruluşlarından aldıkları reklamlar ile yerli ve yabancı fonlardan elde ettikleri destek hakkında bilgi vermesi gerekiyor.
Kamu reklamlarının adil şekilde dağıtılması da zorunlu hale getirilen yasada, medya kuruluşlarının devlet reklamlarına bağımlı kalmasını önlemek için, tek bir medya sağlayıcısına, internet platformuna veya bir arama motoruna tahsis edilen kamu reklamlarına, belirli bir AB ülkesinde tahsis edilen toplam reklam bütçesinin yüzde 15’i oranında bir üst sınır getiriliyor. Üye ülkeler, kamu medyasının çok yıllık bütçeler yoluyla tahsis edilen yeterli, sürdürülebilir ve öngörülebilir fonlara sahip olmasını sağlamakla yükümlü olacak.