“Aylan bebek”leri unutmak
Bazen insan insanlığından utanır ya, “Aylan bebek”in sahile vuran fotoğrafını görünce hepimiz insanlığımızdan utanmıştık. Veya insan olan hepimiz. Hepimizi çok derinden etkileyen üç yaşındaki “Aylan bebek”in o fotoğrafının çekildiği 2 Eylül 2015 tarihinin üzerinden neredeyse on yıl geçti. Ve ben bir kez daha insanlığımdan utandım Uluslararası Göç Örgütü rakamlarını, AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerini ve STK’ların yaptıkları araştırmaları okuyunca.
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) rakamlarına göre, geçen yıl dünya çapında en az 8.938 kişi göç yollarında hayatını kaybederken, 2024 yılı kayıtlara “en ölümcül yıl” olarak geçti. Son beş yıldır sürekli ölümlerin arttığı rakamlara göre 2023 yılında göçmen ölümlerinin rekoru olan 8 bin 747 rekorunu da geride bıraktı. Göç yollarında göçmen ölümleri ve kayıplarının gerçek sayı ise maalesef tam olarak bilinemiyor.
Uluslararası Göç Örgütü’nün Kayıp Göçmenler Projesine göre, sadece Orta ve Batı Akdeniz rotaları boyunca on binlerce aile yakınlarını kaybetti. Kayıtlara göre 2014 yılından beri göç yollarında hayatını kaybeden 30 binden fazla kişinin kalıntılarına ulaşılamadı. Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinde 2024 yılında ilk kez yapılan sığınma başvurularının sayısı bir önceki yıla göre yüzde 13 azalarak 912 bine düştü. Türkiye’den 2024 yılında 46 bin 835 kişi, AB’ye ilk kez sığınma başvurusunda bulundu.
AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerine göre Suriyeliler, ilk kez yapılan başvuruların 148.000’ini ya da AB toplamının yüzde 16’sını oluşturarak koruma arayan en büyük grup oldu. Suriyeliler’in ardından yaklaşık 73 bin başvuru ile Venezuelalılar ve 72 binin üzerinde başvuru ile Afganlar’ı Kolombiyalılar, Türkler ve Bangladeşliler takip ediyor. 2024 yılında Türkiye’den 46.835 kişi, AB’ye ilk kez sığınma başvurusunda bulundu.
Sığınma talepleri arasında ayrıca 36 bin refakatsiz çocuğun bulunduğu kayıtlara geçti. Bu çocukların yüzde 32’si Suriye’den yüzde 16’sı Afganistan’dan ve yüzde 8’i Mısır’dan geldiği tespit edildi.
Tüm başvuruların dörtte biri Almanya’ya yapılırken, ikinci en yüksek oran yüzde 18 ile İspanya’ya, yüzde 17 İtalya’ya, yüzde 14 Fransa’ya ve yüzde 8 ile Yunanistan’a yapılıyor. AB içerisinde Macaristan en düşük sığınma başvurusu yapılan ülke.
120 bin 457 kişi sınırdan geri gönderildi
Bir araştırmaya göre, STK’lar ve araştırma gruplarından veri toplayan konsorsiyum, geçen yıl AB sınırlarından “en az 120 bin 457” geri gönderme”nin gerçekleştiğini ortaya koydu.
AB’nin sınır güvenliğinden sorumlu ajansı Frontex’in verilerine göre, AB’nin sınırlarından geri gönderilen (geri itme olarak da tanımlanıyor) göçmen sığınmacıların sayıları 2024 yılında Bulgaristan’dan 52 bin 534, Yunanistan’dan 14 bin 482, Polonya’dan 13 bin 600, Macaristan’dan 5 bin 713, Letonya’dan 5 bin 388, Hırvatistan’dan 1.905 ve Litvanya’dan 1.002 kişi AB sınırları dışına itildi.
Sağlık hizmetlerine erişim hakkı
Türkiye’de resmi olarak 4 milyon 33 bin sığınmacının yaşadığı açıklandı geçtiğimiz günlerde. Avrupa’da ise düzensiz sığınmacı sayısının 2,6 ila 3,2 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Yeni bir araştırmaya göre, Avrupa kamuoyunun düzensiz göçmenlerin haklarına bakışı ülkeden ülkeye ciddi farklılıklar gösteriyor. İtalya’daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü ve İsveç’teki Uppsala Üniversitesi tarafından yürütülen “Prime” araştırmasında, Avusturya, İtalya, Polonya, İsveç ve İngiltere’den 20 bin kişinin görüşlerine yer verildi. Sağlık hizmeti, sosyal yardım, iş güvenceleri ve yasal statü verilmesi gibi konularda en az desteği İngiltere’deki katılımcılar gösterirken, İtalya bu hakların tanınmasına en olumlu yaklaşan ülke olarak öne çıktı.
Uppsala Üniversitesi siyaset bilimi öğretim üyesi Prof. Dr. Joakim Palme, “Araştırmamız, halkın düzensiz göçmenlerin haklarına yönelik tutumlarının siyah-beyaz bir şekilde ‘destekleyen’ veya ‘karşı olan’ şeklinde olmadığını ortaya koyuyor. Göçmen politikaları büyük önem taşıyor. Kontrol ve korumayı birlikte içeren politikalar, genellikle kamuoyu desteğini artırıyor” dedi.
Araştırmaya göre, düzensiz göçmenlere yani sığınmacılara doğrudan maddi yardım sağlanması yerine sağlık hizmetlerine erişim hakkı destekleniyor.