Haftaya dair…

Özgür HATİPOĞLU
Özgür HATİPOĞLU DERİN BAKIŞ ozgur.hatipoglu@dunya.com

Bu hafta, önce Salı günü ABD TÜFE verisi, Çarşamba Fed toplantısı sonuçları ve Cuma günü de BoJ toplantısı ile faiz piyasasında önemli haftalardan birisi olacak. Ek olarak dün ABD hazinesi $40 milyar büyüklüğünde 3 yıllık, $32 milyar büyüklüğünde de 10 yıllık tahvil ihalesi düzenledi. Bu gün ise $18 milyarlık 30 yıllık tahvil ihalesi var. Dolayısıyla Fed toplantısı öncesinde piyasada ciddi bir tahvil arzı var ki bu da fiyat üzerinde bir miktar baskı oluşturup faizin hafifçe yükselmesine neden olabilir.

Yine bugün gelecek enflasyon verisi çok büyük ihtimalle ertesi günkü Fed kararlarını etkileyecek kadar büyük bir sapma yapmaz. Ancak yine de tahvil işlemcilerinin kesinlikle takip etmesi gereken bir ekonomik veri olacak.

Cuma günü ise Japonya Merkez Bankası’nın toplantısından bir faiz kararı çıkması beklenmez. Ama uzun zamandır yaptıkları gibi getiri eğrisi kontrolüne devam edeceklerini sanıyorum. Bu arada kurun Fed kararları ve BoJ açıklamaları ile 145 seviyesinin üzerine atması ilerleyen zamanlarda Japon Merkez Bankası’nın kura müdahale ihtimalini artıracaktır.

Enflasyon

ABD’de ve hatta dünyanın geri kalanında istihdam güçlü olmaya devam ettiği sürece harcama da güçlü kalacaktır. Bu durumda talep taraflı olarak enflasyonun geri gelme ihtimali düşüşünü sürdürecek diye düşünebiliriz. Nitekim geçtiğimiz gün Kanada Merkez Bankası BoC’un piyasada sürpriz etkisi yapan 25 bps’lik faiz artışının arkasında yatan temel neden bu harcama konusuydu. Bilindiği üzere benzer bir durum ABD’de de var. Bu nedenle sadece bu toplantı için değil, bundan sonraki süreç için enflasyon risklerinin yukarı yönlü dönmüş olduğu düşünülebilir.

Ne var ki bu noktada etkili olan sadece talep fonksiyonu olmayacak. Belki şimdilerde farkında değiliz ama yılın geri kalan aylarında, özellikle gıda emtiası fiyatlarında yukarı yönlü hareketlilik son derece güçlü olacağa benziyor. Çünkü El Niño iklim olayı, yılın geri kalan döneminde büyük ihtimalle çeşitli tarım bölgelerinde sel baskınları, bazılarında ise kuraklık gibi aşırı hava koşulları oluşmasına neden olarak tarımsal emtia hasatına zarar verecek. Buna bağlı olarak da şeker, kahve, kakao, belki tahıl fiyatları yükselecek. Sonuçta enflasyon denklemine bir de arz fonksiyonu eklenecek. Bu, El Niño konusuna yazının sonunda tekrar değineceğim.

Fed Toplantısı

Artık hepimizin malumu olduğu üzere Fed’in Haziran toplantısından bir faiz kararı çıkmayacak – yani çok çok büyük ihtimalle diyerek sigortamızı alalım. Sanrısal hikayeden piyasa fiyatlamasına gözümüzü kaydırırsak geçen hafta %75 oranla faiz artırmayacağı beklenen Fed için Cuma piyasa kapanışında bu oran %93 olmuştu. Bu hafta enflasyon beklentinin üzerinde gelirse swap piyasasının bu fiyatlaması kesinlikle geri gelecektir ama yine de bir faiz artışına şahit olma ihtimalimiz son derece düşük. Oysa ayın ilk Cuma’sı açıklanan istihdam verilerinin gerekli gevşemeyi göstermemesi Fed için faiz artırımına açılan kapıda bir kilidi daha açmıştı. Başkan Powell Salı akşamı, sonraki toplantılarda (aslında Temmuz toplantısında) yapılabilecek faiz artırımı ihtimalini piyasaya haber vermek için enflasyon risklerinin yukarı yönlü olduğunu ve arttığını söyleyebilir. Üç ayda bir açıklanan projeksiyonların büyüme görünümü kısmında yukarı yönlü ufak bir revizyon gelebilir. Bütün bunlar piyasanın öngörebildiği ve fiyatlayabildiği hususlar. Ancak noktasal grafiklerde sadece 2023 için beklentinin 25bps artarak 5.00/5.25 bandından 5.25/5.50 bandına yükselmesi son derece ciddi bir sürpriz olurdu. Bu durumda faiz piyasası ufak çaplı çıldırarak tahvil getirilerini geçen aylardaki zirvelerine kadar bile atabilir. Doğal olarak endeksler ve pariteler baskıyı hissedeceklerdir. Büyük ihtimalle bu da artış döngüsünün son merdiven basamağı olarak tarihe geçer.

El Niño ve La Niña’nın hikayesi…

Öncelikle, her ikisi de okyanus yüzeyindeki hava sıcaklığının 3 aylık ortalamasının belirli seviyelerin üstünde veya altında olması ile oluşur. Eğer Okyanussal Nino endeksi aralıksız 3 ay boyunca 0,5 derecenin üzerinde oluşursa El Niño geldiği düşünülür. Yok eğer söz konusu endeks yine 3 ay boyunca -0,5 derecenin altında olursa bu sefer La Niña senesi olduğu düşünülür. Şimdilik bu endeks -0,2 seviyesinde ama -0,5’in güneyinden kuzeye doğru hareket ediyor ve bu konunun uzmanları yılın geri kalanında endeksin %90 ihtimalle 0,5’in üzerine yükseleceğini düşünüyorlar. Genellikle El Niño etkileri Pasifik Okyanusu’nda nispeten sıcak suyun fırtınaları doğuya itmesine ve ABD’nin Pasifik kıyılarında Kaliforniya’dan Şili ve Arjantin’e kadar aşırı yağmura neden olur. Ancak Avustralya, Endonezya, Filipinler ve Kuzey Brezilya’da yağmurun azalmasına da neden olur. Daha önce 2015-16 döneminde yaşanan güçlü El Niño Breziya, Hindistan ve Tayland’da şeker kamışı rekoltesinin azalması sonucu şeker fiyatları uçuşa geçmiş, 10 cent’ten 24 cent’e giderek %130 yükselmişti. Buna ek olarak kahve, kakao ve palm yağı fiyatları da yükselmişti. ABD’de ise aşırı yağıştan dolayı oluşan sel baskınları soya ve mısır tarlalarını tarumar ederken Avustralya’da orman yangınları olmuştu.

Anlaşılan o ki hava koşulları da enflasyonla mücadeleye yardımcı olmayacak.      

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Haftanın heyecanları 09 Nisan 2024
Kafalar hala karışık 27 Şubat 2024