Döngüsel iş modellerinde yapay zeka desteği
Dünyada son 30 yılda kamu ve özel sektör kurumları ve bireyler büyük bir e-dönüşüm sürecinden geçti. Bu süreçte büyük bir kültürel dönüşüm de yaşandı. Bireysel ve kurumsal davranış ve yaşam biçimleri değişti. Dijital ve toplumsal dönüşüm birbirini besleyerek gerçekleşmeye devam etmekte.
Türkiye’de 1997 yılında gazete ve dergiler internetten yayımlanmaya, bankalar internetten bankacılık hizmeti vermeye başladı. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nın hazırladığı “e-Dönüşüm Türkiye Projesi 2005 Eylem Planı” şöyle diyordu: Tüm dünyada bilgi toplumu olma çabaları arttı.
ABD’nin 1990’lı yıllardan itibaren bilgi ve iletişim teknolojileri ile sağladığı verimlilik artışı ve ekonomik büyümenin etkisiyle yoğunlaşan bu çabalarda Avrupa Birliği de önemli bir aktör olarak yerini aldı.
23 Mart 2000’de Lizbon’da yapılan Avrupa Konseyi toplantısında, Avrupa’nın gelecek 10 yılda dünyadaki en rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi haline gelmesi stratejisi ortaya kondu. e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin hayata geçirilmesinde, Avrupa Birliği tarafından kabul edilen Lizbon Stratejisi ve Türkiye’nin taraf olduğu e-Avrupa Girişimi öncelikle dikkate alınacaktır.” Türkiye’de ilk telekom ve enerji sektöründen 6 firma 2008 yılında e-faturaya geçti. Gelir İdaresi Başkanlığı düzenlemesi ile 5 Mart 2010 tarihinde GİB platformundan e-fatura kesme ve görüntüleme başladı.
Döngüsellikte verinin gücü ve ibreyi yönetmek
İletişim devrimi sanayi devriminin sonuçlarını besleyip büyüttü, ardından gelen dijital devrim ise devleştirdi. Dünyanın bugün geldiği durumda yine “dönüşmek” zorundayız. Sürdürülebilir küresel kalkınma için “yeşil dönüşüm şart” ve dijital dönüşümün gücüne ihtiyaç var. İkiz Dönüşüm Eylem Planlarına, dönüşümü hızlandıran ve yaygınlaştıran “toplumsal dönüşüm” adımları da ekleniyor. “Üçüz Dönüşüm” zamanındayız.
Döngüsel iş modellerine geçişte yapay zeka neden önemli? Dijital süreçler yeşil dönüşümü nasıl destekleyebilir? Bu soruları Podcast konuğum Selco Danışmanlık Partneri Alper Şener’e sordum: Bir lojistik dağıtım ağında maliyet unsurlarını azaltmak için daha az yakıt tüketimi ve daha kısa sürede sevkiyat sağlamak sürdürülebilirlik hedeflerine de hizmet edebilir. Ancak “maliyetleri düşürelim, sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirelim” kolaycı ve yüzeysel bakış olur. Maliyeti azaltan bir yol karbon ayak izini yükseltebilir. Döngüsellik metrikleri de sürece dahil edilmeli. Dijital dönüşümde başlangıç noktamız veridir. Veriyi ortaya çıkarmak, ölçülebilir hale getirmek, gerekli sistemleri ve teknolojileri kurmak, doğru metrikleri ve raporları oluşturmak ve sonuçları göstermek.
Aslında döngüsellik için çok büyük adımları atıyor ve o semte yaklaşıyoruz. Sürece döngüselliği katmak için gerekli efor eşik seviyesi düşüyor.
O semte uğramadan geçip gidersek bizim hatamız olur. Üretime yönelik dijital dönüşüm projelerinde yazılımları “verim, maliyet, kalite, sarf miktarı” dengesi üzerine kurgularız. İbreyi yöneten ve dengeyi kuran biziz. Doğru dengenin kurulması için gereken modelleri ve verileri oluşturarak döngüselliği denkleme alabiliriz. Yapay zeka karar destek sistemlerinde kural kurgusuna döngüselliği de katabiliriz. Burada bir fırsat var ve o semte yaklaşmışken görmezden gelmemek bizim elimizde.” Sorumluluk bizde, daha fazla gecikmeyelim, döngüsellik semtine uğramadan geçmeyelim.
* Podcast: Sürdürülebilir Yaşam Okulu #089 Döngüsel Ekonomide Yeni İş Modelleri. Yapay Zeka Destek Sistemleri