Bütçe ilk çeyrekte rekor açık verdi

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Ekonomiyi rasyonel ze­mine oturtmak ama­cıyla iki yıla yakın süre­dir sıkı para politikası uygula­nırken, kamuda mali dengeleri sağlamada henüz yeterince me­safe alınamadı. Borçlanma, faiz yükü, enflasyon ve güven başta birçok parametreyi doğrudan etkileyen kamu açıklarındaki büyüme sürerken, küresel tica­ret savaşları ve içeride siyasi ge­rilimle ekonomide kırılganlık ve belirsizliklerin daha da art­tığı yılın ilk çeyreğinde merkezi yönetim bütçesi 711 milyar lira ile rekor düzeyde açık verdi.

Hazine ve Maliye Bakanlı­ğı’nın açıkladığı verilere göre, mart ayında merkezi yönetim bütçe harcamaları geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 48,3 ar­tışla 1 trilyon 27,7 milyar lira­ya ulaştı, bütçe gelirleri yüzde 58,4 artışla 766,3 milyar lirada kaldı ve bir ayda 261,5 milyar li­ra açık verildi. Mart ayında fa­iz dışı bütçe harcamaları yüz­de 40,2 artışla 866,5 milyar lira olurken, faiz ödemeleri yüzde 116,3’lük bir artışla 161,2 milyar lirayı buldu. Buna göre devle­tin görevleri gereği tüm alanla­ra yaptığı harcamanın yaklaşık beşte biri kadar bir kaynağı fa­iz yuttu. Faiz dışı bütçe dengesi ise 100,2 milyar lira açık verdi.

Üç aylık faiz ödemesi 463,9 milyar

Ocak-mart dönemi itibarıy­la bütçe harcamaları yüzde 45 artışla 3 trilyon 117,6 milyar ve bütçe gelirleri yüzde 47 artışla 2 trilyon 406,8 milyar lira oldu. İlk çeyrekte bütçe açığı yüzde 38,4 büyüyerek 710,8 milyar li­raya ulaştı. Üç ayda elde edilen bütçe gelirleri ile toplam bütçe giderlerinin ancak yüzde 77,2’si karşılanabildi.

Ocak-mart dönemindeki büt­çe giderlerinin 2 trilyon 653,6 milyar lirasını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,7 artan faiz dışı harcamalar oluşturur­ken, aynı dönemde 463,9 milyar liralık faiz ödendi. Faiz ödeme­leri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 85,2 ile hızlı bir artış kaydetti. Toplam bütçe giderle­ri içinde faizin geçen yıl ilk üç ayda yüzde 11,6 olan payı bu yıl yüzde 14,9’a ulaştı. Faiz gideri­nin vergi gelirine oranı da yüzde 18,6’dan yüzde 22,9’a çıktı.

Geçen yıl ocak-mart döne­minde 263 milyar TL olan fa­iz dışı açık bu yıl aynı dönem­de 246,9 milyar liraya geriler­ken, faiz giderlerindeki hızlı artış bütçe açığındaki büyü­mede etkili oldu. Bütçe gi­derleri içinde en büyük kale­mi oluşturan cari transferler, ocak-mart döneminde yüzde 41,3 artışla 1 trilyon 183,2 mil­yar liraya ulaştı. Program sı­nıflaması bazında yapılan he­saplamaya göre bunun 413,5 milyar liralık bölümü sosyal güvenlik sistemine transfer edildi. Kamu teşebbüsleri­ne aktarılan görevlendirme giderleri de 360,3 milyar lira oldu. Yerel yönetimler, fonlar ve ilgili diğer kurumlara ge­lirden ayrılan pay olarak top­lam 261,7 milyar lira aktarıldı. Transferlerin kalan bölümü­nü hane halkına, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ve yurt dışına yapılan aktarmalar ile tarımsal destekleme ödeme­leri ve benzeri oluşturdu.

Personelin payı düştü

Kamu çalışanlarının üç aylık personel gideri yüzde 38,6 ar­tışla 920,7 milyar liraya ulaş­tı. Kamu personeli için yapılan sosyal güvenlik kurumu devlet primi ödemeleri de üç ayda yüz­de 36,8 artışla 111,5 milyar lira oldu, böylece üç aylık toplam personel gideri 1 trilyon 32,2 milyar lira olarak gerçekleşti. Ancak primler de dahil toplam personel giderinin bütçe harca­maları içinde geçen yıl ilk çey­rekte yüzde 35,7 olan payı bu yıl yüzde 33,1’e; bütçe vergi gelir­lerine oranı da yüzde 55,5’ten yüzde 51’e geriledi.

Ocak-mart döneminde dev­letin mal ve hizmet alımları da yüzde 57,6 ile genel bütçe büyü­mesinin üzerinde bir oranda ar­tarak 187,1 milyar liraya ulaştı.

