Döviz yatırımcısının faiz sınavı bitmiyor
Türkiye’de toplam tasarrufların büyük bölümü ‘risksiz’ yatırım aracı olarak görülen yatırım araçlarında değerlendiriliyor. Hem Türk Lirası hem de döviz mevduatlarının Türkiye’deki toplam tasarruflar içindeki payı yüzde 60’a yakın. Yani toplam birikimlerin üçte ikisi sabit getirili enstrümanlara park etmiş durumda.
2023 seçimlerinin ardından para politikasında makas değişikliğine gidildi. Yeni ekonomi yönetimi seri faiz artırımına gitmesi, kurları bir süre ‘serbest bırakması’ TL mevduatları yeniden oyunun içine soktu. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından dönüşleri cazip kılmaya yönelik atılan adımlar yine TL mevduata geçişleri hızlandırdı.
Vatandaşın döviz aşkı sürüyor
Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizler ya da uygulanan para politikaları tasarruf sahiplerinde dövize karşı ‘kemikleşmiş’ bir ilgi yarattı. Bu kitle her ne olursa olsun döviz almaya ve taşımaya devam ediyor. Enflasyonla mücadele programının en kilit noktalarından biri kur geçişgenliğine izin verilmek istenmemesi.
Dolayısıyla kurda son 2 senedir kontrollü bir seyre şahitlik ediyoruz. Kurlardaki artış her ne kadar enflasyonun altında kalsa da döviz hesaplarında bir çözülmeden bahsetmek zor. Yatırımcıların kafasında ‘bir gün artacak’ beklentisi hiç kaybolmuyor. 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile birlikte çok sayıda kişiye yönelik başlatılan soruşturma kurlarda yukarı yönlü bir harekete neden olmuştu. Ancak kısa sürede bu hareket kontrol altına alındı. O tarihten bu yana döviz talebinin sürdüğü ve Merkez Bankası’nın bu talebi karşılamak için 57 milyar dolarlık satış yaptığı hesaplanıyor.
Dolarda başa baş noktası 49 TL
Aslında yurtiçin yerleşiklerin döviz talebi 19 Mart öncesinde de vardı. Ancak soruşturma sonrasında yabancı yatırımcılardan ciddi bir talep oluştu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, o tarihlerde yaptığı açıklamada soruşturma sonrası oluşan döviz talebinin yüzde 58-60’lık kısmının yabancılardan kaynaklandığını söylemişti. Geldiğimiz noktada kurlar enflasyonla mücadele programı için kritik öneme sahip olmaya devam ediyor. Dolayısıyla Merkez Bankası bu cepheyi savunmaya devam edecek. Cuma günü gecesi Resmi Gazete’de yayımlanan makro ihtiyati tedbir kararları da döviz rezervlerindeki erimeyi durdurmaya hatta katkı sağlamaya yönelikti. Yılsonuna kadar olan sürece yönelik beklentilere baktığımızda döviz yatırımcısı için yine ‘sabır’ dolu bir dönemin yaşanacağı söylenebilir.
Şöyle ki, şu an TL mevduatlarda faiz yüzde 50’lere çıkmış durumda. Yine para piyasası fonlarında değerlendirilen bir paradan yılsonuna kadar olan dönemde politika faizinde 11 puanlık indirim yapılsa dahi yüzde 26 civarı bir getiri elde edilebilir. Dolayısıyla bugün dolar alan bir kişinin yılsonunda ‘doğru’ bir karar verdiğini söyleyebilmesi için dolar kurunun 49 TL’yi aşması gerekiyor. Ancak genel beklenti kurun yılı 43-45 TL seviyelerinden tamamlayacağı yönünde. Başka bir ifadeyle TL yerine dövizi seçen bir yatırımcı kur eğer yılsonu 45 TL olursa yüzde 7, kur 43 TL olursa yüzde 12 daha az bir getiri elde edecek.
