İlk çeyrekte ılımlı büyüme
Parasal sıkılaştırma sürecine rağmen Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 ile ılımlı bir tonda da olsa büyümeye devam etti. GSYH’de kesintisiz büyüme süreci 19 çeyreğe ulaştı.
İlk çeyrek büyümesi yüzde 2,3 olarak öngörülen beklentinin biraz altında gelmekle birlikte veriler, “tek haneli enflasyon” hedefiyle uygulanmakta olan iç talebi baskılayıcı, ekonomiyi daraltıcı önlemlere rağmen ekonomide kayda değer boyutta bir soğuma olmadığını, ekonominin büyümeye devam ettiğini ortaya koydu. Geçen yıla göre büyümede, özellikle iç tüketim harcamalarında devam eden artış etkili oldu, sanayi ve tarımdaki kan kabı ise olumsuz gelişmeler olarak öne çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ocak-mart dönemi gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) gerçekleşmelerine göre üretim yöntemiyle GSYH, ilk çeyrekte cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 36,7 artarak 12 trilyon 125 milyar 173 milyon TL oldu. İlk çeyrekte ABD doları bazında GSYH de 335 milyar 504 milyon olarak gerçekleşti. Zincirlenmiş hacim endeksine göre ilk çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre GSYH büyümesi yüzde 2 oldu. Geçen yıl ilk dört çeyrekte yüzde 5,4 olan büyüme, ikinci çeyrekte yüzde 2,4, üçüncüde yüzde 2,2, son çeyrekte yüzde 3 ve yılın tümünde 3,2 düzeyinde gerçekleşmişti.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksinde ise ekonomi bir önceki çeyreğe yüzde 1 büyüdü. Geçen yıl ilk çeyrekte bu bazda büyüme yüzde 1 olurken, ikinci çeyrekte yüzde 0,2, üçüncü çeyrekte yüzde 0,1 olmak üzere üst üste iki çeyrekte küçülme yaşandığı için teknik resesyon başlamış, ancak son çeyrekteki yüzde 1,7’lik büyüme ile bu süreçten çıkılmıştı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise bu yıl ilk çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,7 arttı.
Bu yıl ilk çeyrekte halklarının tüketimi geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2 devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,2, kamu ve özel sektör yatırımlarını gösteren gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 2,1 artış kaydetti. Bu yıl ilk çeyrekte geçen yılın eş dönemine göre işgücü ödemeleri yüzde 42,9, net işletme artığı/karma gelir ise yüzde 31,2 arttı.
Tarım kan kaybediyor
Bu yıl ilk çeyrekte ana sektörler içinde en sert daralma ise yüzde 2 ile tarımda yaşandı. Tarım sektörü geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 3,8, ikinci ve üçüncü çeyreklerde yüzde 3,7, son çeyrekte yüzde 4,7 olmak üzere yılın tümünde yüzde 3,4 büyümüştü. Bu yıl ilk çeyrekte tarımda yaşanan küçülmede olumsuz iklim koşulları ve doğal afetler (özellikle Antalya yöresinde yaşanan dolu afeti), tarımsal üretimde kullanılan gübre, tohum, pestisit, enerji ve sulama gibi girdilerin hızlı artan ve üreticinin üretim kapasitesini sınırlayan fiyatları, üretici fiyatlarının düşük kalması ve ithalat nedeniyle yerli üretime talep azalması, ihracat kısıtlamaları ve olumsuz pazar dinamikleri, tarımda var olan yapısal sorunların etkisi ve genel ekonomik ve politik belirsizliklerin etkili olduğu değerlendiriliyor.

En hızlı büyüme inşaatta
GSYH zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen yılın aynı dönemine göre en hızlı büyüme yüzde 7,3’le inşaat sektöründe gerçekleşti. Deprem konutları yatırımlarının da etkisiyle geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 11,3, ikincide yüzde 6,3, üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 büyümüş olan inşaat yılın tümünde de yüzde 9,3’le en hızlı büyüyen iktisadi faaliyet kolu olmuştu.
Bu yılın ilk çeyreğinde ekonomide önemli ağırlığa sahip olan hizmetler sektöründeki büyüme yüzde 1,3 olurken, bilgi ve iletişim yüzde 6,1, mesleki, idari, destek faaliyetleri yüzde 4’le hızlı büyüyen sektörler arasında yer aldı. İlk çeyrek büyüme oranı gayrimenkul faaliyetlerinde yüzde 2,4, finans ve sigortada yüzde 0,5, kamu yönetimi, eğitim, sağlıkta yüzde 0,3 olurken, diğer hizmetlerdeki büyüme yüzde 4,7 olarak ölçüldü.
Sanayide kaygı verici küçülme Yaşandı
Üretim yöntemiyle GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; ekonomik bünye açısından en stratejik sektör olan sanayide yaşanan yüzde 1,8’lik daralma ilk çeyrekteki en olumsuz gelişmeyi oluşturdu. Parasal sıkılaştırma önlemleri ile yüksek faizden ve ihracatçı kesimleri düşük kurdan en fazla olumsuz etkilenen ana sektör olan sanayide geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 4,1 olan büyüme, yerini ikinci çeyrekte yüzde 1,5 ve üçüncü çeyrekte yüzde 2,1’lik küçülmelere bırakmıştı. Son çeyrekte ise yüzde 1,4 büyüyen sanayi yılın tümünde yüzde 0,5’le iktisadi faaliyet kolları içinde en düşük büyümeyi kaydetmişti. Bu yıl ilk çeyrek verisi sanayide daralma eğiliminin sürdüğünü ortaya koydu.
Kişi başı 16 bin dolar gelirle fiktif zenginlik
Son dört çeyreğin toplamında ABD Doları cinsinden GSYH 1 trilyon 370 milyar 785 milyon dolara ulaştı. 2024 sonu itibarıyla 85 milyon 664 bin 944 kişi olan nüfus verisi baz alınırsa kişi başına milli gelir 16 bin doları aştı. 2024’ün tümünde üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 1 trilyon 322 milyon 408 bin dolar, kişi başına milli gelir 15 bin 463 dolara yükselmişti. Ancak dolar cinsinden GSYH ve kişi başına milli gelirde devam eden hızlı artışta, yüksek enflasyon-düşük kur nedeniyle “fiktif” bir zenginleşme algısı yaratan TL’deki değerlenmenin büyük etkisi bulunuyor. Bir takvim yılında ülkede yaratılan toplam katma değerin parasal karşılığını ifade eden GSYH’nin nüfusa bölünmesi ile bulunan kişi başına milli gelirdeki artışta bu unsurun yanı sıra nüfus artışının durma noktasına gelmesinin de payı var.