Eğitimsiz/mesleksiz bir toplum olmanın götürüsü… Ve meslekli/deneyimli ile gelen 30 Ağustos zaferi…
Mesleksizlik ve mesleksizliğin getirisi olan üretimsizlik:
Yoksulluğu, yoksunluğu artırmıştı…
***
Değil araba, silah, cephane…
At arabasına tekerlek;
Ayağa çarık;
Çorbaya buğday tanesi dahi bulunamıyordu…
***
Bu yoksunluk:
1922’nin, (yaklaşık) 13 milyon nüfuslu Türkiye’sinin,
Eğitimsizlik (“Yanlış eğitim” demek daha doğru) , bilgisizlik ve mesleksizlik nedeniyle beşeri sermayesini, arazilerini, nehirlerini, doğal potansiyelini kullanamadığını gösteriyordu…
***
Güçsüz ekonomi; dış siyasette de, diplomaside de güçsüzlüğü getirmişti…
Ve bu nedenle:
Yurdun geneli işgal altındaydı…
***
Dönemin Milletvekili Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün hayatını anlattığı “Çankaya” adlı eserinde şöyle diyor:
“(…) Bir merkezde kasabalılar bize gelmişler,
“Arabamızı tamir ettiremiyoruz, giden Hıristiyanlardan sanat sahibi olanları geri gönderseniz…” demişlerdi.
Ticaret ve iyi tarım onların elinde olduğundan, Türkler alışmadıkları bir hayat tarzını yeni baştan kurmaya mahkûm idiler. (…)”
VELHASIL
Meslekli ve deneyimli olmanın getirisi mi?
***
Örneğin:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
12 yaşında Selânik Askerî Rüştiyesi’ne yazıldı…
18 yaşında İstanbul Harp Okulu’na yazıldı.
21 yaşında Harp Akademisi’ne girdi.
Ve 24 yaşında Kurmay Yüzbaşı olarak, merkezi Şam’da bulunan 5. Ordu’da göreve başladı.
Sonra…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen mücadele, kazanılan onlarca zafer…
Ve…
Sayı, mühimmat ve psikolojik olarak baskı altındayken, 26 Ağustos’ta Afyon’da başlattığı büyük taarruz, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Meydan Savaşı zaferi, 9 Eylül’de düşmanın İzmir’de denize dökülmesiyle taçlandı…
***
Kurtuluş Savaşı kazanıldı…
Bayramımız kutlu olsun…