IMF Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nun gösterdikleri

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

IMF Nisan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı. (World Econo­mic Outlook – WEO). Raporun ilk bölü­münde mevcut ekonomik durum, tari­felerin etkileri, ülkelerin tarfi etkilerini azaltmak için yapmaları gerekenler gibi konulara yer verilmiş. 2025 ve 2026’ya ilişkin de büyüme ve enflasyon tahmin­leri paylaşılmış her zamanki gibi.

Ama bu sefer her zamankinden daha farklı bir durum var. Yüksek gümrük vergileri daha önce hiç olmadığı kadar ekonomik büyüme tahminlerini aşağı çekmiş du­rumda. Baştan şunu da söyleyeyim enf­lasyondansa ekonomik aktivitedeki ya­vaşlamayı daha çok dert ediniyor IMF. Hatırlarsanız geçen hafta Fed’in de ben­zer düşündüğünü ve bu yüzden faiz indi­rim hızının artabileceğini yazmıştım.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva ba­har toplantıları açılış konuşmasında de­ğişen dünya üretim ilişkilerine de yer verdi. Aslında bu üretim ilişkilerinin değişmesi milliyetçiliğin artması, kü­reselleşmeden geriye dönülmesi, popü­list liderlerin başarılı olması gibi feno­menleri de açıklıyor. Şöyle ki; daha dü­şük ücretlerin olduğu yerde her ürünün farklı parçalarının üretilmesi modeli herkesi eşit şekilde etkilemedi.

Özellik­le gelişmiş ülkelerin bazı sektörlerinde üretim azaldı ya da bitti ve bu üretim­ler başka ülkelere kaydı. Bu da bu işle­ri yapan çalışanları olumsuz etkiledi ve reel ücretler düştü. Tarife dışı engeller, belli sektörlere hükümet yardımları gi­bi(özellikle Çin) uluslararası rekabeti bozucu etki yarattı. Ülkelerin güvenlik kaygıları, kendi kendilerine yetme arzu­larının canlanmasına sebep oldu. Bun­lar da içeride üretim ekonomisine geri dönüşün önünü açtı.

Ülkeler daha önceki krizlere göre bu ticaret savaşlarına ters ayakta yakalan­dılar. Kamu borçlulukları çok yüksek. 2000’lerin başında kamu borcunun GS­YH’ye oranı gelişmiş ülkeler için %75’ler seviyesindeyken şu anda %110’larda, ge­lişmekte olan ülkelerde ise bu oran aynı dönemde %50’lerdeyken şu anda %75’in üstüne çıkmış durumda. Bu da hükü­metlerin hareket alanlarını kısıtlıyor. Çünkü özellikle ticaret savaşları sürer­ken belli sanayi sektörlerinin hükümet­ler tarafından desteklenmesi gerekebi­lir. Bunun için de iyi ve adil bir strateji ve kamu kaynağı yani mali alan gerekli.

Her ne kadar ABD’nin hegemonyası­nın sona erdiğine ilişkin çok şey yazı­lıp çizilse de bazı rakamlar bunu teyit etmiyor. Örneğin verimlilik konusun­da hala ABD önde ve hızla da gelişmeye devam ediyor. 2011’de toplam faktör ve­rimliği dünyanın geri kalanı ve ABD için 100’ken bu rakam şu anda ABD için 115, geri kalanlar için 108 civarında.

Büyüme aşağı enflasyon yukarı

Rapora gelecek olursak; IMF Ocak 2025 tarihli raporundan dünya ekono­mik büyümesinin 2025 için %3.3, 2026 için de %3.3 olacağını tahmin ediyor­du. Nisan tarihli yeni rapordaysa bu ra­kamlar sırasıyla %2.8’e ve %3’e düşürül­dü. Büyüme rakamlarındaki aşağı doğ­ru revizyonun İspanya gibi birkaç ülke hariç dünyanın tamamı için yapıldığını görüyoruz. Enflasyonda da Ocak rapo­runa göre gelişmiş ülkeler için 0.4 pu­an yukarı yönlü revizyon var. İngiltere ve ABD’de bu revizyonlar sırasıyla 0.7 ve 1.0 puanken euro bölgesi için her­hangi bir revizyona gidilmemiş. Gelişen Asya’daysa enflasyon tahmini 0.5 puan aşağı yönlü revize edildi. Buradaki en büyük etkin Çin’de bir türlü yükselme­yen fiyatlar. Covid’den sonra Covid ön­cesi büyüme trendinin üstüne çıkabilen tek büyük ülke ABD. Diğer ülkeler topar­layabilmiş değil. Enerji şoku dolayısıyla gaza bağımlı Avrupa’da durum hala kö­tü. Özellikle de imalata dayalı İtalya-Al­manya gibi ülkelerde. İspanya olumlu ayrışan ülkelerden. ABD ekonomisi net enerji ihracatçısı haline geldi. Son dö­nemdeki Euro’nun değer kazanması bu enerji ithalatçısı ülkeler için bir avantaj olarak görülebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sert adamlar diplomasisi 10 Nisan 2025
Bu insanlar ne istiyor? 03 Nisan 2025