Üç aylık bütçe gerçekleş­melerinde en dikkat çekici ha­reket sermaye transferlerin­de yaşandı. Ocak-mart döne­minde söz konusu transferler 34 milyar lira ile toplam gider içinde küçük paya sahip ol­makla birlikte geçen yılın ay­nı dönemine göre yüzde 572,3 (5,7 kat) arttı. Geçen yılın ay­nı döneminde bu kalem sadece 5,1 milyar lira olarak gerçekleş­mişti. Bu yılki artış ise sosyal konut finansmanı için Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) şubat ayında yapılan 22,9 milyar li­ralık aktarmadan kaynaklandı. Devletin yatırım harcamaları kapsamında sermaye giderle­ri de üç ayda yüzde 80,8 artışla 93,5 milyar lira olurken, borç verme kalemi geçen yılın eş dö­nemine göre yüzde 54,7 azalış­la 44,3 milyar liraya geriledi.

Vergide tahsilat oranı arttı

Bütçe gelirlerinin en büyük bölümünü oluşturan vergide ocak-mart dönemi tahakkuku geçen yılın eş ayına göre yüzde 40,6 artışla 3 trilyon 332,6 milyar lira olurken, aynı dönemde tahsilat yüzde 50,5 artışla 2 trilyon 22,7 milyar lira tutarında bir tahsilat gerçekleşti. Buna göre geçen yıl ilk üç ayda yüzde 56,7 olan vergi tahsilatının tahakkuka oranı bu yıl yüzde 60,7’ye yükseldi. Vergi dışında en büyük genel bütçe gelir kalemi olan ve yılbaşında yüzde 43,93’lük yeniden değerleme oranında artırılan faiz, pay ve cezalarda üç aylık tahsilat 191,3 milyar lira ile geçen yılın aynı dönemindekinin sadece yüzde 23,7 üzerinde gerçekleşti. Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler, sermaye gelirleri ve alacaklardan tahsilatlarla birlikte toplam “genel bütçe” gelirleri üç ayda yüzde 47,3 artışla 2 trilyon 323,7 milyar liraya ulaştı. İlk çeyrekte özel bütçeli idarelerin öz gelirlerinden 65,8 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurum gelirlerinden de 17,3 milyar lira merkezi yönetim bütçesine aktarıldı.

Bütçe açığının ekonomiye etkileri

Devletin gelirinden daha fazla para harcaması anlamına gelen bütçe açığının ekonomik etkilerinin başında artan borç yükü geliyor. Açık büyümeye devam ettikçe borç yükü de artıyor. Açığı kapatmak için sürekli borçlanmaya ihtiyaç duyan devletin sırtına giderek daha yüksek faiz yükü biniyor ve bu da mali istikrarsızlık sarmalına neden oluyor. Bu durum devletin asli hizmetleri için gerekli harcamaların önüne geçebiliyor; altyapı, eğitim sağlık gibi önemli alanlara yatırım olanaklarını sınırlıyor. Biriken borç yükü, ödemekten sorumlu olacakları için gelecek nesiller üzerinde de baskı yaratıyor. Bütçe açıklarının bir diğer olumsuz sonucu da enflasyon. Açığı borçla finanse etme yöntemi, ekonomideki para arzını artırıyor. Artan para arzı ile para biriminin değeri düştüğü için fiyatlar yükseliyor. Bu da bireylerin satın alma gücünü aşındırıyor ve ekonomik istikrarı zorlaştırıyor. Bütçe açıklarının bir başka etkisi ise ekonomiye olan güvenin azalması. Yüksek borç düzeyi yatırımcılar, işletmeler ve tüketicilerde belirsizlik yaratıyor. Güven eksikliği yatırımları caydırabiliyor, ekonomik büyümeyi baskılıyor ve kamunun finansa erişimini daha zorlaşıyor.

Yıllık açık 2,3 trilyon TL

Mart sonu itibarıyla son bir yılda ise bütçe harcamaları 11 trilyon 743,9 milyar, bütçe gelirleri 9 trilyon 440,4 milyar ve bütçe açığı 2 trilyon 303,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Son bir yılda 1 trilyon 483,9 milyar liralık faiz ödendi, 10 trilyon 260 milyar lira tutarında faiz dışı harcama gerçekleştirildi; faiz dışı denge 819,6 milyar lira açık verdi. Son bir yıldaki faiz dışı harcamalar içinde en büyük bölümü 4 trilyon 209,7 milyar lira ile cari transferler oluştururken, sosyal güvenlik primleri ile birlikte personel giderleri 3 trilyon 284,5 milyar liraya, sermaye gideri ve transferleri toplamında yatırım gideri 1 trilyon 689,6 milyara, mal ve hizmet alımları 813,2 milyara, borç verme kalemi de 263 milyar liraya ulaştı. Mart sonu itibarıyla son bir yılda vergi gelirleri 7 trilyon 983,6 milyar liraya ulaşırken, teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, alınan bağış ve yardımlar, faiz, pay ve cezalar, sermaye gelirleri ve alacaklarda toplam tahsilat 1 trilyon 201,2 milyar lira, özel bütçeli idarelerden aktarma 210,8 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurum gelirleri 44,8 milyar lira oldu. 2025- 2027 Orta Vadeli Program’da (OVP), bu yılın tümünde 1 trilyon 930,7 milyar lira düzeyinde bir merkezi yönetim bütçe açığı öngörülüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar