Gıdada fiyat makası iyice açıldı
Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden tedarik zincirinde aksamalar, girdi maliyetlerinde anormal artışlar, panik alımları gibi faktörlerin etkisiyle patlak veren hızlı tırmanış ile Aralık 2019-Mart 2022 dönemine damgasını vuran gıda fiyatlarında, o tarihten bu yana dünya ile Türkiye arasında dramatik bir ayrışma yaşanıyor.
Anılan dönemdeki fiyat artışlarında Türkiye zaten dünya ortalamasını ikiye katlamıştı. Fiyatların tepe noktaya ulaştığı Mart 2022’den bu yana ise dünyada gıda yüzde 20’ye yakın ucuzlarken, Türkiye’de ise yükselişini sürdüren fiyatlar pandemi ve savaş kaynaklı tırmanış dönemindekinin üstüne, kümülatif olarak 3,3 kat daha artış kaydetmiş bulunuyor.
Yeni kırılma noktası
İki yılı aşkın süredir uygulanmakta olan sıkı para esaslı ekonomik programın özellikle Mayıs 2024’ten sonraki on beş ayında hızlı bir düşüş kaydeden enflasyonun eylülde yeniden yükselişe geçmesinde en büyük rolü gıda fiyatları oynadı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksinde (TÜFE) yüzde 24,97 ile en büyük ağırlığa sahip olan gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda fiyatlar, önceki aya göre yüzde 4,62 artarak aylık enflasyona 1,11 yüzde puanla en büyük katkıyı yaptı. Özellikle yumurtada yüzde 19,84, taze balıkta yüzde 19,16, patates hariç taze sebzelerdeki yüzde 11,95 ve tavuk etindeki yüzde 11,82’lik artışlar gıda enflasyonunu, o da manşet enflasyonu yükseltti.
TÜİK gıda ve alkolsüz içecekler endeksinde bu yıl ilk dokuz aydaki artış yüzde 22,5’e, son bir yıldaki artış da yüzde 36,06’ya ulaştı. Yıllık enflasyona da en büyük katkı gıdadan geldi.
Eylülde dünya fiyatları geriledi
Türkiye’de gıda fiyatlarının belirgin bir ivmeyle yeniden yükselişe geçtiği eylül ayında, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Gıda Fiyat Endeksine göre dünya fiyatları ise önceki aya göre yüzde 0,7 düştü. Dünya gıda fiyatları bu yılın ilk dokuz ayında kümülatif bazda sadece yüzde 1,1, eylül itibarıyla son bir yılda da yüzde 3,4 oranında bir artış kaydetti.
Tırmanışta, Türkiye dünyayı ikiye katlamıştı
Gıda fiyatlarının seyrindeki bu dramatik ayrışma; küresel piyasaların önemli oranda normalleşmesi, savaşların olumsuz etkilerinin alınan önlemlerle kısmen aşılması gibi faktörlere bağlı olarak gıdanın dünyada ucuzlarken, Türkiye’de ithalata bağımlılık, TL’de değer kaybı, tarımda maliyet artışları başta olmak üzere ülkeye özgü, kronik nitelikteki temel yapısal ve makroekonomik sorunlardan kaynaklı olarak artmaya devam ettiğini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) resmî açıklamalarına göre, ilk olarak Çin’in Vuhan kentinde tespit edilen yeni tür koronavirüs (SARS-CoV-2) vakalarıyla Covid-19 pandemisinin başladığı Aralık 2019’da FAO’nun 2014-2016=100 bazlı Gıda Fiyat Endeksi’nin değeri 100,8 düzeyinde bulunuyordu. Pandeminin giderek küresel çapta yayılması paralelinde özellikle 2020’nin son çeyreğinde yükselişe geçen endeks, o yılı 108,5 düzeyinden kapadı, Aralık 2021 sonunda 133,7’ye ulaştı.
Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ise yeni bir yükseliş dalgasına yol açtı. FAO Endeksi aynı yılın mart ayında 160,2 ile tarihi tepe noktaya ulaştı. FAO’ya göre Aralık 2019-Mart 2024 döneminde dünyada gıda fiyatları kümülatif bazda yüzde 58,9 artarken, TÜİK TÜFE’ye göre aynı dönemde Türkiye’de kümülatif artış yüzde 118,4’e ulaştı.
Gıda fiyatlarındaki hızlı yükselişte küresel tedarik zincirinde pandemiye ve savaşa bağlı aksamalar, enerji ve gübrede sıra dışı fiyat artışları, kuraklık, sel gibi hava koşulları ve iklime bağlı olumsuzluklar, artan belirsizlik ve güven kaybının yol açtığı panik alımlarının yol açtığı arızi talep patlaması, genişleyici para politikaları ve sert kur dalgalanmaları gibi faktörler etkili oldu. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının tahıl ve bitkisel yağ ihracatında yol açtığı kesintiler, fiyatları tetikledi.
Türkiye’de gıda fiyatları neden artıyor?
Konut/kira ve ulaştırma ile birlikte Türkiye’de kronik yüksek enflasyonun ana kaynağı olan gıdada fiyatların hızlı artmasının başlıca nedenleri şöyle:
Türk Lirası’nın değer kaybı ve ithalat bağımlılığı: Gıda üretiminin yüzde 70-80’i gübre, yem, tohum, mazot gibi girdilerde ithalata bağımlı. TL’nin yabancı dövizler karşısında değer, bu girdilerin maliyetini artırıyor. Baskılamaya rağmen 1 dolar + 1 Euro’dan oluşan döviz sepeti TL karşısında eylül ayında yüzde 1,6, ilk dokuz ayda yüzde 25,3, son bir yıl itibarıyla ise yüzde 25 değer kazandı. En temel girdilerden gübre fiyatları dünyada düşmesine rağmen TL bazında yükseldi. Tarımsal üretim maliyetlerinde artış: Yakıt, gübre ve yem fiyatlarında küresel planda yaşanabilen yükselişler Türkiye’de kur etkisiyle katlamalı olarak yansıyor. Çiftçiler, maliyetlerin “farm-gate” fiyatlardan hızlı artması nedeniyle üretimi kısıyor, arzı daraltıyor. Çiftçinin kâr marjını eriten faktörler üretimden caydırıyor, ithalatı artırıyor.
Tedarik zinciri sorunları, organizasyon eksiklikleri: Tarladan-sofraya süreçte aracı sayısının fazlalığı, verimsiz ve şeffaf olmayan bir sürece yol açıyor. Üretici fiyatları düşük kalırken, tüketici fiyatları yüksek oranlarda artıyor.
İklim ve olumsuz hava koşulları: Kuraklık, seller ve aşırı sıcaklar üretimi düşürüyor. Özellikle bu yaza damgasını vuran “Akdeniz kuraklığı” mahsul verimini yüzde 10-15 düşürmüş bulunuyor. Bu gelişme, mevsimsel meyve-sebze ürünlerinde yüzde 20’nin üzerinde ilave fiyat artışına yol açıyor. Yapısal ve politik faktörler: Uzun vadeli sorunlar arasında tarım politikalarının tutarsızlığı, küçük ölçekli çiftçilik ve pazarlama kooperatiflerinin zayıflığı yer alıyor. Spekülatif fiyat oluşumları ve aracı rantı ise kronik sorunların başında geliyor.
Pandemi sonrası: Dünyada yüzde 19,6 düşüş, Türkiye’de yüzde 327,4 artış
Alınan çeşitli önlemlerle koşulların görece düzelmesi sayesinde gıda fiyatlarında Mart 2022 sonrası düşüş başladı ve 2024’ün ilk çeyreğine kadar devam etti, Şubat 2024 itibarıyla FAO Endeksi 117,4’e kadar indi. İzleyen dönemde patlak veren yeni küresel olumsuzlukların gıda fiyatlarına yansıması ise görece sınırlı kaldı. Bu yıl ağustos sonunda 129,7’ye yükselmiş olan FAO Gıda Endeksi eylülde 128,8’e geriledi. Gıda endeksi Eylül 2025 itibarıyla zirve olan Mart 2022’dekinin yüzde 19,6 altına indi.
Buna karşılık TÜİK TÜFE kapsamında gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubuna ait alt endeksin Mart 2022 itibarıyla 1101,00 olan değeri Eylül 2025 itibarıyla 4705,79’a ulaştı. TÜİK gıda endekste o tarihten bu yana kümülatif artış yüzde 327,4’e (3,3 kata) ulaştı. Diğer anlatımla; dünyada fiyatların zirveden döndüğü Mart 2022 itibarıyla her ikisinin de düzeyi 100 kabul edilirse Eylül 2025 itibarıyla FAO Gıda Endeksi 80,4’e inerken, TÜİK gıda ve alkollü içecekler endeksi 427,4’e çıktı.


