Enflasyonla mücadele için tavsiyeler

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist sevket.sayilgan@dunya.com

31 Mart seçimleri sonrası uygulanması beklenen dezenflasyon politikalarına yönelik önerilerim. Enflasyonla mücadelede yöntem önerilerimi şu şekilde sınıflayabiliriz.

A) Tüketime yönelik olarak

B) Parasal gelişmelere yönelik olarak

C) Üretime yönelik olarak

D) Gelire yönelik olarak

E) Tarım sektörüne yönelik olarak

F) Ekonomi dışı süreçlere yönelik olarak (Eğitim, hukuk,)

Tüketime yönelik olarak özellikle en az iki çeyrek tüketim kısıcı politikaların faiz uygulaması ile birlikte kısa vade de uygulamaya sokulması tüketimin tasarrufa yönelik hale getirilmesi ve beraberinde mal taleplerinin bir yatırım aracı gibi görülmesinin engellenmesi gerekmektedir (Örneğin araba, ev talebinin yatırım gibi düşünülmesi) Reel faiz uygulaması ile piyasa fiyatlarının gerçekçi hale gelmesi ile mal yönelik talebin azalması enflasyoniste etkiyi azaltacaktır. Parasal ve ekonomik kurumların politika bağımsızlığının sağlanması ve bunun istikrarlı şekilde uygulanması da beklenti enflasyonunu azaltıcı sonuçları olacaktır.

Parasal gelişmelere yönelik olarak büyüme ve özellikle ihracat artışı ile para arzının büyümesini sağlayacak bir çıpanın belirlenmesi böylece para arzının artışının enflasyon yaratmasının önlenmesi sağlanacaktır. Aylık bu oran sürekli takip edilmesi parasal genişlemeyle enflasyon arasındaki ilişkiyi koparacaktır. Kısa süreli bu uygulamalar kredi faizlerini arttırmasına rağmen ulaşılabilirlik sağlanması ve kademeli enflasyon düşüşü ile de düşen kredi faizleri olarak piyasaya dönmesi beklenmelidir.

Üretim teşviklerinde özellikle pozitif ayrımcılık çerçevesinde ihracat firmalarının teşvikleri arttırılması, ihracat yapmayan firmalarında bu konuda ihracatçı olması yönünde teşviklerin uygulanması döviz kaynaklı enflasyon etkisini kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Haksız rekabetin önlenmesinin ortadan kaldırılması için firmalarda sektörel denetimlerin arttırılarak evrak-mal ilişkisinin takibi ve stok kontrollerinin mutabakatının geniş alanlı denetim yapılarak veya teknik takiple izlenerek haksız rekabet ve fiyat spekülasyonlarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Bu uygulama enflasyon seviyelerini aşağı çekecektir.

Gelire yönelik olarak özellikle kayıt dışı ekonominin ve vergi tabanının genişletilmesine yönelik tavizsiz denetim ve kontrollerin oluşturulması borçlanma ihtiyacını azaltacağı gibi enflasyonist baskının da ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Bu konuda ikinci evler, ikinci arabalardan daha yüksek vergi alınması, meslek gruplarının(doktor, eczacı, kuyumcu, avukat vb) gelir matrahları üzerinden vergi seviyelerinin denetlenmesi, taksilerden gelir vergisi alınması ev alım satım konularında gerçek değerlerin gösterilmesi gibi uygulamaların hızlıca hayata geçirilmesi enflasyonist baskıyı kıracaktır. Ayrıca iyileştirilmiş bireylerin vergi iadesi uygulaması ile belirlenecek konulardaki harcamaların vergi indirimi alması konusu ile vergide kayıp kaçak süreçlerinin minimize edilmesi sağlanacaktır. Enflasyonda kamu açıklarının etkisinin de düşmesini sağlayacaktır.

Tüm bu uygulamalar ile dolaylı verginin payı azaltılması, doğrudan verginin payının arttırılması sağlanmalıdır. Dolaylı vergi oranlarının azaltılması fiyatlar genel seviyesinde de düşüşle birlikte enflasyonu aşağı çekecek ve özellikle de gelir dağılımının düzeltilmesine katkıda bulunacaktır.

Tarım sektörüne yönelik olarak yapılacaklar enflasyonun en önemli katkısını oluşturan gıda fiyatlarının etkisini azaltmayı sağlamak amaçlı olmalıdır. Buna göre öncelikle Anayasanın maddesi olan Gayri Safi Milli Hasılanın %1’nin teşvik olarak dağıtılması sağlanmalıdır.

 Kaynak D maddesinin uygulanması ile oluşacaktır. Tarım sektöründe ithalat mümkün olduğunca azaltılmalı devlet sübvansiyonları devreye alınmalı özellikle Ziraat Bankası bu konuda gerekirse görev zararı tanımlaması yapmalıdır. Tarımda yapılacak üretim artışı gıda fiyatlarındaki dış kaynaklı olmayan fiyat artışlarını stabil hale getirmesi enflasyonun seyrini düşürecektir. Burada özellikle saman, gübre ve yem konusu devletin temel teşvik ve sübvansiyon konuları arasında olmalı uzun vadeli fiyat değişimleri çiftçi ve hayvancıya yansıtılmamalıdır.

Tarım sektöründe Vadeli İşlemler Borsası daha aktif hale getirilmeli çiftçinin bir yıl önceden ne ekmesi veya ne ekmemesi konusu piyasa fiyatının yönlendiriciliği ile rasyonel hale getirilmelidir. Tarladan rafa sürecinde özellikle kooperatifçilik teşvik edilmeli şehirlerdeki market zincirlerinin egemenliği kaldırılmalıdır.

F) Ekonomi dışı yapısal çözümler ve kurumların özerk yapılarının korunması

- Eğitim süreçlerine yönelik olarak da özellikle ara eleman ihtiyacının karşılanması için meslek liselerinin teşviki ile üniversite kontenjanlarının sanayinin ihtiyaçlarına göre 5’er yıllık dönemlerde revize edilmesi Reel sektör firmalarımızın faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ile personel maliyetlerinin öngörülebilir yönetimini sağlamak açısından ve nihai enflasyona etkisi yönünden önem taşımaktadır.

- Hukuk sistemine yönelik olarak bağımsız yargının ve güçler hiyerarşisinin karar süreçlerinde tüm kesimlerce ortak mutabakat çerçevesinde kabul edilmesi ve uygulanmasıdır. Buna yönelik olarak mevzuat AB kriterlerine uygun gözden geçirilmelidir.

-Devlet kurumlarının özerklik ve politik bağımsızlığının güvence altına alınması. Enflasyonla mücadele toplumsal bir mutabakatı ve objektif kriterlerle yönetilmeyi gerektirir. Gelecek nesillere bırakılacak en önemli miraslardan biri enflasyonsuz bir ekonomidir.

 Son söz: Planı ve inancı olmayan hiçbir mücadele başarıya ulaşmaz.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar