Ekonomi ve seçimler ilişkisi üzerine bir deneme…

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist sevket.sayilgan@dunya.com

Türkiye'de ekonomik krizler ve seçimler arasında bir ilişki görülmektedir. Ülke tarihinde yaşanan ekonomik krizler genellikle seçimlerle aynı döneme denk gelmiştir.

Bunun nedeni, ekonomik krizlerin halkın yaşam standardını etkilemesi ve bu durumun hükümetin popülaritesini düşürmesidir.Ekonomik krizlerin ortaya çıkışı genellikle ekonomik politikalardaki hatalar veya dış etkenler gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Ancak bu tür krizlerin etkisi, halkın yaşam koşullarını doğrudan etkilediği için hükümetin seçimlerde başarılı olması zorlaşır. Örneğin, Türkiye 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz, 1995 yılında yapılan genel seçimlerin sonucunu etkilemiştir. Halk, ekonomik krize karşı hükümetin aldığı önlemleri yetersiz bulduğu için, iktidarı değiştirerek yeni bir hükümet oluşmasına yol açmıştır.

Benzer şekilde, 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz de 2002 yılında yapılan genel seçimlerin sonucunu etkilemiştir. Halkın büyük kısmı, iktidardaki koalisyon hükümetinin ekonomik krize karşı yeterli önlemler almadığını düşündüğü için, yeni bir hükümet seçilmiştir.Ayrıca 2008 yılında yaşanılan Mortgage Global krizinin etkisi 2009 yılındaki yerel seçim sonuçları özellikle belediye meclis sonuçlarını etkilemiştir.

2018 ve 2022 yıllarındaki kur ataklarının akabindeki seçimlerde de etkisini gösterdiğini görmekteyiz. Ancak, Türkiye'de son yıllarda yaşanan ekonomik krizler ve seçimler arasındaki ilişki daha karmaşık hale gelmiştir. Özellikle son yıllarda, hükümetin ekonomi politikalarındaki belirsizlikler ve dış politikada yaşanan gerginlikler, ekonomik krizlerin ortaya çıkmasına ve seçim sonuçlarını etkilemesine yol açmıştır.

Türkiye'de ekonomik krizler ve seçimler arasında bir ilişki olduğu açıktır. Ancak bu ilişki artık daha karmaşık bir hal almıştır ve ekonomi politikaları ve dış politika gibi faktörler de sonuçları etkilemektedir. Türkiye'deki en önemli ekonomik krizlerden bazıları şunlardır:

- 1994 Türkiye krizi

-2001 Türkiye krizi

- 2008 Global Mortgage krizi

- 2018 Türk lirası krizi

- 2021-2022 Türkiye krizi

Seçim Tarihleri

1-1983 Genel Seçimleri - 6 Kasım 1983
2-1987 Genel Seçimleri - 29 Kasım 1987
3-1991 Genel Seçimleri - 20 Ekim 1991
4-1995 Genel Seçimleri - 24 Aralık 1995
5-1999 Genel Seçimleri - 18 Nisan 1999
6-2002 Genel Seçimleri - 3 Kasım 2002
7-2004 Yerel Seçimleri - 28 Mart 2004
8-2007 Genel Seçimleri - 22 Temmuz 2007
9-2009 Yerel Seçimleri - 29 Mart 2009
10-2011 Genel Seçimleri - 12 Haziran 2011
11-2014 Yerel Seçimleri - 30 Mart 2014
12-2015 Genel Seçimleri - 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 (2 tur)
13-2017 Referandum - 16 Nisan 2017
14-2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi - 24 Haziran 2018
15-2019 Yerel Seçimleri - 31 Mart 2019.
16-2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi 14 Mayıs-28 Mayıs 2023

Türkiye'de seçimler ve ekonomi politikaları arasındaki ilişki

 Siyaset ve ekonomi arasındaki ilişki, birbirleriyle etkileşimli bir şekilde çalışır. Siyasi kararlar, ekonominin işleyişini doğrudan etkiler ve ekonomik durumlar da siyasi kararları şekillendirir (Ekonomipolitik). Örneğin, devletin vergi politikaları, borçlanma politikaları, para politikaları, ticaret politikaları gibi ekonomik politikaları, ekonomiyi etkiler ve yönlendirir.

