Fiyatlama ve enflasyonda tepede miyiz?

Özgür HATİPOĞLU
Özgür HATİPOĞLU DERİN BAKIŞ ozgur.hatipoglu@dunya.com

Yakın zaman önce borç tavanı konusunda düşüncelerimi paylaştığım için zurnanın zırt dediği yere gelmemize rağmen şimdilik bu konuya daha fazla dokunmak istemiyorum.

Ama sonrasında piyasa tepkisine dair kısa bir paylaşımda bulunmak istiyorum. Geçen hafta Biden ile Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’nin görüşecek olması bile hisse senedi piyasalarında bir kıvılcım ateşlemeye yetti. Hatta akabinde Avrupa’da bile hisse senetleri yükseldi.

Büyük ihtimalle gerçekten bir anlaşma olduğunda ilk tepki endekslerde alış olacak gibi gözüküyor. Daha sonrasında ise beklentinin gerçekleşmesi ve özellikle Nasdaq 100 endeksinin yukarı yönlü biraz zorlama hareketinin gevşemesi söz konusu olabilir. Bunu izleyerek göreceğiz.

Küçük Amerikan bankaları

Diğer yandan bir süredir çok dokunmadığım bankacılık krizinin artık etkisini kaybetmeye başladığını görüyorum. Nitekim bazı küçük bankaların yeniden mevduat toplamaya başladığını ve para girişi haberlerini okuyoruz. Anlaşılan o ki, daha az regüle edilen bu bankalar durumu düzeltmeye başlıyorlar.

Henüz işin başındalar ama geniş bir perspektiften düşündüğünüzde ABD’de irili ufaklı 4000’den fazla banka/kredi kuruluşu olduğu biliniyor ve sadece bir avuç bankanın problem yaşaması, olayın sistemik bir risk haline gelmesi ve sektörel bir kırılmaya dönüşmesi oldukça ağır bir fatura olacaktı.

Kabul ediyorum, batan ve zorluk yaşayan bankalar kendi hinterlantlarında belli bir yer tutuyorlardır, ancak ABD ekonomisi genelinde baktığınızda o kadar da önemli bir boşluğu doldurmuyorlar.

Sonuçta bankaların yeniden güven tesis edip para toplayabilir hale gelmesi hem fiyatlamalarda hem de likidite beklentilerinde iyileşmeye neden olacaktır. İlk değişim fiyatlamalarda olmaya başladı bile. Bölgesel banka etf ’i KRE geçen hafta başından bu yana % 12’den fazla yükselmiş durumda ve büyük ihtimalle bu hareketin daha yukarılara uzandığını göreceğiz.

Bankacılık koşullarındaki iyileşme, işin başında kredi koşullarının sıkılaşması ile ilgili endişeleri de hafifletecektir ve daha uzun vadede bu bankaların sermaye maliyetlerinin de düşmesi ile likidite koşullarında gevşeme olacaktır.

Ancak bunun en azından 6 ay gibi bir gecikmeyle reel piyasaya etki etmesi beklenebilir. Zincirleme reaksiyon ile paranın yeniden nispeten kolaylaşması hisse piyasası için pozitif olarak düşünülecektir. Resesyon beklentisine karşılık tüketici davranışı rasyonel mi?

Aslında bakarsanız faizlerin artması, üstüne üstlük bankaların sermaye maliyetinin kriz nedeniyle ekstra artması gibi nedeniyle kredi büyümesinde yavaşlama beklenirken son gelişmeler kredilerde beklenen daralmayı yapmamış görünüyor. ABD’de kişisel tüketim harcamaları ve gelirlere baktığımızda ise bu değerlerin anlam ifade edecek şekilde aşağı düşmediği görülüyor.

Perakende satışlar deseniz artış bile var son aylarda. Bu durumda şunu düşünebiliriz; Amerikan tüketicisi henüz bir resesyonun kendi hayat düzenini bozacağını düşünmüyor ve kazançlarını tasarruftan ziyade harcamaya yönlendirmeye devam ediyor.

Peki ne zaman eve ateş düşer? Ne zaman ki istihdam piyasası bozulur, işsizlik oranı %4’e doğru tırmanır, o zaman Amerikalılar “acaba ben de işimi kaybeder miyim? İşsiz kalır mıyım? Ne kadar işsiz kalırım? O sırada kiramı nasıl öderim?” sorularını akıllarına getirirler. Bakın size bizzat yaşadığım bir olayı anlatayım; lisans üstü eğitimim için ABD’deydim.

Programa başladık, insanlar kendilerini tanıtıyorlar, Amerikalı öğrencilerin bir kısmı işsiz ama adam orta yaşa yakın. Nasıl oluyor dedim ve ara verildiğinde bunlarla konuştum. Genelde kısa bir süre önce işlerinden ayrılmışlar ve bir süre çalışmayı düşünmüyorlar ama bu süreyi de üretken geçirmek için master yapıyorlar. Daha sonra ise lisansüstü dereceyle işe geri gitmek istiyorlar.

Nereden baksanız 1,5 sene boş demek. Nasıl geçineceğinden ziyade nasıl iş bulacaksın dediğimde iş bulmak çok kolay, her yerde açık pozisyon var, hatta masterli olunca daha kolay dedi. Aklım almamıştı, bizde o zamanlar bir kere işini bıraktın mı, bıraktığın kadar iyi bir işi yeniden bulmak çok zordu.

Ama sonuçta adamların ekonomisi yeni açık pozisyon açıyor. İşte ne zaman bu durum değişir, ortalama Amerikalı harcamayı keser, bu da talep kökenli olan enflasyonun kendiliğinden yavaşlamasına neden olur yani bu işin de aslında en zor kısmını gördük gibi. El cevap; evet tüketiciler aslında rasyonel ve mutlu. Tıpkı biz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Haftanın heyecanları 09 Nisan 2024
Kafalar hala karışık 27 Şubat 2024
Balinaların hisseleri 20 Şubat 2024
İstihdamda mevsimsellik 06 Şubat 2024