Çin ekonomisi frenlerken yeni ticaret eksenleri

Dünya ekonomisi en son açıklanan ra­kamlara göre 11.3 trilyon USD’lik bir büyüklüğe sahip. Bu büyüklüğün yakla­şık yüzde 32’si Asya kıtası, yüzde 30’u Ku­zey Amerika ve yüzde 21’i Avrupa coğraf­yasında yaratılmakta.

Ülkelerin ekonomik büyüklükleri sıralamasında ise yaklaşık 29 trilyon USD ile hepimizin bildiği gibi ABD birinci sırada. Bunu 18.7 trilyon USD’lik ekonomisi ile Çin takip etmekte. AB’nin ekonomik büyüklüğü yaklaşık 19 trilyon USD’ye işaret ederken, ülkeler sıralamasın­da Çin’den sonra Almanya 4.6 trilyon USD ile üçüncü sırada. Fikir vermesi açısından bu rakam, Türkiye’de 1.3 trilyon USD.

2025 yılının son çeyreğine birkaç hafta kala, makroekonomik göstergeler de böl­gelere göre farklı resimler çiziyor. Mesela, en son açıklanan yılın ikinci çeyrek büyü­me rakamları (çeyreklik bazda), G-20 ül­keleri sıralamasında yüzde 1.6 büyüme ile Türkiye ekonomisi beşinci sırada konum­lanıyor. Listenin ilk dördünde Endonezya (yüzde 4), ABD (yüzde 3.3), Suudi Arabis­tan (yüzde 2) ve Hindistan (yüzde 2) yer alıyor. Çin ise yüzde 1.1’lik çeyrek dönem­lik büyüme ile listede daha gerilerde.

Euro Bölgesi yüzde 0.1 iken, bir zamanların tek­noloji devi Almanya’da yüzde 0.3’lük bir ekonomik daralma veriye yansımış (Tra­dingEconomics). Rakamların biraz daha detayına inilebilir ama tüm alt kırılımlar bize Dünya’da büyük resimde ki değişimi ortaya koyuyor. Gelişen ekonomiler göre­ce dinamizmini korusa da, Çin bu tabloda geride kalmış. Avrupa ise ivme kaybetme­ye devam ediyor.

Sermaye akımları yer değiştirirken . . .

Çin’in son 25-30 yıllık büyüme trendi Dünya’nın en büyük ikinci ekonomisi ol­masının bir tesadüf olmadığını da ortaya koyuyor. Trading Economics verisine gö­re Çin; 2000 yılında yüzde 8.6’lık büyüme rakamını, 2007 yılında yüzde14’lere kadar tırmandırmış. Pandeminin başlangıç yı­lı 2020’de yüzde 2.2 büyümüş ve çok sayı­da ülkeye göre pozitif ayrışmıştı. 2023 ve 2024 yılında Çin’de büyüme rakamı yakla­şık yüzde 5 seviyelerinde açıklandı. Fakat, 2025 yılı çeyrek dönemlik veriler Çin’de büyüme hikayesinin değiştiğine yönelik bir uyarı veriyor.

Bu koşullar Çin’in en bü­yük ekonomilerden birisi olduğu gerçeği­ni değiştirmese de, ekonomik sorunlar da kendini belli ediyor. Pekin yönetimi son dönemde ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarını çok sayıda gelişmekte olan ülkelerin de altına konumlandırdı. Bu ko­şullar öte yandan, Çin’e yabancı sermaye akışlarını da bir nebze sınırlandırmış oldu. Ağustos ayında açıklanan imalat PMI veri­si ile Çin son beş aydır 50 eşiğinin altında kaldı. En son açıklanan yüzde 74’lük kapa­site kullanım oranının da geçtiğimiz birkaç yıl ortalamasının altında seyrettiğini göz­lemliyoruz.

Belli ki Çin artık yüksek büyü­me motoru olmaktan çok, yavaşlayan ama küresel ölçekte kritik bir ekonomi konu­muna evrilmiş bulunuyor. Çin’in geleceği­ni belirleyecek olan üç temel unsur ise ino­vasyon kapasitesi, iç talebi canlandırma becerisi ve jeopolitik riskleri yönetme ka­biliyeti olacak. İşte bu koşullar yeni küre­sel güç Çin için yeni ticaret bloklarına olan ihtiyacı ön plana çıkarmakta.

Ticaret blokları ve Şangay ekseni

Geçtiğimiz hafta Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesini çok konuştuk. Türkiye’nin bir diyalog ortağı olduğu ŞİÖ, Çin’in ya­nında Rusya, Hindistan, Pakistan, Orta As­ya ülkeleri ve son dönemde katılım başvu­ruları olan Ortadoğu ülkeleriyle geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Bu blok, Dünya nü­fusunun yüzde 40’ı ve Dünya ekonomisi­nin yaklaşık yüzde 30’nu oluşturan kayda değer bir büyüklüğe sahip ve enerji, altya­pı ve ticarette alternatif bir pazar yaratma potansiyeline de sahip.

ABD ve Avrupa’nın korumacı reflekslerinden geri dönüş yok. Bu da ŞİÖ’nü eskisinden daha önemli kılı­yor. Türkiye’nin ise, Batı ile kurulu bağları­nı korurken ŞİÖ gibi platformlarda da yer alarak, iş dünyası için hem risk çeşitlendir­mesi yapan hem de geleceğe dönük büyü­me potansiyelini genişleten bir ikili stra­teji inşa etmesi kaçınılmaz. Türkiye gün­deminin; teknoloji, inovasyon ve büyüme potansiyelinin konuşulduğu günlere hızla gelmesini dileyelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar