Hal Yasa taslağı gıda enflasyonuna çare olur mu?
Hal Yasa taslağının toplumu ikiye böldüğü söyleniyor. Anlamak mümkün değil… Üretici ve tüketici fiyatları arasında uçurum oluşmuşsa, gelirin paylaşımında adaletsizlik varsa, yeni yasa ile bunu düzeltmeye çalışmanın nesi yanlış olabilir?
Kaldı ki yasa taslağını okuyanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez diye tahmin ediyorum. Her zamanki gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor ve onu zikrediyoruz. Aslında kutuplaşmanın asıl nedeni sosyal medyanın oluşturduğu yankı fanusları. Neredeyse herkes, kendisi gibi düşünenlerden oluşan fanuslarda yaşıyor, karşıdan gelen önerileri ve görüşleri dinlemeden tavır alıyor.
Taslağı ve Bakanlıktan temin ettiğim gerekçelerini dikkatlice okudum. İşin özü, sebze ve meyve piyasalarında rekabet ortamının iyileştirilmesi, aracı sayısının azaltılması, üretici örgütlerine avantajlar sağlanması ve ülke ölçeğindeki düzenlemelerle ilgili olarak bazı yetkilerin belediyelerden merkezi yönetime aktarılmasından ibaret.
Yeni taslakla neler değişiyor?
Kamuoyunda Yeni Hal Yasası olarak da bilinen, 11.03.2010 Tarih ve 5957 Sayılı “Sebze ve Meyveler ile Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”da bazı maddelerin değişikliğini öngörülen yasa taslağı ve gerekçeleri hakkında öne çıkan konuları, teknik ayrıntılara girmeden özetlemeye çalışalım:
Toptancı hallerinin kurulması, taşınması ve kapatılması Bakanlığın iznine tabi oluyor. Burada, yeterli hizmet altyapısı olmayan ve asgari ölçütleri sağlamayan toptancı hallerinin kurulmasının önlenmesi amaçlanıyor. Bu şekilde ülke genelinde bir standardın oluşturulabilmesi olumlu bir adım. Öngörülen şartları sağlamadığı Bakanlık veya belediye tarafından tespit edilen toptancı hallerinin Bakanlıkça kapatılması hükmü getiriliyor.
Bunun yanı sıra toptancı hali kurmak isteyen üretici örgütlerine toptancı hal yerlerinin bedelsiz sağlanması hedeflenmiş. Böylelikle üretici örgütlerinin güçlenmesi sağlanabilecek.
Malların toptan alımı, satımı ve sevki hal kayıt sistemine bildirilir hükmü getirilerek hal içi ve hal dışı satışlara ilişkin karışık düzenleme sadeleştirilmiştir.
Üretici örgütlerine satılan mallardan gelir vergisi alınmaması hükmüyle üretici örgütleri destekleniyor.
Belirli niteliklere sahip marketlerin satışa sunacakları sebze ve meyvelerin bir bölümünün, aracı olmaksızın üreticilerden ve üretici örgütlerinden satın almaları mecburiyeti (satışlarının %20’si kadar), üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farkı azaltmayı hedefliyor. Buna uymayanlara 50 milyon TL’ye kadar ceza kesilebilecek.
Üretici örgütleri, kendi ortak ve üyelerinin mallarını pazarlayabilecekler.
Aynı hal bünyesinde komisyonculardan komisyonculara ve tüccarlardan tüccarlara mal devri ve satışı, aracı maliyetlerini azaltmak için yasaklanıyor.
Ayrıca sebze ve meyve ticareti yapanlara ödeme süresi de getiriliyor. Bu sayede, ürününü satışa sunan herkes, belirlenen sürede ve bankalar üzerinden ürün bedelini tahsil edebilecek.
Hal rüsumundan muaf olan malların neler olduğu açıkça belirtiliyor.
Üretici örgütleri teşvik ediliyor ve ödeyecekleri kira bedellerinde yüzde 75 oranında indirim sağlanıyor.
Denetimleri etkinleştirmek adına, belediyelerce uygulanmakta olan idari para cezalarının bir kısmının yetkisi Bakanlığa aktarılıyor.
Serbest rekabet oluşumuna yönelik eylemler için verilen ceza, yeniden değerleme oranıyla 177 bin 340 TL’den 1 milyon TL’ye yükseltiliyor.
Bozulmuş ürünlerin imhası esnasındaki usulsüzlüklerde 200 bin TL ceza ve üç yıl destek yasağı getiriliyor.
Malları standartlara aykırı şekilde ambalajlayan, taşıyan, depolayan ve satışa sunanlara 36 bin TL idari para cezası müeyyidesi söz konusu.
Ezcümle;
Ülke genelinde uyumu sağlamak için bazı yetkiler Bakanlığa geçerken bazıları belediyelerde bırakılmış. Belediyelerden tüm yetkilerinin alındığı iddiası gerçeği yansıtmıyor. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesi, büyük perakendeci marketlerin güçlerinin sınırlandırılması son derece önemli.