Elin taşı ile elin kuşunu vurmak zorlaştı/zorlaşacak…
İşleyerek yaptığımız 1.3 milyon tonluk bakliyat (nohut, fasulye, mercimek…) ihracatı için, yüzde 85’e yakın ithal hammaddeye ihtiyaç duyuyoruz…
***
Aynı şekilde:
Rekorlar kırdığımız un ve makarna ihracatı için gerekli buğdayı Ukrayna-Rusya’dan alıyor ve ‘dört gözle’ savaşın bitmesini bekliyoruz…
***
(İhracatçılarımız, rakiplerine göre, buğdaya ton başına 100 dolar fazla ödüyor.)
***
Dünya bakliyat üretimi ise:
Son 30 yılda, 50 milyon tondan 94 milyon tona çıkmış…
***
Bakliyatı ve buğdayı ‘stratejik ürün’ olarak nitelendiren ülkeler, üretim alanlarını ve üretimi artırmaya çalışmış…
Kanada, Rusya, hatta Myanmar gibi ülkeler üretimlerini dört-beş kat artırmayı başarabilen ülkeler olarak, ihracatta da öne çıkmış…
***
Cuma günü:
Bakliyat üretimimizdeki ‘korkunç düşüşü’ 35 yıllık karşılaştırma ile anlatmaya çalışmıştım…
***
Dünyada üretim artarken, bakliyat ürettiğimiz alan:
Son 35 senede 2 milyon hektardan 879 bin hektara düşmüş…
VELHASIL
Dün Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Haluk Tezcan anlattı:
“Buğday ithalatının yasaklanması ve sonra kısıtlı olarak devam etmesi, un ihracatında 4 milyon ton barajına ulaşılmasını zorlaştırdı.”
***
Finansal sıkıntılar ve navlun gibi maliyetlerdeki yükseliş de eklenince makarna ihracatı da dahil, tüm ‘tarım ürünleri/gıda’ ihracatçıları zorlanmaya başladı…
***
İçeride de fiyatlar şahlandı…
***
Mercimek, nohut, buğday gibi tarım ürünlerinin üretimini artıracak ve sıkıntılar aşacak potansiyele sahibiz…
Küçük adımlarla bunu yapabiliriz…
***
Yani…
Ticaret savaşları da ayyuka çıkmışken, elin kuşunu elin taşı ile değil, kendi taşımızla vurmayı başarabilmeliyiz…
(Yarınki yazıda atılabilecek o adımları örneklendirelim.)