“Çalışıp kazandığıyla, tasarruf da yapabilen” işçilerin “çoğunlukta olduğu” nice bayramlara…
8 yıl önce…
Düsseldorf’ta, park halindeki taksiye, işaretle derdimi anlatamayınca, yanına kadar yürümüştüm…
***
Şoför kaptırmış;
Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını okuyordu…
Kitabın Türkçe olduğunu görüp, “Keyfinizi bölüyorum, ama…” diye selamlayınca, “Gideceğiniz yere mutlu bir şekilde ulaştırmak, en az bu kitap kadar keyif verir…” gibi bir cümle kurdu, gülümseyerek…
***
Konyalıymış…
15 yıldır Almanya’da yaşıyormuş…
Ve işini çok seviyormuş…
***
“Genel olarak işlerini seven insanlar yaşar burada; bu nedenle herkes huzurlu…” deyip ekledi:
“Ekonomisi güçlü bir bölgedeyiz…
İnsanlar, çalıştığı zaman, her anlamda karşılığını alabildiği için;
Ve sistem gereği, bir taksi şoförü dahi bir belediye başkanından da, parlamenterden de daha fazla kazanabildiği için;
Üretimde ve dolayısıyla ekonomide güçlüyüz ve yüksek refaha sahibiz…”
VELHASIL
O gün…
Bazı ürünlerde dünya pazarının yüzde 70’ine hakim, Alman kimya devinin fabrikasında röportaj da yapmıştım…
***
O fabrikada, 17 ayrı ürün için, her ay 17 tanıtım toplantısı yapılıyormuş…
Ve o toplantılara ortaokul/lise/üniversite öğrencileri de davet ediliyormuş…
***
Bir bölümde, 30’a yakın lise/üniversite öğrencisi ile 1 yıl sonra piyasaya sürülecek ve 3 yıl sonra üretilebilecek iki ürünün Ar-Ge hikayesini ve “insanlığa sağlayacağı konforu” dinledikten sonra, bir öğrenciye fikrini sordular:
“Sevdim bu işi!” dedi… (seçeceği, seveceği, kendini geliştireceği mesleği bulmuştu)
***
Tüm çalışanların işini severek yaptığı;
Kazancıyla kendine ve ailesine yatırım yapabildiği;
Tasarrufunu da yükselttiği bir çalışma hayatı dileğiyle, nice bayramlara…