Çiftçinin girdi maliyet yükü artıyor
Genel enflasyona en fazla katkıyı yapan gıdada tüketici fiyat artışları son aylarda görece hız keserken, gıda enflasyonunda önemli payı bulunan faktörlerden tarımsal girdi fiyatları mayıs artış eğilimini sürdürüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nde (Tarım GFE) önceki aya göre yüzde 2,15, yılın ilk beş ayında yüzde 14,99 ve son bir yılda yüzde 31,80 artış yaşandı, on iki aylık ortalamalara göre artış da yüzde 33,11 oldu. Tarımsal girdilerde ana gruplara göre aylık artışlar, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerde yüzde 1,74, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerde yüzde 4,59 olarak gerçekleşti. Son bir yılda tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 31,08, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi yüzde 36,12 artış kaydetti.
Tarım üretici fiyatlarına doğrudan ve gıdada tüketici fiyatlarına değişen oranlarda ve kademeli yansıyan tarımsal girdiler içinde en yüksek fiyat artışları aylık bazda yüzde 5,1’le malzemelerde, yıllık bazda ise yüzde 55,83’le veteriner harcamalarında gerçekleşti. Veteriner hizmetlerindeki bu rekor artış, özellikle hayvancılık sektöründeki üreticilerin karşılaştığı zorluğu ifade ediyor. Diğer temel girdilerde yıllık artışlar tarımsal ilaçlarda yüzde 17,82, enerjide yüzde 20,63, makine bakım masraflarında yüzde 28,39, hayvan yeminde yüzde 32,82, tohum ve dikim materyalinde yüzde 33,15, gübre ve toprak geliştiricilerde yüzde 33,18’e ulaşmış bulunuyor.
Girdi maliyeti üretici fiyatı enflasyon ilişkisi
Mazot, gübre, tohum, ilaç, işçilik, enerji ve benzeri girdilerdeki artışlar tarımsal üretim maliyetlerini doğrudan etkiliyor. Söz konusu temel girdilerdeki fiyat artışları, genellikle gıda ürünlerinin fiyatlarını da yukarı çekiyor ve gıda enflasyonunu azdırıyor.
Gıda fiyatlarındaki artışlar ise Türkiye’de uzun yıllardır konutla birlikte manşet enflasyonu körükleyen temel faktör. Ancak tarımsal girdi maliyetleri piyasa koşulları yüzünden üretici fiyatlarına tam yansıtılamamakla birlikte bu ikisi arasında var olan güçlü ilişkiye karşılık Tarım ÜFE (üreticinin sattığı fiyat) ile TÜFE’deki gıda fiyatları (perakende) arasında kapsam farkı, mevsimsel hareketler ve diğer faktörler dolayısıyla, birebir olmayan bir ilişki bulunuyor.
Tarım ÜFE yalnızca yurt içinde üretilen bitkisel ve hayvansal ham tarım ürünlerini kapsarken TÜFE’deki gıda harcama grubunda peynir, makarna, sıvı yağ, bisküvi işlenmiş gıda ürünleri, ambalajlı ürünler, içecekler ve ithal kalemler yer alıyor. Tarım ÜFE, üretici düzeyindeki ham ürün fiyatlarını, TÜFE ise tüketici düzeyindeki fiyatları yansıtıyor. Tarım ÜFE üretim dönemine bağlı olarak mevsimsel dalgalanmalar gösterirken, bu değişimler TÜFE’ye zamansal gecikmelerle yansıyor. İki endeksin ürün sepetleri ve bu ürünlerin hesaplamalardaki ağırlıkları da farklı. Bu nedenle, söz konusu iki endeksteki değişimlerin doğrudan karşılaştırılması birebir sonuç değil, ancak fikir veriyor.
Üretici maliyet artışını fiyata yansıtamıyor
Mayıs sonu itibarıyla son bir yılda tarım üretici fiyatlarındaki (Tarım ÜFE) artışın yüzde 28,96 ile aynı dönemde tarımsal girdi fiyat artışlarının altında kaldığı görülüyor. Bu da çiftçilerin girdi maliyetlerindeki artışların piyasa koşulları nedeniyle üretici fiyatlarına tam yansıtılamadığını gösteriyor. Başka deyişle tarımda girdi maliyet artışlarını karşılayamayan üretici satış fiyatları dolayısıyla karlılık azalıyor. Ancak girdi maliyetleri ile üretici fiyatlarındaki değişimler mevsimsel ve diğer faktörlere bağlı olarak aylara göre farklı seyir izleyebiliyor.
Temmuz, ağustos gibi yaz aylarında girdi maliyet artışları sürerken mevsimsel ürün bolluğu nedeniyle üretici fiyatlarının gerilediği, sonbahar ve kış aylarında ise arızi dinamikler hariç genelde bunun tersine bir durum yaşandığı görülüyor. Mayıs itibarıyla son bir yılda tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kapsamında gıda harcama grubundaki artış ise yüzde 32,87 ile hem tarımsal girdi maliyetlerindeki hem de Tarım TÜFE’dekinin üstünde gerçekleşti.
Girdi fiyatlarındaki artışların nedenleri
Döviz kuru: Türkiye’nin tarımsal üretimde kullandığı gübre, tohum, pestisit ve tarım makineleri gibi girdilerin büyük bir kısmı ithal ediliyor. TL’deki değer kaybı, bu girdilerin maliyetini artırıyor. Son dönemde kurların yatay seyri, söz konusu girdilerdeki fiyat artışlarını görece baskılayan bir faktör.
Enerji maliyetleri: Tarımda kullanılan mazot, elektrik ve sulama gibi enerji kalemlerindeki fiyat artışları, üretim maliyetlerini yukarı çekiyor. Küresel enerji fiyatlarındaki yükseliş bu baskıyı artırıyor.
Lojistik ve nakliye maliyetleri: Gıda ürünlerinin dağıtımı için gerekli nakliye masrafları, akaryakıt fiyatlarındaki artışlarla paralel olarak yükseliyor. Bu da tarladan sofraya kadar maliyet zincirini etkiliyor.
İklim ve üretim koşulları: Kuraklık, sel gibi iklim olayları ve tarımsal verimlilikteki dalgalanmalar, üretim hacmini azaltarak arz-talep dengesizliğini körüklüyor. Bu da girdi maliyetlerinin etkisini daha belirgin hale getiriyor.

