Eskinin tekrarı yeni hikaye sayılır mı?

Serdar PAZI
Serdar PAZI PİYASANIN İÇİNDEN

Sermaye piyasaları jargonunda yeri büyüktür. Hikayesi olan şirkete yatırım yapmak ya da diğer gelişen piyasalar arasında öne çıkmak için bizim yabancı yatırımcıya sunacak bir hikayemiz var mı sorusuna sıklıkla rastlanır. Yatırım yapabilecekleri onlarca ülke arasında en cazip potansiyele sahip olmak önemlidir.

Moody’s tarafından gelen iki basamak not artırımı sonrası yabancı yatırımcıların böyle bir sürecin başında olduğunu düşünüyorduk, ancak yanıldığımızı son haftalarda menkul kıymet istatistiklerinde özellikle hisse tarafında gördüğümüz çıkışlar ile anladık. 20 milyar dolar civarında kısa vadeli faiz farkından faydalanma kaynaklı swap yoluyla gelen para ve 7 milyar dolar civarında faiz indirimleri ile sermaye kazancı elde etmeyi uman tahvile giren para olduğu yerde kalmaya devam ederken, hisse 2-3 milyar dolarındaki giriş tamamen karlarını realize ederek piyasayı terk etti.

Peki hisse tarafında problem ne dersek, halka arzlar ile beraber sistemdeki limitli paranın daha çok sayıda şirket arasında pay edilmesi, kısa vadeli sert satışların fonlar aracılığıyla hisse senetlerine yatırım yapan kitleyi ürkütmesi, mevduat faizlerinin yüksek seyrinin yerinde sayan endekse görece cazip gelmesi ve kısmen de tarihi zirve yapan altına yönelim gibi nedenler sayılabilir.

Dezenflasyon süreci önemli

 Türkiye girdiği dezenflasyon sürecini bir sekteye uğramadan 2-3 yıllık bir periyoda yayabilirse sonrasında çok farklı şeyler konuşabiliriz, ancak sonunda nihai olarak daha iyiye gitmeden süreç dahilinde çok daha kötüye gidebileceği gerçeğiyle yüzleşmeye hazır mıyız o konuda kafamda soru işaretlerim var.

Konkordato başvurusunda bulunan şirketlerin artması, kredi piyasasında yaşanan daralma ile nakit akışı yönetiminin giderek zorlaşması, geniş tanımlı işsizlik oranının %30 baremine yaklaşması, takipteki kredi kartlarında artış, limitlerin dolması ile hacizlerin başlayacak olması ve tüm bunların sonunda tüketici ve iş dünyasında güvenin son zamanların en düşük seviyesine gerilemesi.

Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda gelecek OVP ve kapsamındaki varsayımları görmek çok önemli, TCMB tarafından çıktı açığı projeksiyonu üstünden paylaşılan teknik resesyon ihtimali vurgusu ne kadar sahipleniliyor takip edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yılın son baharında 11 Ekim 2024
OVP konusunda ne beklenmeli? 30 Ağustos 2024