Gıda güvenliği için pestisitte dijital reçete
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı döneminde başlatılan projelerde iki kavram öne çıkıyor: Kayıtlılık ve dijitalleşme.
Bugün gelişen teknolojiler sayesinde kayıt tutmak çok daha kolay. Tarladan sofraya tüm tarımsal üretim süreçlerini kayda aldığınızda; izlenebilirlik, denetim, planlama ve kalite konularında iyi bir noktaya gelebiliyorsunuz.
Üretim planlamasından gıda güvenliğine kadar neredeyse her alanda, dijitalleşme sayesinde etkili kayıt sistemleri oluşturuluyor.
Bu geçiş elbette ki kolay olmuyor. Küçük ve dağınık işletmeler, eğitim seviyesi düşük ve yaş ortalaması yüksek işletmeciler, tarımın doğasından kaynaklanan zorluklar; iyi kurgulanmış bir sistemin uygulamada birçok aksaklıklar göstermesine yol açabiliyor.
Pestisitte akıllı takip
Pestisit kalıntısı iddiasıyla ihracattan dönen tarım ürünleri konusu zaman zaman ülke gündemini meşgul ediyor. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki ihracattan dönen ürünlerin oranı binde birler nispetinde. Ayrıca tamamı pestisit kalıntısı nedeniyle değil, önemli bir kısmı aflatoksin kaynaklı. Bunların da iç pazara asla sürülmediğini ve imha edildiğini yeri gelmişken vurgulayalım.
Bununla birlikte sıfır kalıntı oranı sağlanana kadar bu soruna eğilmek gerekiyor. Aslında sorunun kaynağı açık: Bitki koruma ilaçlarının yanlış ve aşırı kullanımı.
Bakanlık, sıkça eleştirilen ve birçoğu dezenformasyondan kaynaklanan pestisit kalıntısı konusunda bir düzenlemeye gidiyor. Buna göre, mevzuat hazırlığı tamamlanan ve yayım aşamasına gelen “B-Reçete” veya “Bitki Reçetesi” uygulamasıyla, zirai ilaç kullanımını kontrol altına almayı hedefliyor. Uygulama öncelikle pilot illerde başlayacak ve gelecek yıl tüm illerde uygulanacak. Yine bu çerçevede, tüm paydaşlara eğitim ve bilgilendirme Bakanlık tarafından gerçekleştirilecek. 2009 yılından bu yana reçete sistemi denenmiş, ancak mahkeme süreçleri, işletme kayıtlarının yetersizliği vb. nedenler sisteme uygulama imkânı vermemiş. Yeni sistemde en büyük fark, iş ve işlemlerin dijital ortama aktarılması ve takibinin daha etkili yapılması. Bu aşamada, tüm işletmelerin kayıt altına alınamadığı ve uygulanamayacağı eleştirisi var. Oysa ki kayıtlılığı artırmanın yolu bu tür mecburiyetlerdir. O nedenle Bakanlık, her işlem için dijital kayıt zorunluluğu getirdiğinde, tam kayıtlılığı kısa zamanda sağlayabilirsiniz.
Sistem nasıl işleyecek?
Bakanlığın paylaştığı bilgi notuna göre, üretici istediği zirai ilacı, istediği miktarda satın alamayacak. Öncelikle hangi ürüne, ne kadar alanda bitki koruma ürünü uygulanacağı, yetkili ziraat mühendisinin vereceği reçete ile belirlenecek. Bu reçete ile üretici, ilgili satış bayiinden zirai ilacını alacak. Aslında halihazırda uygulanan eczacılık sisteminin bir benzeri pestisit kullanımı için kuruluyor. Yine bu kapsamda BKÜ e-reçete ve Üretici Kayıt Defteri’nden oluşan bir takip sistemi de oluşturuluyor.
Sistemin hayata geçirilebilmesi için gerekli veritabanları zaten Bakanlık bünyesinde mevcut. Bu veriler üzerinden, kayıtlı her bir üretici için Üretici Kayıt Defteri dijital ortamda oluşturulacak. Reçeteler, yetkili ziraat mühendislerince bu sistem üzerinden yazılacak, satışlar buradan takip edilecek. Üreticiler de hasattan hemen sonra hasat bilgilerini sisteme işleyecekler. Böylelikle hasat zamanına çok yakın ilaçlama nedeniyle bitki bünyesinden atılamayan pestisit kalıntıları tespit edilebilecek. Ayrıca tüketici de satın alacağı üründe kullanılan pestisitlerle ilgili detayları görebilecek.
Zirai ilacın kayıt dışı kullanımına dijital fren olarak tarif edebileceğimiz bu düzenleme ile pestisit kullanımının en aza indirilmesi, ihtiyaca göre üreticilere ilaç satışının yapılması, tarımsal ürün ihracatında pestisit kaynaklı pazar kayıplarının önlenmesi ve nihayetinde gıda güvenirliğinin sağlanması amaçlanıyor.
İyi niyetlerle çıkılan bu yolda, kurgunun ötesinde uygulamanın çok kolay olmayacağı öngörüsüyle tüm paydaşların sisteme destek vermesi gerekiyor. Çünkü gıda güvenliği hepimizin meselesi.