Borç tavanı işi tamam sonra ne olacak?

Özgür HATİPOĞLU
Özgür HATİPOĞLU DERİN BAKIŞ ozgur.hatipoglu@dunya.com

Borç tavanı bildiğiniz gibi; ben yazıyı hazırlarken anlaşmaya aslında varılmış ama son şeklini vermek için çalışıyorlar. Her iki tarafın da yaptığı açıklamalar pazarlığın kendi lehlerine iyi gittiği yönünde. Bizim açımızdan ise bu kısım çok da önemli değil.

Bizim için bir anlaşma olması ve piyasaların bir karamsarlık spiraline girmemesi önemli. Hatta bu konuyla ilgili olarak geriye dönük çalışmalarda, 2011’de borç tavanına ulaşıldığında zamanında anlaşmaya varılamaması hisse endekslerinin %20’ye varan satışlara konu olduğunu biliyoruz.

Ancak şimdi durum öyle değil, zamanından önce anlaşılmış gibi görünüyor ve piyasalar güllük gülistanlık olacak (mı?). Geçtiğimiz gün sosyal medyada Jerome Powell’ın henüz dede görünümünde değilken, daha olsa olsa “amca” diyebileceğiniz bir görünümdeyken CNBC’ye verdiği bir röportajı izledim.

Çok ilginç bir şekilde borç tavanın yükseltilmesinden sonra Amerikan hükümetinin para yaratmak için tahvil ihraçlarına ağırlık vereceğini ve bu tahvilleri piyasanın alması gerektiğini söyledi. Bilenler bilir; genelde komplo teorilerine pek kulak asmam ve veriye dayalı yorumlar yapmayı tercih ederim. Ama bu sefer biraz komplo teorisi gibi görünse de bir düşünceyi paylaşmak istiyorum.

Faizde hala topun ortada olduğu bir dönemdeyiz ve yatırımcıların harala gürele tahvil almaları için bir neden şimdilik yok. (parantez içi notu: aslında özellikle kısa vadeli faizin oldukça yüksek seviyelere gelmiş olması nedeniyle tahvil fonları mal alıyor ama bu henüz Amerikan Hazinesi’ni kurtaracak seviyede değil.) Diğer yandan bi dünya tahvil ihraç edip fonlama yaratmaya çalışan Hazine’nin bir noktada bu tahvilleri aldırması gerek.

Peki genelde piyasa tahvili ne zaman alır? Ya faizler çok düşecekse ya da ortada güvenli liman arayışına neden olacak riskli bir durum varsa… Nitekim 2011’de yanlış bakmadıysam endekslerdeki satışlar anlaşmaya varılmasından sonra derinleşmiş, oluşan risk algısıyla piyasa hisse satarak ortaya çıkan parayla da tahvil almaya koşmuştu.

Yani demem o ki; borç tavanı konusunda bir anlaşmaya varılması ilk aşamada hisselere yarasa da, ilerleyen haftalarda finansman yaratmak için ihraç edilen tahvillerin alıcı bulması için her an bir gerginlik ortamı çıkabilir. Yani hisselerdeki yükseliş yalancı bahar olabilir, piyasa karları beklenenden kısa marjlarda realize edebilir.

Karbon Yakıt Out, Yeşil Enerji “In” – Warren Buffet’ın favori hissesi

Çağımız değişiyor. Değişim çoktan başladı. Seneler önce, 2015/16 döneminde bir TV yanında petrolün işi artık bitti demiştim. Daha fala yanılabilir miydim bilemiyorum… Ondan sonra petrol yeni yükseler yaptı, petrol hisseleri diğer sektörler içinde en çok para kazandıran ve yatırımcı çeken hisseler oldu…

Ve işin daha ilginci ben de bu işlerden istifade ederek petrol şirketlerine yönlendirdiğim yatırımcıların ciddi paralar kazanmasında rol oynadım. Bu süreçte lityum şirketleri, uranyum şirketleri, elekrtikli araba ve batarya üreticileri de petrolcülerle benim için yan yana gittiler. Çünkü ortada çok güçlü bir yeşil enerji ve daha temiz bir dünya senaryosu vardı – hala var.

Ama buna rağmen dünyanın belki de en önde gelen yatırımcısı diyebileceğimiz Warren Buffet en büyük yatırımlarından birisini hala petrol şirketlerinde tutuyor ve bunlardan birisinde en büyük yatırımcı pozisyonunda. Bu şirket Occidental Petroleum. Ağırlıklı olarak çıkardığı petrolün yanında portföyünde doğal gazın da bulunduğu şirket, arama-çıkarmanın yanında petro kimya üretimi de yapan entegre bir enerji şirketi.

Bloomberg verisine göre Kuzey Amerika’daki petrol üretiminin %15 kadarını üretiyor. Warren Buffet’ın fonu Berkshire Hathaway ise en son 2 hafta önce yaptığı $200 milyondan büyük yeni alımla (hatta daha öncesinden) şirketin yatırımcı pastasından en büyük payı alıyor. Buffet yaptığı açıklamalarda bu şirketin yönetiminde yer almak istemediklerini açıkladı. Ama buna rağmen fonların açıkladığı zorunlu pozisyon raporuna göre son 1 senede bu hissedeki paylarını ciddi oranda artırıyor.

En büyük hissedar olması karbon yakıtların hala portföy yöneticilerinin gözdeleri arasında olduğunu gösteriyor. Bu arada Occidental’ın en son bilançosunun bir zafer hikayesi yazmamasına rağmen Buffet’ın sevgili hisseleri arasında yer aldığını da unutmamak gerek. Ne yalan söyleyeyim, ben de hala büyük portföylerde petrol hisselerinin olmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kafalar hala karışık 27 Şubat 2024
Balinaların hisseleri 20 Şubat 2024
İstihdamda mevsimsellik 06 Şubat 2024
Ne oldu bu Bitcoin’e 30 Ocak 2024