Aynı zamanda, ekonomik dönüşümler ve krizler, siyasi karar alıcıları söz konusu krizleri çözmek için politika değişikliklerine gitmeye zorlar. Örneğin, ekonomik durgunluk döneminde, hükümetler genellikle kamu harcamalarını artırarak, faiz oranlarını düşürerek veya para basarak ekonomiye canlılık kazandırmaya çalışırlar.

Bu doğrultuda, siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkinin sağlıklı olması, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve toplumsal refahın artması için önemlidir. Ancak siyasi istikrarın olmadığı veya siyasi karar alıcıların ekonomiyi yeterince iyi yönetemediği durumlarda, ekonomik krizler yaşanabilir. Bu nedenle, ekonominin başarılı şekilde yönetilebilmesi için hükümetlerin ekonomik politikalarını, elde edilecek sonuçlara göre değerlendirmeleri ve sürdürülebilir uzun vadeli kararlar almaları gerekmektedir.

Ancak bu tercihlerin uygulama iradesi her zaman yapılamamaktadır. Burada dikkat çekilmesi gereken belki de en önemli faktörler ekonominin temellerinin dövize ve sermaye hareketlerine yüksek duyarlılıkta olması, üretim yapısının düşük katma değerli olması, ihracatın fiyat duyarlılığının yüksek olması gibi etkenler siyaset, ekonomi etkileşiminin yükselmesini de kaçınılmaz hale getirmektedir.

Siyaset günü yaşayan anlık kararlara duyarlı olurken, ekonomi ise daha rasyonel kısa, orta ve uzun vadeli entegre politikalara ihtiyaç duymaktadır. Bu özelliklerde popülizmi yani kısa vadeli fırsatların uzun vadeli hedeflere tercih edilmesini imkan tanımaktadır. Seçim, ekonomik dengesizlikler ilişkisi bu yönüyle ülkemizde birçok örneğinde olduğu gibi popülist tercih ve kararlarla istikrarsızlığı tetiklemiştir.

Burada toplumsal farkındalığın da düşük olması süreci tekrarlanmasına imkan tanımıştır. Türkiye'deki birçok seçime baktığımızda, seçim öncesinde ekonomi politikalarında değişikliklerin yaşandığını görebiliriz. Özellikle hükümetin yanlış bir ekonomik politika uyguladığı veya ekonomik göstergelerin kötüye gittiği durumlarda, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte politikacılar tarafından ekonomik rahatlama vaatleri yapılır.

I.Ekonomi politikalarının seçim süreçlerine etkisi:

a.Popülist yaklaşımlar ve ekonomik vaatler: Seçim dönemlerinde siyasi partiler, halkın ilgisini çekmek ve oylarını kazanmak için popülist ekonomik vaatler sunarlar. İstihdamın artırılması, ekonomik büyüme, vergi indirimleri gibi vaatler, seçim sürecinde belirleyici faktörlerdir. Bu vaatler, ekonomi politikalarının şekillenmesini etkileyerek, seçmenlerin karar vermesinde büyük bir rol oynar.

b.Seçilen partinin ekonomik öncelikleri: Ekonomi politikaları, seçilen parti tarafından yapılan tercihlere dayanır. Bu tercihler, parti ideolojisi, ekonomik koşullar, vatandaşların beklentileri ve ulusal çıkarların bir kombinasyonunu içerir. Yeni iktidar, belirlediği ekonomik hedefler doğrultusunda politikalarını şekillendirir. Bu politikalar ekonomideki faaliyetleri ve vatandaşların yaşam standartlarını etkiler. Son söz: Vatandaş, birey ve vergi mükellefi ilişkisini güçlü tutan toplumlarda, dönemsel politikalar yerini sistemsel yapılara bırakır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar